Hatırlar mısınız bilmem. Trabzonspor’un kurtuluşu için, Amerika’nın bağımsızlık savaşını “Birleşin ya da ölün” diyerek başlatan Benjamin Franklin örneğini vermiş ve bugünkü Birleşik Amerika’nın bu düşünceden doğduğunu ifade etmiştik. Trabzonspor’un İbrahim Hacıosmanoğlu’nun da konuşmasında “Devrim gerekiyor” dediği kongrede geleceğin sağlam temel üzerine kurulması noktasında seçimde başa baş giden iki adayın yani Muharrem Usta ile Celil Hekimoğlu’nun tek listede birleşmesi gerektiği gerçeği ortadaydı.

Tarihi katılımla gerçekleşen genel kurulda delegelerin camia adına yaptığı tercihi ben “Muharrem Usta kazandı” ya da “Celil Hekimoğlu kaybetti” şeklinde değerlendirmiyorum. Benim değerlendirmem bu kadar birbirine yakın bir oy sayısında delegeleri tereddüde düşüren her iki adayı da bir arada görmek istemelerinin vermiş olduğu karasızlıktır. Yine de bir kongre -ki buna tarihi de demek mümkündür- geride kalmıştır.

Ondan sonraki kısım yani önümüzdeki süreç sadece Trabzon’un değil tüm Türkiye’deki spor camiasının görmek istediği Trabzonspor’un eski günlerindeki şaşaalarda buluşmasıdır. Bu kadar tahribattan sonra bunun gerçekleştirilmesinin hiç de kolay olmadığını herkes biliyor ama bu bilenleri bir araya getirip birlikte hareket ettirecek bu işin kaptanı, lokomotifi Muharrem Usta’dır. Bize de düşen bu süreçte yerimizi, işimizi en iyi yaparak almak. Türk futbolunda da yaşanan çöküşle birlikte Trabzonspor’daki kötü görüntüyü ortadan kaldırmak için çaba sarf etmektir. Camiaya ve Türk futboluna hayırlı olsun.