Hani şu ikide bir “Yüksek faizleri ile milleti soyuyorlar. Ekonomimizin gelişmesini baltalıyorlar” diye sanki ülkeyi başkaları yönetiyormuşçasına sözler sarf eden Devlet-i Ali büyüklerine; neredeyse 10 yıldan beri “Siz ne derseniz deyin, biz bildiğimizi (yüksek faizi) okuruz” diyen ve toplam sermayelerinin yüzde 70’i yabancılara ait olan bankalar var ya! Ha işte onların Türkiye ekonomisindeki ahvalini Remzi Özdemir, Yeniçağ Gazetesi’ndeki “Şantajcı Bankalar” yazısında tek cümle ile çok iyi özetlemiştir: “...çünkü bankalar, ülkemizde istedikleri gibi at koşturdular. Koskaca Türkiye’yi adet soyup soğana çevirdiler. Bu ülke yüzde 3 büyürken,bankalar yüzde 30 büyüdü. Sanayi şirketleri zarar açıklarken, banka bilançolara yüzde 100 artan kârlarla doldu taştı.”

***

SURİYE YERİNE, GAZİANTEP ÇÖPLÜĞÜNDE BİRLEŞENLER...

Sosyal medya kullanmıyoruz ama dostlarımız ara sıra mailimize “dikkatini çeker” diyerek gönderi yapıyorlar. Bunlardan birini, hani 6 yıl önce, bir gecede Esad’tan, Esed’e çevirdikleri Suriye’ye “6 ay sonra Şam’da hep birlikte cuma namazı kılacağız” hayali ve hesabıyla dalanların da sebep olduğu facia ile ilgili olarak aldık. Savaş ve katliamlar yüzünden Suriye’den Türkiye’ye kaçan ve Gaziantep’de çöplüklerden azığını çıkarmaya çalışan birisi “Çöplükte birleştik” diyerek şöyle anlatıyor: “Biz Suriye’de ön yargılı yaşıyorduk. Önce birbirimize ayrım yapmaya başladık. Yavaş yavaş arttı. Şii’si iktidar olduğu için kimseyi beğenmiyordu. Sünni’si çoğunluk olduğu için kimseyi beğenmiyordu. Hristiyan’ı zengin olduğu için, Kürt’ü, Arap’ı, Türkmen’i başka beğenmiyordu. Kimse kimseyi beğenmiyordu. Herkes dedikodu yapıp, sosyal medyada küfürleşiyordu. Herkes herkesten uzaklaşıyordu. Herkes çok bilmişti. Herkes en ahlaklı, en dindar, en namuslu benim diyordu... Şimdi, durum değişti. Hepimiz, Gaziantep çöplüklerinde birleştik. Çöp toplarken artık kimse kimse ile tartışmıyor. Çöplüğe düşünce birleşmeyi öğrendik!”

***

O GÜNDEN BUGÜNE, KISSADAN HİSSE...

Rivayet ederler ki bir gün Atatürk, etrafındakilere; “Söyleyin bakalım” der, “bu millet ben öldükten sonra hakkımda ne diyecek?” Orada bulunanların; “Paşam, halk sizi ‘dâhî, kurtarıcı, büyük kahraman’ gibi sıfatlarla yâd edecektir” demeleri üzerine Atatürk; “Hayır, bilemediniz. Halk beni, etrafını dalkavuklar sarmasaydı bu memleket için daha çok şey yapacaktı, diye anacaktır” der.

***

İTTİFAK İLE İLTİHAK KARIŞTIRILMASIN!

Devlet Bahçeli’nin, “barajlar 10 metrenin altında olsun” çağrısı ile siyasetin gündemine oturan birliktelikleri çok farklı yorumlayanlar da olmuyor değil! Ama sanırım en dikkati çeken, “İttifaklar mı olacak? Yoksa iltihaklar mı?” sorusuna gündeme taşıyanların ki, en fazla şüphe uyandıran ve “acaba” dedirtenler oluyor.