Artık Trabzonspor futbol tarihine bu rekorla girecek. 2.5 yıl içerisinde altıncı teknik adamı da değişerek rekor kırdı. Veya bu zaman zarfında altı teknik direktör değiştirdi. Doğrusu bu değişim kulüp için hiç de iyi bir rekor sayılmaz. Bu denli haddinden fazla değişim teknik adamların başarısızlığını mı yoksa kulübün işleyişi yönünden istikrarsızlığını mı çağrıştırır bunları iyi değerlendirmek gerekir. Bence burada Şota Trabzonspor üzerinde oynanan oyunun günah keçisi oldu. Ha, diyeceksiniz ki bu zaman zarfı içerisinde sadece Şota mı günah keçisi oldu? Elbette hayır. Hoca olarak Şota’nın mazbatası kesildi. Şimdi onun yerine Sadi TEKELİOĞLU getirildi.

Sadi hoca ile nereye kadar ve nasıl anlaşıldığı şu an tarafımızdan net değil. Ancak görünen o ki aldığımız bilgilere dayanarak söylüyorum, sanırım yeni teknik direktörün bulunması veya genel kurul bitene kadar Sadi hoca görev başında kalacak. Fakat bu ara genel kurulun yapılıp yeni yönetimin seçilmesi zamanı içerisinde yaklaşık beş maç oynanacak. Bu maçlardan alınması muhtemel puanlar çok önemlidir. Zira Trabzonspor için bu arada fazla puan kaybı takımın yarışmacı gücünü ve performansını etkileyecektir.

Elbette Sadi hocanın teknik patronluğu sırasında ne yaptığı veya yapamadığı meselesi asla ona fatura edilemeyecektir. Edilemez de. Zira takımın bu güne kadar nelerden geçtiği, hangi sorunlarla bu duruma geldiği ona da yabancı. Sizin anlayacağınız önümüzdeki beş veya altı hafta tam bir kara kuyu, bu kuyudan kaç taş çıkacağı da meçhul. Bir de bu arada şu an ortada üç yönetim adayı olduğu anlaşıldı. Muharrem Usta, Celil Hekimoğlu ve İbrahim Hacıosmanoğlu listeleri yarışacak.

Bunların Trabzon içerisindeki kulislerinin bu ara oynanacak maçların da performansını etkilememesi için oyuncuların bu konuda asla olaya kanalize edilmeden kendi işlerine bakmaları sağlanmalıdır. Bunu da dengeleyecek olan Sadi Tekelioğlu olacaktır. Tecrübeli kişiliği ile oyuncuları motive edip olayların dışında tutabilirse alacağı muhtemel yüksek puanlarla hiç olmazsa ikinci yarıda Trabzonspor’un sıradanlaşmadan yine yarışmacı kimliğini muhafaza etmesini sağlamış olacaktır.

Bu konuda Sadi hocaya hem mevcut yönetim hem taraftar tribünlerde hem de bizim yerel basının çok dikkatli olarak destek verip olur olmaz yorumlarla işini zorlaştırmaması gerekir. Bu arada aklıma gelmişken Süleyman Hurma meselesi de ortada muallakta duruyor. Zira bunca oyuncunun transferinden sorumlu olduğuna göre başarısızlık oyuncuların kalite ve kapasitesinden kaynaklanmış ise, Süleyman Hurma hakkında ne düşünülüyor? Yönetim bu konuyu da acilen açıklığa kavuşturmalı değil mi? Tüm başarısızlığın günahı Şota'ya mı ait?