Devlet Bahçeli: Türkiye'nin önünü kesemeyecekler
Yayın Tarihi: 19.07.2025 - 08:50 | Güncelleme Tarihi: 19.07.2025 - 09:50
"PKK'nın silah yakmasıyla yeni bir evreye geçildi" diyen Devlet Bahçeli açıklamasının devamında, "Devletin pazarlık yaptığını iddia edenler müfteridir" ifadelerine yer verdi.
MHP lideri Devlet Bahçeli'den yeni bir yazılı açıklama geldi.
Yazılı açıklamasında terörsüz Türkiye sürecine de değinen Devlet Bahçeli, İsrail'in Suriye'ye yönelik saldırılarına da sert tepki gösterdi.
"Türkiye’nin yeni ahval ve durumuna ayak uyduramayanların, baş döndüren gelişmelere hazırlıksız ve dağınık şekilde yakalananların yalan ve iftiralardan medet ummaları, kara kampanyalara hız vermeleri bir bakıma bozulmuş mayalarının gereğidir. Devletin pazarlık yaptığını iddia edenler müfteridir.
Al-ver sürecinin işletildiğini, kendisini fesih etmiş bir terör örgütünün yüksek bir aşamaya geçerek yeni kazanımlar elde ettiğini ileri sürmek namertçe bir saptırmadır." diyen Bahçeli, şöyle devam etti:
"TERÖRSÜZ TÜRKİYE İLE İLGİLİ ATILAN ADIMLAR SAĞLAMDIR"
Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı bayrak, vatan ve millet sevgisinin ağır sınavından yüz akıyla çıkmayı başaran ve başaracak olan serdengeçti bir anlayışın siyasi ve fikri kubbesidir.
Teklemeden, tökezlemeden ve tenakuza düşmeden halkımız lehine hakikatin sesi ve sözü olmak her şeyden evvel kutlu ecdadımıza ahde vefanın gereğidir.
Türk milleti asil ve aziz olduğu kadar vakar ve vefayla donanmış bir millettir. Hiç kimsenin milli ve manevi konular çerçevesinde partimiz ve Cumhur İttifakı’yla boy ölçüşmesi, bilek güreştirmesi veya aşık atması mümkün ve muvafık değildir.
Terörsüz Türkiye hedefiyle ilgili bazı menfi ve münferit çıkışları bir kenara bırakırsak, atılan adımların ne kadar sağlam, ne kadar sağlıklı ve ne kadar samimi olduğu gayet açık şekilde görülebilecektir.
"PKK'NIN SİLAHLARI YAKMASIYLA YENİ BİR EVREYE GEÇİLDİ"
Türkiye Cumhuriyeti’nin yeni yüzyılında huzur ve güvenlik hakim olacak, refah ve istikrar öne çıkacak, milli birlik ve kardeşlik muhakkak köklü içerik kazanacaktır. Üzerinde yaşadığımız vatan coğrafyasının kaderi husumet ve hıyanet temelinde değil, birlikte yaşamanın muazzez aklıyla, muhterem ahlakıyla tahkim ve tayin edilecektir.
Kavga ve karışıklıktan nemalanan geleneksel kriz odaklarının Türkiye’nin önünü kesmesi, kutlu yürüyüşünü engellemesi asla söz konusu dahi olamayacaktır. Türk milleti kararını vermiş, Cumhur İttifakı çatısı altında toplanan sevdalıları vasıtasıyla haysiyetli iradesini hayatın somut gerçekleri muhtevasında teçhiz ve teşekkül ettirmiştir. Bölücü terör örgütü PKK’nın silahları yakmasıyla yeni bir evreye geçilmiştir.
27 Şubat İmralı açıklamasıyla gündeme gelen “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı” sonuç vermiş, örgüt fesih kararını ilan ederek silahlara veda etabına geçmiştir. Bu zorlu etabın herhangi bir provokasyona maruz kalmadan belirlenmiş takvim ve yol haritası kapsamında sonuçlandırılması, en son silahın yakılmasıyla tamamlanması elbette kaçınılmaz bir ihtiyaç halini almıştır.
"DEVLETİN PAZARLIK YAPTIĞINI İDDİA EDENLER MÜFTERİDİR"
Terörsüz Türkiye, dünden alınan çetin ve meşakkatli derslerle bugün ve geleceğin emin ve ehil şekilde güvenceye kavuşturulmasıdır. Türkiye’nin yeni ahval ve durumuna ayak uyduramayanların, baş döndüren gelişmelere hazırlıksız ve dağınık şekilde yakalananların yalan ve iftiralardan medet ummaları, kara kampanyalara hız vermeleri bir bakıma bozulmuş mayalarının gereğidir. Devletin pazarlık yaptığını iddia edenler müfteridir.
Al-ver sürecinin işletildiğini, kendisini fesih etmiş bir terör örgütünün yüksek bir aşamaya geçerek yeni kazanımlar elde ettiğini ileri sürmek namertçe bir saptırmadır. Hatta Sevr Antlaşması’nın bir maddesini dahi okumadan süreci makyajlanmış Sevr olarak mimleyenler ve böyle tevil etmeye çabalayanlar utanç çukuruna yuvarlanmışlardır. Bunun da ötesinde “teğmenleri ihraç ediyorlar, PKK’lıları askere alıyorlar” iddiası düşmana bile taş çıkartan bir ağızdır. Terörü geçim kapısı görenlerin maması bitmiş, vanası kapanmıştır.
Kandan, gözyaşından ve kutuplaşmadan siyaset üretenlerin suyu kesilmiş, umutları kırılmıştır. Türkiye’nin yeni dönemine intibak ve intikal zorluğu çekenlerin, devletin taviz ve teslimiyet döngüsü içinde olduğunu hezeyan ve hezimet içinde açıklamaları paçalarının tutuşmasına ve tükenmişlik sendromuna mahkum olmalarına kanıt ve karinedir.
Bir grup PKK’lının 11 Temmuz’da silahları yakmasının üzerinden çok geçmeden İsrail’in komşu ülke Suriye Arap Cumhuriyeti’nin pamuk ipliğine bağlı halde bulunan huzur ve barış ortamına doğrudan saldırması asla tesadüf değildir.