Kamu adına “Trabzon’da imar katliamına sebep olanlara, çanak tutanlara” takılıp kalacağımızı en başından söylemiştik. Sayın Cumhurbaşkanımızın İstanbul için dillendirdiği “Biz bu şehre ihanet ettik. Hâlâ da ediyoruz” ifadesinin ardına; “Ben de bundan sorumluyum” öz eleştirisi eklemesini hatırlatıp, Trabzon’da da benzerini sergileyenlerin de çıkıp “biz de hata yaptık, ihanet ettik. Özür dileriz” demeleri ile bu takıntıyı kenara koyacağımızı da özellikle vurguladık.

Ama zat-ı muhteremlerden hâlâ, bu anlamda tek kelime “tık” yok. Onlar susadursunlar, İçişleri Bakanımız Süleyman Soyla, geçen hafta çıktı, yaylaları gündem yapıp adeta kendini de sıygaya çekerek; “Şehrimizin doğasına zarar verdik. Bize bırakılan yaylaları maalesef gelecek nesillere bırakamamanın hüznü ve ızdırabı içerisindeyiz. Çok net söylüyorum. Bizim sorumluluğumuzdur” diye açık açık söyledi.

Ama, Trabzon’u imar anlamında katledenler anlaşılan o ki, yaptıklarını tamamen doğru ve haklı buluyorlar ki, hâlâ çıkıp özür anlamında tek kelime etmediler. Belki de “aynı tas aynı hamam” hesabıyla devam bile ediyorlar. Onlar etmeye, biz yazmaya devam edeceğiz. Anlaşılan o ki, yakında da adrese teslim şekliyle... Onun için, eyy, katliam-ı imarcılar! Gelin inat etmeyin! Sayın Bakanı örnek alıp, hatanızı kamuoyu önünde zikreyleyin.

***

YİNE DE CUMHURİYET...

Bütün hainliklere, ihanetlere, kem gözlere ve sözler ile, Allah’ın akıl ile donatıp, “kul” diye tarif ettikleri arasından bazı gafillerin tüm çabalarına rağmen silemediklerinin başında gelir; “Cumhuriyet Fazilettir” gerçeği. İşte 29 Ekim’in yani “Türkiye Cumhuriyeti”nin ilan edilişinin 94’üncü yıldönümünde Türk milleti, statlardan salonlara, sokaklardan evlere, yerden göğe kadar, vurdumduymazlıkları fırlatıp atarak, korku duvarlarını yıkarak, bu faziletten kopmayacağını bir kere daha göstermiştir.

***

RIZA ÇALIMBAY'I ÖRNEK ALIN...

Galatasaray maçından 3 gün önce; “Bu takımın sıkıntıları sadece saha içinde değil dışında da var” diyen Rıza Çalımbay, kendine düşen alanda, yani saha içinde gereken doğruları yaptı ve Trabzonspor kazandı. Ve de, bana göre saha dışındakilere de “Beni örnek alın, siz de doğruyu yapın” mesajı gönderdi. Bu da saha dışındaki karar mekanizmasının başındakilerin, “Biz de Trabzonspor’un doğru ve tam teşekküllü bir kurul ile yönetilmesi için seçimli olağanüstü kongre kararı alıp, yönetimi de Rıza hoca ve ekibi gibi uyumlu hale getireceğiz” demeleri ile olur ancak.

***

FINDIĞA 9 TL HARCAYANLARA...

İnanın, yedikleri haltları, üreticiyi beklentiye sokarak sebep oldukları zararları bunlar görmüyorlar! Asıl işleri üretimi arttırmak, böylelikle de üreticiyi kazandırmak olması gerekenler, sırf medyada yer almak için işi o kadar ifrata vardırdılar ki sormayın! Biri çıkmış; “Bir kilo fındığın maliyeti 9 lira” diye açıklama bile yaptı.

Hiç uzatmaya gerek yok. Bunlara hatırlatılacak tek bir gerçek, sorulacak tek bir soru var. Onlar da şunlardır: Gerçek: Bir kilo fındık için 9 TL’lik maliyet harcaması yapıldığında o arazinin bir dönümünden en az 200-250 kilogram fındık (hem de bugünkü gibi randımanı düşük ve de çürük değil) alınır.

Soru: Bir dönüm bahçeden (özellikle Doğu Karadeniz’de) neden ortalama 70-80 kilo fındık alınıyor? Ve de benim teklifim: Sırf basında yer almak için bu kadar çaba içine girmesin, yorulmasınlar. Gazetede bana haftada 4 gün ayrılan köşemin bir kısmını onlara tahsis ederim. Her gün orada, sadece poz vermek için girdikleri bahçedeki fotoğraflarını yayınlanmasını sağlarım!