A+ A-
Yorum
10

Ekrem İmamoğlu bir kez daha meydan okudu: ''Tarihin en büyük hezimetini yaşayacaklar''

Yayın Tarihi: 27.02.2025 - 12:36
CHP'de cumhurbaşkanı adayının belirlenmesi için gerçekleştirecek ön seçime düzenlenen toplantıda konuşan CHP'nin Cumhurbaşkanı aday adayı ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu "Tarihin en büyük hezimetini onlara yaşatacak olan on binlerce insan var. Onlara güle güle demeyi, onları göndermeyi dört gözle bekliyorum" dedi.
Kaynak:HABER MERKEZİ

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, CHP’nin cumhurbaşkanlığı ön seçim adayı olarak açıklamalarda bulundu.

CHP Genel Merkezi'nde düzenlenen toplantıya CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu birlikte geldi.

Toplantıya CHP'li milletvekilleri de katıldı.

Toplantının açılış konuşmasını gerçekleştiren CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke, "Tarihi bir eşikteyiz. 21. yüzyılın ilk çeyreği geride kalırken dünyanın büyük belirsizlikler geçirdiği bir dönemin içindeyiz" dedi.

"Dünyadaki büyük değişimleri yanıt verecek ve Türkiye'yi içine hapsettikleri bu çoklu krizlerden çıkartacak yeni bir kurucu iradeye ve bu kurucu iradenin ortaya koyacağı yeni bir düzene ihtiyacımız var" diyen Böke, şunları söyledi:

"Bugün biz, bu salondan başlayarak içinde bulunduğumuz bu tarihi eşikte kurucu ve cesur bir siyasi iradeyi ortaya koyuyoruz. Kararlı ve güçlü bir siyasetin o kararlı ve güçlü adımlarını hep birlikte atıyoruz."

Selin Sayek Böke'nin ardından kürsüye İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu geldi.

Açıklamasına Beykoz Belediye Başkanı Alaattin Köseler'in gözaltına alınmasına tepki göstererek başlayan Ekrem İmamoğlu, "O sandık eninde sonunda milletin önüne gelecek. Tarihin en büyük hezimetini yaşayacaklar. Tarihin en büyük hezimetini onlara yaşatacak olan on binlerce insan var. Onlara güle güle demeyi, onları göndermeyi dört gözle bekliyorum" dedi.

İmamoğlu'nun açıklamaları şöyle:

"Ne yazık ki yine bu sabah aylardır ülkemize yaşatılan utanç verici ve gerçekten insanlarımızın yaşamlarıyla ilgili dahi tereddüte düşüren uygulamalardan birisini yaşamanın utancı içindeyiz.

Beykoz'da devlet adabını bilen, insanlarla iyi diyalog kurmuş, kendini sevdirmiş Alaattin Köseler, sabah 04.00 sularında evine polis baskınıyla giriliyor ve gözaltına alınıyor.

"ONLARI GÖNDERMEYİ DÖRT GÖZLE BEKLİYORUM"

O sandık eninde sonunda milletin önüne gelecek. Tarihin en büyük hezimetini yaşayacaklar. Tarihin en büyük hezimetini onlara yaşatacak olan on binlerce insan var. Onlara güle güle demeyi, onları göndermeyi dört gözle bekliyorum.

Bu hukuksuz uygulamaların, 86 milyon insanımızdan bir kişinin de başına gelsin diyecek hiç kimse bu salonda yok.

Hepimiz bir kavşaktayız. Tarihimizin önemli bir kavşağında, Cumhuriyetimizin yeni yüzyılında yeni rotasını tayin etmenin eşiğindeyiz. Bugün yine, yeniden, hep birlikte yola çıkıyoruz. Dünya yeniden kurulurken Türkiye'nin bu yeni dünyada nasıl yer alacağına karar vereceğiz. 102 yıldır en önemli kavşaklarda en önemli kararları CHP verdi. 1923'ten bu yana yasalar önünde herkesin eşit olduğu bir Cumhuriyet'te yaşıyor olmamızda bizim partimizin imzası var.

1923'te İzmir İktisat Kongresi'nde, 1929'da Dünya Ekonomik Buhranı'nda milli bir ekonomi kurulmasında bizim imzamız var. Türkiye'nin çok partili demokrasiye geçişini de biz sağladık. Yenildiği rakibine olgunlukla iktidarı teslim eden de biz olduk.

1980'den sonra aynı kabiliyeti gösteremedik. Milletin kabahatinden değil, kendi eksikliklerimizden iktidar olamadık. Biz iktidar olamadıkça Türkiye'miz sosyal hukuk devleti olmaktan uzaklaştı. Yıllar içerisinde daha da otoriterleşen, krizlerden koruyamayan iktidarların eline düştük. Cumhuriyet'in ikinci yüzyılına köklü kurulları zayıflamış bir devletle, işlevsizleşmiş bir Meclis'le, demokratik dünyadan uzaklaşmış bir ülkeyle, yarısı yoksullaşmış bir nüfusla girdik.

Buradan çıkarmamız gereken bir şey var; bizim buna son vermek zorunda olduğumuzu unutmamak. Bu hali kabul edemeyiz! Hep birlikte millet olma fikrinde buluşturmuş Mustafa Kemal Atatürk'ün iradesi, ülkemizi çok partili hayata geçirmiş İsmet İnönü'nün feraseti, Bülent Ecevit'in yenilikçiği yolumuzu aydınlatıyor.

"CHP DEĞİŞİRSE TÜRKİYE DEĞİŞİR"

Milletimizi yeniden devletin sahibi yapma yolculuğuna çıkıyoruz.

CHP değişirse, Türkiye değişir. CHP silkindi, değişmeye başladı. Değişimi başlattı. 2023 kurultayında üzerindeki o seçim sonrası çökmüşlüğü, kaybedilen genel seçim sonrası umutsuzluğu attı. 31 Mart 2024 gününden bugüne Türkiye'nin birinci partisiyiz. Biz artık yola çıkmak zorunda olduğumuzu ilan etmeliyiz. CHP'yi değişimi başlattık, güçlendirdik, şimdi sıra Türkiye'yi değiştirmekte. Bugün bu yola çıkıyoruz.

Bir karar vereceğiz. Cumhurbaşkanı adayımızı belirleyecek ve büyük ve kutlu bir yolculuğa başlayacağız. Partimiz cumhurbaşkanı adayını belirleme kararı vermiştir. Rakibimiz büyük bir panik yaşıyor. Çünkü onlar bugüne kadar kendilerine rakipsiz zannettiler. Rakiplerini kendileri belirleyebilir zannettiler, iktidarlarını sonsuz zannettiler. Aday belirleyeceğimiz için  ve ortaya koyduğumuz bu demokratik bir süreç için çok büyük bir kaygıya ve korkuya kapıldılar. Bu milletin onlara verdiği yetkiyi istismar etmeye başladılar. Benim hakkımda 25 yıl hapis cezası istiyorlar, siyasi yasak istiyorlar, partimizin kurultayını iptal etmek ve kayyum etmek için süreç takibi yapıyorlar.

"İKTİDARA TEPKİ"

Zavallılar, çaresizler, acizler... CHP halkın kendisidir, halktır halk! Halkı durduramazsın, halkı engelleyemezsin, halkı kapatamazsın. Ekrem İmamoğlu da bu halkın, bu milletin evladıdır. Onu milletin evinden alamazsın. Sanıyorlar ki Ekrem İmamoğlu'nu aday yapmazlarsa kurtulurkar. Bu salonda kaç tane Ekrem İmamoğlu var biliyor musunuz?

Ekrem İmamoğlu bu yolculukta kendi adına aday değil? Diyeceksiniz ki 'ha Ekrem İmamoğlu aday, ha ben adayım'. Bu şekilde bakacaksınız. Milletin seçimini, tercihini, iradesini yüz üstü bırakacağımızı zannediyorlar. Bu kararlı gözlerden şunu görebilirsiniz, o bir çift mavi gözdeki kararlılığı görebilirsiniz.

Bizim tek derdimiz ve tek hayalimiz var; bir avuç insanının yerle bir ettiği devlet yapısını, hukuk sistemine, eğitimi, sağlığı yeniden inşa etmek. Devleti bir avuç insanın değil, milletin çıkarlarının bekçisi haline getirmek.

Ön seçim yapacağımızı duyunca panikledi. Kendi tabanlarına hesap vermekten korkuyorlar. Şimdi kendi tabanları da ön seçim ister diye korkmaya başladılar. Partimizin aday kararı, bu iktidara rakipsiz olmadığını, gündemi de rakiplerini de kendilerini belirleyemeceğini net bir şekilde gösterdi. Partimizin ön seçim kararı Türkiye siyasetinde ilk defa gerçekleşecek bir siyasal devrimi yarattı.

O bir avuç insan korkmaya devam etsin. Çünkü onlar ülkeyi seçimsiz, sandıksız yönetme hevesi kuruyorlar. Biz onlara bu fırsatı vermeyeceğiz.

"YÜKÜ OMUZLAMANIN VAKTİ GELDİ"

Müsterih olun, içinizi ferah tutun; şafak söküyor. Bu düzeni yeniden değiştirmek, Türkiye'yi dünyada hak ettiği yere yükseltmek için yolculuğa çıkıyoruz.

Yükü omuzlamanın vakti gelmiştir. Sorumluluk almak için kendimize güveniyoruz. Sağlam bir plana ve bu planı hayata geçirecek güçlü bir kadroya sahibiz. Sadece bir avuç insanın değil, milletimizin evlatlarıdır.

Biz bu yozlaşmanın ve çürümenin pençesinde nefes almaya çalışırken dünya yeni bir döneme giriyor. Küresel ve bölgesel olarak yeni ittifaklar kuruluyor.

Bu yeni döneme milletin yoksullaştırılmış, adaletten uzaklaşmış, ekonomis güçsüz bir ülke olarak giriyoruz. Ekonomiyi düzeltmenin tek yolunun tek yolunun ülke ülke gezip para bulmak olduğunu düşünüyorlar. Türkiye'nin artık bu tarz siyasi oyunlarla, hukuki baskılarla, koltuğunu korumak için üretilen siyasi çatışmalara vakit ayıracak tek bir dakikası bile kalmamıştır.

Milli Endüstri Stratejimizi hayata geçirmek zorundayız. Ülkemiz yozlaşmayı artık kaldıramaz. Planımız, programımız hazır. Emaneti teslim almaya, milletimize hizmet etmeye hazırız. Bunu biliyor ve görüyoruz. Milletimiz yapılan bütün yanlışları sessiz ve sakin bir şekilde hafızasına kaydediyor.

Birilerinin koltuk ihtirasları ve yargı kumpasları varsa bizim insanımızın da vicdanı ve onların tahmin edemeyeceği kadar güçlü hafızası var. Milletimiz egemenliğin gerçek sahibi olduğunu gösterecek, önündeki tüm engelleri güçlü iradesiyle ortadan kaldıracaktır.

"ZAMANI DOLMUŞ BİR YÖNETİM VAR"

23 yıllık iktidarın kibrine kapılmış, zamanı dolmuş bir yönetimle karşı karşıyayız. Bugün Türkiye'yi değil, milletin istikbalini değil, kendi istikbalini düşünen bir iktidarın tasallutu altındayız. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile birlikte Türkiye yoksullaştı. Millet iradesinin gücü zayıflatıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan koskoca ülkeyi kendi başına yönetemedi. Cumhurbaşkanı adına yetki kullanan bürokratik bir oligarşi oluştu. Cumhurbaşkanı Sistemi devreye girdiğinden bu yana bütün gücü kendinde topladığını zanneden, 2018'den bu yana ülkeyi yönetemediğinin göstergesidir.

Bu iktidarın demokrasiyle ilişkisini koparmış durumda. Bu iktidar demokrasiyle ilişkisini koparmış durumda. Bu ülkede yargıçlar ve savcılar siyasilerden daha fazla konuşuluyorsa çok büyük bir sorun var demektir.

Cumhurbaşkanına seslenmek istiyorum; bu insanların konuşulması sadece muhalefet için sorun değildir, bu iktidar için de büyük bir sorundur. Türkiye Cumhuriyeti'ni yönetme sorumluluğu sizde, millet bu yetkiyi size verdi, atanmış yargı mensuplarına vermedi. Türkiye atanmışlar tarafından yönetilemez. Türkiye milleti temsil eden, Meclis'in güçsüz ve sözünün kıymetsiz olduğu bir ülke olamaz. Türkiye seçilmişlerin yönettiği bir ülke olmak zorundadır. Türkiye'yi bir an önce parlamenter demokrasiye kavuşturmak zorundayız. Türkiye'yi yönetmek için denge ve denetimin yerleştiği demokrasiden, hukuk devletinden başka bir yol bulunmaktadır.

İktidara dolu yürüyüşümüzde bize yeni kadrolar katılacak. Gel, seç, tarihe geç! Belki bugün ve yarın var. Yarından da sonra aramıza katılmanıza, siyasette doğru bir oranda olmadığını inandığım kadınların siyasete katılmalarını, bugün ve yarın üye olmalarını duyuruyorum ve sizleri CHP'ye davet ediyorum. Sizlerle birlikte kadrolarımızı büyüteceğiz.

Bugün yozlaştırılmış devlet aygıtı içerisinde çok değerli bürokratlar var. Ne yazık ki büyük bir yolculuğa çıkarken devlet çalışanlarımızla birlikte, bugün adalet mekazinmasının bugün geldiği halden büyük utanç duyan çok kıymetli savcılarımız ve hakimlerimiz var. Geleceği çalışnan pırıl pırıl gençlerimiz büyük davanın ortağı ve sahibi olacaklar. Hep birlikte büyük bir olculuğa çıkıyoruz. Bu yola çıkan herkesi, partimizin yöneticilerini, memleketimizin dört bir yanında en yüksek katılımla bu sisteme, bu rejime karşı ortaya koyacakları oylarıyla göstermesini diliyorum.

"SANDIĞI MİLLETİMİZİN ÖNÜNE GETİRECEĞİZ"

Milletimizi birlik olmaya, bu zamanı dolmuş iktidarı değiştirmeye, adaleti sağlamaya davet ediyoruz. Milletimizi umuda ve refaha çağrıyoruz; milletimizi geleceğe çağrıyoruz.

Kurtuluş yok tek başına, haydi şimdi hep birlikte görev başına! Bu yolumuzun uzun olduğunu hep birlikte biliyoruz. Türkiye'nin her bir yanını gezmeye başlayacağız. En hızlı şekilde sandığı milletimizin önüne getireceğiz. CHP başaracak, Türkiye başaracak."