Dost, kardeş iki takımın maçında gülen taraf Rizespor oldu. Ama oyunu forse yapan, daha çok pozisyona giren takım konuk Trabzonspor’du. Çok zevkli bir maç oldu bu soğuk havada. Çok zevkle seyrettiğim Trabzonspor’un bu sezon oynadığı maçlardan en iyisiydi. Çok gol pozisyonuna girdi. Daha önemlisi penaltıyı kaçırdı. Penaltıdan sonra Cardozo tamamen oyundan düştü. Kaçırdığı penaltıya kadar akılcı paslarla arkadaşlarını pozisyonlara sokuyordu.

O andan sonra da oyun motivasyonu düştü. Trabzonspor lehine verilmeyen en az iki penaltı pozisyonu daha vardı. Ardından da Rizespor lehine verilmeyen bir penaltı vardı. Bunlar verilse belki tarihi penaltı yakalanabilirdi. İlk yarının son dakikalarında Kweuke sahneye çıktı. Alper’in koridor yaptığı taraftan hem attı hem attırdı. İlk yarı sonunda bir anda Trabzonspor 2-0 geriye düştü. Sadi hoca, ikinci yarıya ilk yarının en kötüsü Alper’in yerine Erkan’ı alıp, daha hızlı olan Yusuf’u sol beke çekti. Hızlı Yusuf sol bekteki koridoru kapattı.

Rizespor’un bu kanadını oyundan düşürdü. Bu sefer savunmanın göbeği patladı. Özellikle Douglas çok açık verdi. Ardından üçüncü gol de gelince son yirmi dakika Trabzonspor oyundan düştü. Bu dakikadan sonra moral olarak da düşen Trabzonspor maçı bıraktı ve Rizespor üç puanı üç golle almış oldu. Maça damgasını vuran ise kaleciler ve hocalardı. Nedeni de şu ki; geçen yıllarda Onur’un kurtardığı toplarla Trabzonspor kazanıyordu. Bu yıl ise kurtaramadığı toplarla Trabzonspor kaybediyor. Hocalara gelince; Sadi hoca savunmasını kuramadı.

Yani Alper iki maç önce Fenerbahçe maçında savunmanın solunu koridor yapmıştı. Sadi hocanın buna rağmen Rizespor’un hızlı hücumcularını bile bile yine buraya Alper’i koyması büyük hataydı. Çünkü Kweuke ve Sercan hızlı oyunculardı ve ilk iki gol de buradan geldi. Sadi hoca takım 2-0 yenikken Cardozo’nun ileride markajda ve tek kaldığını gördüğü halde çift forvete dönmedi. Çünkü risk almakta bir zarar yoktu.

Bunu da yaptı zaten savunmanın göbeğinden Douglas’ı aldı, Marin’i koydu. Sahada hiçbir varlık gösteremeyen Özer’i çıkarabilirdi. Hikmet Karaman da Trabzonspor’u iyi ezberlemiş, dersine iyi çalışmış, savunmanın nerde, nasıl hata yapacağını tespit etmiş. İşi fazla uzatmadan üç dört pasla ve kontra ataklarla meyvelerini aldı, işi bitirdi.