Ne silahların gölgesi ne de Guetamala’nın kötü şartları durdurabildi 20 yürekli aslanı... Onlar kararlıydı önlerine çıkacak engelleri aşmaya, tarihi yeniden yazmaya... Şampiyonada fırtına gibi estiler, rakiplerini tek tek dize getirerek Türk’ün gücünü bir kez  daha gösterdiler dünyaya...

20 aslan yürekli adam… 3 yıl önce bu yola baş koyarak yola çıkan, inandığı değerler uğrunda pes etmeyen Erdoğdu Anadolu Lisesi Beden Eğitimi Öğretmeni Adem Cebeci, yardımcısı Cahit Eyüboğlu ile ekibini kurup, arkasına aldığı okul müdürü Ali Turan ve diğerlerin de desteğiyle rüyalarını gerçekleştirerek Türkiye’yi ve Trabzon’u büyük mutluluğa boğdu. Bu maratonda yılmadan, usanmadan hedefi için mücadele eden Cebeci, elde edilen başarının öyküsünü Karadeniz Gazetesi’ne anlattı. Başarıyı ‘inanmışlık ve birliktelik’ olarak özetleyen genç antrenör Adem Cebeci, bu büyük mutluluk öyküsünü şu sözlerle dile getirdi: “İki kez kıl payı kaçırdığımız Türkiye şampiyonluğunun ardından canımıza tak etmişti. Ben, ekibim ve destek olanlar bundan çok daha fazlasını hak ediyordu.

Artık tahammülümüz de kalmamıştı. Geçen sezon Türkiye şampiyonluğunu kaçırdığımızda inancımız ve hırsımız bizi tetikledi ve önce Türkiye şampiyonluğuna, ardından dünya şampiyonluğuna gözümüzü diktik... Bu kararı aldıktan sonra bu inanç doğrultusunda ekibimizi aynı çatı altında toplayıp bu rüyaya inananlarla yola çıktık. Bu yolda bize destek olabilecek kişiler başta okul müdürümüz Ali Turan ve diğerlerinin de güveniyle yola çıktık. İlk periyot olan Türkiye Şampiyonası’nda zaman zaman zorlandıysak da çok güçlü ekipleri geçmeyi başardık ve ilk hedefimiz olan Türkiye şampiyonluğuna imza attık... Bu projeyi hayata geçirirken bize ‘Rüya görüyorsunuz’ diyenler dahi oldu. Biz de ‘Evet, bu bizim rüyamız ama biz rüyalarımızı gerçeğe dönüştürmek için bu yola baş koyduk’ dedik.

Ve Türkiye şampiyonluğunu elde ettiğimizde davamıza ne kadar inançlı olduğumuzu bir nebze olsun kanıtladık. Hala bazı kesimleri buna inandıramamışken. Ancak biz Türkiye şampiyonluğuna olduğu gibi dünya şampiyonluğuna da inanmıştık. Bizi hedefe de götüren bu inanç oldu... İnandığımız değerler uğrunda kendimize bir yol haritası çizdik. Ve bu yol haritasında öncelikle ekibimizi oluşturduk. Bu ekibi oluştururken öncelikle takım ruhunun, birlik ve beraberliğin yanında bu davaya inananları bir araya getirdik. Meşakkatli yolları aşıp büyük mutluluğa ve gurura ulaştık. Sevindiğimiz kadar sevindirdik. Gururlandığımız kadar gururlandırdık da. Daha önce Trabzon Lisesi’nin elde ettiği bu onuru bir kez daha Trabzon’a, Türkiye’ye yaşatarak ülkemizde bayram havası estirdik. Bu da bizim için anlatılmaz bir duygu oldu.”

Silahların gölgesinde tarih yazdık

“O gün gelip çattığında ben, yardımcım Cahit Eyüboğlu ve öğrencilerimle dünyanın bir ucu olan Guatemala’da silahların gölgesinde bir tarih yazdık. Hala bu başarımızı farklı söylemlerle farklı noktalara çekmek isteyenler var. Biz Guatemala’da otelden dışarı çıkarken bile yerel polislerin nefesini ensemizde hissederek bir şampiyona yaşadık. Böylesine zor koşullarda, ölümle burun buruna çocukları top oynamaya motive etmek, inançlarını kaybetmemelerini sağlamak hiç de kolay olmadı. Maç oynarken etraftan gelen silah sesleri kulaklarımızı çınlatıyordu. O yüzden bu başarının ne kadar önemli, ne kadar anlamlı olduğunu herkesin biraz daha iyi idrak etmesi gerekiyor.”

Bir ananas iki dilim peynir 

“Bu şampiyonluk dışarıdan kolay bir işmiş gibi gözükse de öyle olmadı. Neler çektiğimizi, neler yaşadığımızı kimse bilemez. Sporcularım şampiyona boyunca bir ananas, iki dilim peynir, iki dilim zeytin ile maçlara çıktı. Savaş bölgesi olduğundan polis koruması olmadan otelden dışarı adım atamadık, çıkmadık da. Çok zorunlu hallerde polis gözetiminde alışveriş yapabildik. O yüzden böylesine zorlu şartlardan böylesine güzel bir başarı çıkarmak herkese nasip olmaz.”

Tribünlerden ‘Türkiye’ sesleri yükseldi

“Dünyanın bir diğer ucu olan Guatemala’da öylesine maçlar çıkardık ki yerel halk bizi bağrına bastı. Öğrencilerimin sahada akıttığı ter ve mücadele örneği tüm Guatemala halkı ve şampiyonada yer alan taraftarların beğenisini topladı. Öyle anlar oldu ki tribünlerde ‘Türkiye Türkiye’ sesleri yükseldi. O an ne kadar ciddi bir işe baş koyduğumuzu bir kez daha anladım. Silahların gölgesinde de olsa çok güzel duygular yaşadık. Zaman zaman ölüm korkusuyla, zaman zaman ise şampiyonluk inancının verdiği hırsla bu zafere ulaştık.”

Yalnız gittik coşkuyla karşılandık

“İnancımız ve hırsımızla baş koyduğumuz bu rüyayı gerçeğe dönüştürdük. Ama bu zorlu yolculukta gerekli desteği görebildik mi; göremedik. Dünya Şampiyonası’na giderken yalnız gittik. Çok az kişi bizim yanımızdaydı. Ancak bu coşkuyu, bu mutluluğu, bu tarihi zaferi elde edince tüm Türkiye bizi bağrına bastı. Bu başarıya imza atan 18 aslan yürekli genç, yardımcı antrenörüm, okul müdürümüz Ali Turan ve birkaç sponsor ve destekçi dışında gerekli ilgiyi göremedi. Bu çocukların hepsi pırlanta gibi. Hepsi birer değer. Bu gençlere sahip çıkıldığında neler yapabileceklerini gözler önüne serdik. Önemli olan başarı geldikten sonra değil başarı gelmeden önce bu değerlere sahip çıkabilmektir. Bize emeğe geçenler oldu. Hepsine teşekkür ediyorum.”

Yunus Mermertaş