SON DAKİKA



Haber > Magazin > Tuğçe San: Lady Gaga yokken ben vardım

Tuğçe San: Lady Gaga yokken ben vardım

25 Şubat 2024 Pazar - 11:21




1990'lı yıllarda Türk popunun yükseldiği dönemde tekno tarzıyla müzik sektörüne kendine özgü bir soluk getiren Tuğçe San ile konuştuk.





1998'de kariyerini noktalayan şarkıcı, müzikal yolculuğunu ve şimdiki hayatını anlattıTuğçe San, sıra dışı tarzı ve yaptığı müzikle 1990'lı yıllarda sektörde pek çok isimden kendini ayırmıştı. Türkiye'de tekno müziğin geniş kitlelerce tanınmasında büyük pay sahibi oldu.

1996'da kendini adını taşıdığı albümünde yılanla kliplendirdiği 'Neredesin?' ve 'Ha Ha Ha' şarkılarıyla dikkatleri üzerine çekti.

'Tempo' ve 'Güneşten Sıcak' parçalarıyla da bilinen Tuğçe San'ın profesyonel müzik hayatı sadece üç yıl sürse de hafızalarda yer edindi. Müziği bıraktıktan sonra kendine yeni bir hayat kuran şarkıcıyla dünü, bugünü ve yarını konuştuk.

ÖNCE DANS, SONRA MÜZİK...

Sanat hayatına dans ile başlayan Tuğçe San; "İzmir Alsancak'ta doğdum. Sesimi ilkokul yıllarında fark ettim. Maddi durumumuz iyi olmadığı için öğretmenim folklor, koro, ulusal bayramlarda masraflarımı üstlenip bana yardımcı olurdu. Koro ve folklorde başarılıydım. Aslında keşfedilmekten çok kendi kendime bazı kapıları açmaya çalıştım" dedi.

Bir süre sonra Ogün Yıldırım'ın kurduğu 'Mix Of The Dans' grubuna katıldığını söyleyen Tuğçe San; "Çeşitli etkinliklerde dansçı olarak çalıştım. O zamanlar özel televizyonlar yok, kendini göstermek zordu. TRT’nin İzmir’de yaptığı bir program vardı. Oradaki dansçılardan biri de bendim. 15 yaşımda TRT’de ilk programıma çıktım. Ardından birçok sanatçıya turnelerde eşlik ettim" şeklinde sözlerini sürdürdü.

Yaz sezonunda Ege ve Akdeniz bölgelerinde çalışan Tuğçe San, müzik hayatının ilk adımlarını ise Almanya'da yaşayan bir arkadaşının önerisiyle attı: Biraz uçuk kaçık bir kızdım. Yurt dışına gitme merakım da vardı. Kuşadası'nda yabancı gruplarda dans ettiğim dönemlerde bir arkadaşım; 'Çok farklısın bence gelişmen için Avrupa'ya gelmen lazım' dedi. Çok düşünmeden 18 yaşında Almanya'ya Heidelberg'e gittim.

Heidelberg, Frankfurt ve Münih arasında mekik dokurken, bir yandan da Heidelberg Üniversitesi'nde güzellik ve kozmetik üzerine eğitimler aldım. Güzellik salonlarında çalışıyordum. Almanya'da kalmak için menajerimle formalite bir evlilik yapmak zorunda kaldım. Sonrasında beni Almanya'ya gitmeme ikna eden arkadaşım şarkı söylemem konusunda da öneride bulundu.
Tekno, R&B ve underground müziğe ilgim vardı. Dans ve müziği birleştirmek için çalıştım. Denemelere başladık. Arkadaşlarım, 'Bu tarz Türkiye için çok erken, Türkiye’ye gitme’ dediler ama dinlemedim. Şansıma Sony Music Türkiye’ye gelmişti. Haberim olmadan demolarıma ulaşmışlar. Görüşme sonrasında hemen anlaştık ve albümü çıkardık.

"ALBÜM 1 MİLYONDAN FAZLA SATTI"

Kendi adını taşıyan albümün 1 milyondan fazla sattığını söyleyen şarkıcı; "Türkiye'de ilk tekno müziği yapan bendim. Bu konuda kendimi öncü olarak görüyorum. Belçika'daki müzik listelerinde Top 10'da 1 numaraya kadar çıktım" dedi.

Kendine has özgün bir karakteri olması sayesinde kısa sürede şöhreti yakaladığını vurgulayan 52 yaşındaki şarkıcı; "Müziğim, sahne performansım ve dansçılarımın bıraktığı ezgiler bir bütün yarattı. İnanılmaz titiz davrandık. O dönemin teknolojilerine göre kalitemiz cidden çok yüksekti. Kaliteli çalışma zamansız işler ortaya çıkarıyor" diye konuştu.

Tekno müzikle dominant, wamp ve güçlü bir kadın imajını yansıttığını ifade eden Tuğçe San; "Enerjik bir insanım, her zaman neysem o olmak istedim. Standart bir pop müzik yapmak istemedim" dedi.
Müzik teknolojisinin geliştiğini, eskiden müzik üretiminin çok meşakkatli olduğunu söyleyen şarkıcı, ayrıca yeni jenerasyondan Aleyna Tilki'yi beğendiğini dile getirdi.

Tuğça San; "Ben popun 1990'larda zirvede olduğu dönemde sıra dışı müziğim ve tarzımla hafızlarda yer edindim. Hande Yener de bir dönem elektronik müziği denedi ama uzun soluklu olmadı, yetersiz kaldı. Devam etseydi bugün çok daha farklı bir Hande Yener olurdu. Rap ve R&B'de çok iyi isimlerimiz var. Bu kategorilerde çok gelişme kaydettik ama anlamakta biraz geç kaldık" diye konuştu.
Tuğçe San, 'Neredesin' şarkısının klibinde piton ve boa yılanlarıyla kamera karşısına geçişini ise şöyle anlattı: Yönetmene hayvan sevgimden bahsettim ve anılarımı anlattım. O yıllarda bahçemizde yılanlar olurdu. Annem korkmazdı. İlham, buradan geldi. Klipte sıra dışı tarzımı daha da farklı kılacaktı. Hem göz rengim de yılan derisini çağrıştırıyordu. Sabah 6'dan akşam 10'a kadar sürdü çekimler.
Tuğçe San ayrıca; "Bizim dönemimizde dayanışma vardı. Herkes birbirine yardım ederdi. Kıskançlık denen bir şey yoktu. Dostluklar çok daha samimiydi" ifadelerini kullandı.

"RAFET EL ROMAN VEFASIZ ÇIKTI"

Tuğçe San, Özlem Tekin ve Ah Canım Ahmet gibi dostlarını anarken, arkadaşlıkları yıllar öncesine dayanan Rafet El Roman'a da sitem etti. San, albüm çıkarması için Rafet El Roman'ı Almanya'dan Türkiye'ye yalvara yalvara getirdiğini söyledi.

Tuğçe San, Rafet El Roman ile ilgili şunları ifade etti: Rafet ile Almanya'da aynı mahallede oturuyorduk. Yakın arkadaştık. İnanılmaz güzel bir sesi vardı. 'Gel Türkiye'ye gidelim' dedim. Rafet'i kimse tanımıyordu. Zorlaya zorlaya İstanbul'a beraber geldik. Sony Music başta istemedi Rafet'i, 'Bu tarz tutmaz' dediler. Sony Music'i ikna etmeye de çalıştım olmadı.

Onun iyi bir yerlere gelmesi için çabaladım. Sonra başka bir yapım şirketiyle anlaştı ve 'Seni seviyorum' ile patladı. Ama Rafet çok vefasız çıktı. 1995'ti, ikimiz de çok popülerdik ama Rafet hiç arayıp, sormadı. Bir kere bile adımı anmadı. Yediğimiz, içtiğimiz ayrı gitmezdi. Sorsan belki hatırlamaz. (Gülüyor) Maalesef dost canlısı birisi değildi ama yine de çok seviyorum onu...

Kaynak:Habertürk

Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap