Trabzonspor’un eski asbaşkanı Hayrettin Hacısalihoğlu’nun yarım kalan ve merakla beklenen röportajının ikinci bölümünde yine çarpıcı açıklamaları var. İlk bölümde "Malouda’nın olduğu yerde gençlerin esamesi okunmaz", "Büyük umutlar büyük hayal kırıklıkları yaratır", "5 başkan adayının birbirinden farkı yoktu", "Trabzonspor siyaset üstü bir kimliktir" gibi önemli açıklamalarda bulunan Hacısalihoğlu’nun bu haftaki sözleri gündeme bomba gibi düşecek cinsten. BENİ HAİNLİKLE SUÇLADILAR Aralık ayında kongre yapılması gerektiğini, TFF yönetiminin talimatla çalıştığını, kupanın Başbakan’da olduğunu söyleyen Hacısalihoğlu yine gündemi sarsacak. İşte Hacısalihoğlu’nun bomba açıklamaları: "Ben asbaşkanlık görevini yorulduğum, yıprandığım için bıraktım. Ayrıca haksızlığa uğramıştım. Kulübe alınan personel nedeniyle eleştiri yapılıyordu. O zaman personel sayısı çok diye yazılıyor, insanlar da buna itibar ediyordu. Ama şimdi bakıyorum da mevcut yönetim göreve geleli daha üç ay oldu, benim bildiğim 14 kişi gönderdi, 60 kişi aldı. Fakat bakın hiç kimsede çıt yok. Demek ki o gün bana yapılan tenkitler samimi ve Trabzonspor’u savunmak, kollamak, kulübün menfaati için değildi. Hainlikti! İftira atıldı. Birlikte olduğumuz insanlar da buna kayıtsız kalıyorsa orada o zaman kalmamam gerekiyordu. Kalmadım da. Turizme katkı sağladık Yat limanını geliştirmek ve ücretsiz hizmet vererek Akdeniz’den, Ege’den gelen yatları ağırlamak istedik. Bunda hedefimiz bölgedeki turistik tesislerin tanıtımını sağlamaktı. Trabzonspor’un yaptığı bütün röportajları tarihi yerlerde yapıyorduk. Yoksa bir futbolcuyla tesislerde röportaj yaptırmayı biz de bilirdik. Bundaki amaç da turizme yönelikti. Seyirci şovu nasıl yapılıyor onu gösterecektik. Hamsi parlaması veya Karadeniz dalgası gibi şeyler... Yoksa Meksika dalgalanmasını yapsan ne olur? Her yerde o var. Trabzon’a özgü bir şey yapma planımız vardı. O arada horondu, kolbastıydı derken kolbastıyı bulduk. 61. dakika diye bir şey çıkardık. Bizden sonra tüm illerde yapıldı bu şovlar. İktidarın yardım etmesi çok güzel bir şey ama… Kulübe Trabzonspor camiası içindeki insanların, siyasilerin, iktidarın yardım etmesi çok güzel bir şey. Ama bunu bir çizgide yapması gerek. Bir kere kulübün yararına olacak. Şimdi transferi bu söyleyen arkadaşlar yaptıysa bir kere yönetimin bunu açıklaması lazım. ‘Hayır onlar yapmadı, biz yaptık veya başkaları yaptı’ demesi gerek. Eğer söylenen arkadaşlar yaptıysa bunların bu konudaki bilgisi, deneyimi daha önce yaptıkları bir şey mi var? Yoksa yalnızca hobi internetteki bir ilişki, menajer sitelerine girip takip mi ettiler? Yoksa tahmin mi ettiler? Alınan oyuncular Trabzonspor’a uygun mu bunlara bakılmalı. Trabzonspor’un sezon başı yapacağı transferlerin bir santrafor ve sol stoper olduğunu sokakta geçen bir Trabzonspor taraftarı bile bilirken böyle transferleri biz yapıyoruz, biz bedelini karşılıyoruz denilerek alınması ne derece doğrudur? Şimdi Ünal hoca ayrıldı. Çıkıp derse ki ‘bu oyuncuları almayın, teknik kadro olarak bunları düşünmüyoruz. Bizim bu oyunculara ihtiyacımız yok dedik’, ne cevap verilecek? Benim dönemimde böyle şeyler olamazdı Benim dönemimde buna yakın bir şey olmadı, olmaz, olamazdı. Ama şu an niye oldu şartlar, bunu mu gerektirdi onu bilemiyorum. Benim olduğum yerde böyle bir şey olacaksa orada durmam, durmadım da zaten. Ben olsam hemen kongre yaparım Aralık ayında hemen kongre yapılması gerektiğini söyleyen Hacısalihoğlu, şöyle devam etti: "Kongre divanı Mayıs ayındaki olağanüstü kongrede bir yanlışlık yaptı. Bunu ayan beyan herkes gördü. Ben itiraz ettim. Hatta arkamdaki arkadaş ‘Niye öyle diyorsunuz’ dedi. Onlar başka bir adayı desteklediği ve onun kazanacağını gördüğü için yırtınıyorlardı. Ama şimdi en çok o arkadaşlar itiraz ediyor. Ona dedim ki bu, Trabzonspor için bir şanstır. Çünkü bilinen kişilerden değil başkan adayları. Başkan adayları Trabzonspor için sürpriz isimler. O zaman onlar da kulübü tanımıyor. Maalesef bizi tanıyın diye, kulübün borcunu alacağını öğrenin diye yırtınmamıza rağmen hiçbiri gidip doğru dürüst şimdiki, gelecekteki borcunu öğrenmedi. Ben yırtındım, dedim ki seçildiği pazartesi günü 30 milyon TL lazım. Bir ay sonra da 60 milyon TL. Bu paran hazır mı? Eğer yoksa bu işe talip olmayın. Sonra da enkaz edebiyatı yapmayın. Defalarca bunu çok açık ve net hepsine söyledim. Haa yoksa o zaman girmeyin. İnsanları da böyle umutlandırmayın. Şimdi kongrede böyle bir şans yakalamış camia. 6 ay sonra diyecek, ben bu işin üstesinden gelirim gelemem falan. Yani 6 aylık bir deneme süresi var. Kongre yapılmazsa herkes bedelini, sonuçlarını üstlenir. Ben anladığım kadarıyla yönetim bu işe sıcak bakmazsa kongre olmaz. Ama çok büyük bir mesuliyet de üstlenmiş olur. Kulübün durumunun kötü olduğunu iddia ediyorsun. Böyle de bir kongre imkanı var. Diyorsan ki yok bu kongreyi yapmayalım, biz devam edelim, o zaman kulübün durumu kötü falan demeyeceksin. Çünkü bile bile bu işi devam ettireceksin. Çöplüğün üstünü örttük ‘çiftlik yaptı’ dediler Asbaşkanlık yaptığı dönemde kendisini eleştirenlerin samimi olmadığını söyleyen Hacısalihoğlu, "Ismarlama tenkit yaptılar. Çöplük olan yerin üstüne toprak döktük, oraya sebze falan ektik. Buna çiftlik dediler. Millet sandı ki atlar koşuyor, kovboylar kement atıyor, boğalar yakalanıyor falan. Trabzonspor kamu yararına bir dernektir, önemli bir görevi vardır. Sosyal sorumlulukları vardır. Bunlardan birisi de o gün için çok popüler olan organik tarımdı. Biz de Trabzonspor futbolcuları sayesinde, hocalar sayesinde organik tarımın, doğal beslenmenin mesajını vermek istedik. Trabzonspor da kendi ölçülerinde organik tarımın yanı sıra kimsesiz çocuklara, çevreye dönük örnek projeler üretmiştir. Trabzonspor, sigarayı bırakma kampanyasına hocalarıyla, futbolcularıyla, yöneticileriyle birlikte katılan, bu kampanyanın mesajlarını veren, bununla sahaya çıkan tek kulüptür. Kalsaydım ikinci planım, organ bağışı ile ilgili futbolcuların o şekilde örnek olmasını sağlamaktı. Bir kulübün bu tip sosyal meseleleri, önemli mesajları yoksa altı boş bir masadır. Çöker. Kulübü ayakta tutmak, büyütmek için böyle projelerin olması lazım. TFF yönetimi talimatla çalışıyor Mahkemeler, UEFA ve CAS’ın Fenerbahçe’nin şike yaptığını tespit etmesine rağmen halen Türkiye Futbol Federasyonu’nun Trabzonspor’un kupasını neden vermediği konusunda da görüş belirten Hacısalihoğlu, şunları söyledi: "Talimatla gelmiş, talimatla işi yürüten, hiçbir şekilde futbolu düşünmeyen, kendilerine verilen görev doğrultusunda davranan bir yönetim modeli var TFF’de. Bunların yaptıklarının yanlışı doğrusu olmaz ki. Mesela TFF eski başkanına bakın, çıkıp konuşuyor: ‘Ben o seneyi yok sayacaktım. Fenerbahçe’yi korudum. Trabzonspor’u Şampiyonlar Ligi’ne göndermeyecektim.’ İşin özeti zaten burada. Spor Bakanı da olimpiyatlarla ilgili Türk halkının büyük çoğunluğuna ‘kına yaksın’ derse bu işte de tarafsız veya objektif olamaz." Kupa Başbakan’da Trabzonspor’un şampiyonluk kupasının iadesi konusunda Hacısalihoğlu, "Kupayla ilgili konunun özeti Hasan Al’ın yazdığı kitabın başlığıdır. Başbakan dese ki ‘bugün kupayı verin, kısa zamanda halledin bu işi’ akşam 5’te kupa Trabzon’da teslim edilir. Verilmemesi için bir sebep yok" dedi. Kendisi susturdu sonra ‘yalnız bırakıldım’ dedi Şike sürece hakkında da konuşan Hacısalihoğlu, şunları kaydetti: "Şike süreci başladığı dönemde ben olsam şöyle yapmazdım dediğim çok şey oldu. Mesela eski yönetim şike davası başladığında ilk 8 ay hiç sesini çıkarmadı. Korktu ki bizde de bir şey çıkar diye. Ondan sonra da bir yaygara yaptılar: Bizi yalnız bıraktılar. Mehmet Ali Yılmaz’ı suçladılar. Sen kimse ses çıkarmasın diye neredeyse gazete ilanı verdin. En büyük savunma sessizliktir dedin. Burada söylenecek sözler kulübe zarar verir dedin. Ondan sonra tuttun, bizi yalnız bıraktılar. Böyle şey olur mu?" Tahkim Kurulu istese aldığı kararı değişir Şike davasında Türkiye Cumhuriyeti mahkemeleri karar veriyor. UEFA yönetimi karar veriyor. CAS karar veriyor. Bizdeki Yargıtay da neredeyse karar verecek. Ama en altta olan ve bana göre de taraflı olan federasyonun Tahkim Kurulu karar vermiyor. Tahkim Kurulu kararları değişmez diye bir şey yok. Geçmişte mesela Bursaspor-Beşiktaş maçına 5 maç ceza verildi. Federasyon yönetimi değişti, başka bir yönetim geldi, o 5 maçı kaldırdı Tahkim. Demek ki oluyor. Şenol hocaya yanlış yapıldı Hacısalihoğlu, Şenol Güneş’in takımdan ayrılmasını ve yerine Tolunay Kafkas’ın gelmesini ise şöyle değerlendirdi: "Aslında Tolunay ile sezon başı anlaşılmıştı. Hatta o dönem yapılacak olan bazı transferler konusunda eski başkan, Tolunay ile istişare yapıyordu. Halbuki bunlara gerek yoktu. Çünkü Şenol Güneş en az 5 kere çantasını topladı gitti, ‘Ben ayrılacağım’ demişti. Şenol hoca, eski başkan için ‘O benim arkadaşım değil’ dedi. Sadri Şener de o lafa çok bozuldu. Şenol hoca ayrılırken ‘Kimi istiyorsanız yardımcı olayım’ falan dedi. Ancak Sadri Şener beyanat verdi: ‘O benim arkadaşım, bir yere gidemez.’ Arkadaş olan, sana da böyle yardımcı olmak isteyen adama böyle mi davranırsın? Arkasından gidip başkasıyla anlaşıp, kuyusunu kazıp bir yığın söylemde bulunur musun? Burada Şenol Güneş’in ‘O benim arkadaşım değil’ lafı ‘Arkadaşım olsa bana böyle kalleşlik yapmaz’ anlamındaydı." Kimse seni savunmaz Şenol Güneş’e "paracı" dendiğini hatırlatan Hacısalihoğlu, "Şenol hoca Trabzonspor ile sözleşme imzalarken ortaya para sunmadı. ‘İsterseniz hiç ücret yazmayın, kaç yıl derseniz o kadar çalışırım’ dedi. Bunu söyleyen insanları suçlamakla bir yere varılmaz. Güneş’i veya başka bir değeri küçültmek Trabzonspor’u küçültür. Şimdi Sadri Şener’e söylenenlere üzülüyorum. Şenol Güneş için paracı dedi, kendisi için neler deniyor! Yazık değil mi, kim seni savunacak" diye konuştu. Borsayı uzmanlara bırakmak lazım Trabzonspor kulübünde borsa uzmanına ihtiyaç olduğunu söyleyen Hacısalihoğlu, şunları söyledi: Borsada yapılacak bir hata 3-5 trilyon kayıp veya kazancına sebebiyet verecek bir hadisedir. O yüzden özel uzman kişilerin borsa faaliyetlerini yürütmesi gerekiyor. Sen oradayken niye yapmadın diye sorarsanız, inanın ki ona sıra gelmedi. Ben yapmayı düşündüklerimin daha doğrusu kulüp ihtiyaçlarının yüzde 50’sini yapamadım. Önce camiayı birleştirmeyi düşündük, onu da tam yapamadık. Kimileri gelirken kimileri de giderken mutluluk verir Bir defa Trabzon’da saçma, çocukça söylemler var. ‘Zamanında sen de öyle yaptın’ gibi. Ben öyle yaptıysam sen yapma işte. Kulüpten ayrılırken dedim ki, alınan bütün oyuncuların sorumlusu benim. Çünkü ben vardım orada. Kaldı ki hepsinin kararını ben verdim. Kulübe girmek zordur ancak oradan çıkmak 5 dakikalık iştir. Buraya herkes mutluluk getirmiştir. Bazen giderek fayda sağlarsın, bazen kalarak. Hesap verilmeli ama kim hesap soracak? Deniyor ki; bu borçta sen de vardın. Evet, biz bir planlama yaptık, dedik ki; borcu artıracağız ama sonradan gelirlerle borcu kapatacağız. Biz gelirken 40 trilyon, ben ayrılırken 80 trilyon borç var. UEFA ve federasyondan şampiyonluk ve Avrupa kupalarına katılma bedeli olarak 80 trilyon alındı, borç sıfırlandı. Benden sonra tekrar 200 trilyon... Bunu birileri açıklayacak. Türkiye’nin en iyi kadrosunu darmadağın ettiler. Türkiye’nin en iyi hocasını darılttılar. Birileri bunun hesabını verecek.