İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, TBMM'de partisinin grup toplantısında konuştu.
İYİ Parti lideri Dervişoğlu, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler'in “Bu arada, bir tane drone atmışlar, o da bizim Mehmetçiğe çarptı, hastaneye götürdük. Kurtaramadık şehit oldu” sözlerine "Bakın sırada ne var biliyor musunuz? Turpun büyüğü var. Turbun büyüğü ve en acı olanı ise Milli Savunma bakanının sözleridir. Önce yanlış mı okudum dedim. Ama maalesef doğru okumuşum" dedi.
Dervişoğlu'nun açıklamalarında öne çıkan satırlar:
'TÜRK TELEKOM’U DA, TURKCELL’İ DE SİZ YÖNETİYORSUNUZ'
"Türkiye, Dünya’nın en pahalı ve en vasat iletişim hizmetine tonla para öderken, Depremde, felaketlerde dahi cep telefonu kullanamazken, İnternete ulaşamazken, Siz, işinize geldiğinde, ustaca bant daraltıyor, sosyal medyaya sansür koyabiliyorsunuz. Varlık fonuna aldığınız Türk Telekom’u da, Turkcell’i de siz yönetiyorsunuz. Milletin cebinden rant şebekelerine kaynak aktarmak dışında, İktidarın torpillilerine milyonlarca lira huzur hakkı ödemek dışında, Allah aşkına, hiç birinizin aklına, Bu milletin hayrına, geleceğine, refahına dair bir şey yapmak gelmiyor mu?"
'ŞEHRİN SOLUK BORUSUNA GÖKDELENLER DİKİLMİŞTİR'"
Düşünebiliyor musunuz? 1999 Depremi sonrası belirlenen 470 toplanma alanından bugün sadece 77 tanesi kullanılabiliyor. Gerisi ise hepimizce malum olduğu üzere gasp edilmiş, Şehrin soluk borusuna AVM’ler, lüks rezidanslar ve gökdelenler dikilmiştir."
'1 AYDA 50 MİLYAR DOLARI YAKTINIZ'
"Depreme hazırlık bahanesiyle topladığınız parayı başka yerlere harcayıp, vatandaşımızı ölüme terk ettiniz. Milletin hayatına harcamadınız ama; iktidarınızı korumak için, seçimle alamadığınız İstanbul’u hileyle alabilmek için, 1 ayda 50 milyar doları yaktınız. 23 yıldır bitmeyen yağmanız devam etsin diye, Bu aziz milletin biriktirdiği dövizi har vurup harman savurdunuz."
'İSTANBUL’UN SON SULAK ALANLARINA, SU KAYNAKLARINA SALDIRIYORLAR'
"Şimdi yeniden Kanal İstanbul’un peşine düşmüşler. Suyun altından değerli hale geldiği çağımızda, İstanbul’un son sulak alanlarına, su kaynaklarına saldırıyorlar. Kılıfı da hazırlamışlar. Neymiş; vatandaşa toplu konut yapacaklarmış. Yahu, konutu Türk vatandaşına yapıyorsanız, Reklamı niye Arap ülkelerinin televizyonlarında yayınlatıyorsunuz? Bu büyük yağmayı, Ayşe teyzeye, Ahmet amcaya "ev yapıyoruz" diye perdelemeye çalışıyor, petrol zenginlerinden müşteri bulmaya çalışıyorsunuz. Sizin bu oyunlarınız bitmek bilmedi, biteceği de benzemiyor. Şu artık gün gibi ortadadır; Sarayın bekası ile Milletin bekası birbirinden farklıdır. Türk milletinin devletini, Türk milletinden kopmuş bir avuç azınlık idare etmektedir. Bundan sonra iki seçenek var; ya millet bekası galip gelecek, ya da sarayın bekası Türk Milletini ezecektir. Sorun Sarayda, Çare ise buradadır, Meclistedir!"
'TURBUN BÜYÜĞÜ MİLLİ SAVUNMA BAKANININ SÖZLERİDİR'
"Bakın sırada ne var biliyor musunuz? Turpun büyüğü var. Turbun büyüğü ve en acı olanı ise Milli Savunma bakanının sözleridir. Önce yanlış mı okudum dedim. Ama maalesef doğru okumuşum. Şehidimiz sorulduğunda dedi ki; “Bu arada, bir tane drone atmışlar, o da bizim Mehmetçiğe çarptı, hastaneye götürdük. Kurtaramadık şehit oldu” Aynen böyle dedi. Şehitlerimizi adet gibi zikreden zihniyetin geldiği nokta tam da budur. Bir kahramanımızın şehadetinden değil de, yolda çarptığı yavru kediden bahsediyor sanki. Soruyorum; O drone’u kim attı? Türk ordusunun, polisimizin, korucularımızın yıllardır kahramanca mücadele ettiği hain teröristler atmadı mı? Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler!Şehide kelle diyerek, teröriste barış güvercini muamelesi yaparak, bu ülkeyi dün götürdüğünüz yer neresiyse, bugün de aynıdır. Vatana ihanet görevi tevdi edilmiş aparatların ajandasına değil, Vatana hizmet için hayatını ortaya koymuş kahraman Türk ordusunun şerefine uygun davranın."
DERVİŞOĞLU'NDAN EKONOMİYE NAPOLYON BENZETMESİ
"Meşhur bir hikaye vardır. Napolyon komutanlarından birine sormuş; Savaşı neden kaybettik? Demiş. Komutanı, “Beş nedeni var efendim” diyerek sıralamaya başlamış: “Birincisi barut bitti” deyince, Napolyon, “Tamam dur, ötekileri sıralamanın anlamı yok.” demiş. Türkiye ekonomisinin durumu da budur. Halin sebebini sorarsanız da tek bir nedeni vardır; Cumhurbaşkanlığı sistemi isimli saray tasallutudur. Çünkü bu tasallut, elde avuçta lazım olan ne varsa tüketmiştir. Gerisini saymamıza gerek bile yoktur. Böyle bir ülkenin parasının değerli olması mümkün olabilir mi? Bu ülkeye yatırım gelebilir mi? Böyle bir ülkede istihdam yaratılabilir mi? Böyle bir ülkede yüzler gülebilir mi?"
'ÇILGIN PROJELER ÜRETMEK YERİNE GAP’I BİTİRİLİRLERDİ'
"Bugün gelir adaletsizliğinin en yüksek bölgelerinden olan Doğu ve Güneydoğu, Diyarbakır, Mardin, Van onlar için ne demek? Yine rant demek, ağalık-marabalık demek. Aksi olsaydı, 23 yılda Cumhuriyet’in 10 yılda yaptığının yarısını yaparlardı. Çılgın projeler üretmek yerine, 23 yıldır laf üretmek yerine, En önce GAP’ı bitirilirlerdi."