Süper Lig’de 10. haftanın panoraması! Game Over mı?

Yayın Tarihi: 28.10.2025 - 23:12

Kaynak:HABER MERKEZİ

Süper Lig Mehmet Ali Yılmaz Sezonu’nun 10’uncu haftasını da geride bıraktık.

Toplamda 9 maçta karşılıklı 27 gol atılmış.

Maç başına 3 gol…

Fena bir istatistik değil elbette.

Toplamda atılan 27 golün 12’sini ev sahibi, 15’ini ise deplasman takımları kaydetmiş.

Bir anlamda dışarda oynayan takımlar daha başırılı bir haftayı geride bırakmış.

En tepeye baktığımızda lider Galatasaray’ın 28 puanı var.

Takipçisi Trabzonspor ise 23 puana sahip.

İki takım arasında 5 puanlık bir fark bulunuyor.

Zirvedeki 2 takım Galatasaray ve Trabzonspor 1 Kasım’da Ali Sami Yen Spor Kompleksi’nde kozlarını paylaşacak.

Trabzonspor’un alacağı bir galibiyet, ligde daha aşağıda olanları (Fenerbahçe ve Beşiktaş) gelecek haftalar adına zirve için umutlandıracak.

Hani klasik deyimle bu hafta herkes Trabzonsporlu.

Zira, 11’inci haftada 2 İstanbullu, Beşiktaş ve Fenerbahçe Dolmabahçe’de karşılaşacak.

22 puanlı Fenerbahçe kazanıp takibi sürdürmeyi hedefliyor.

Bu sezon yine çalkantılı günler geçiren Beşiktaş ise kendi saha ve seyircisi önünde galip gelerek kötü gidişe ‘dur’ demenin planlarını yapıyor.

Haftanın bir diğer ilgi çeken maçı Çaykur Rizespor ile Fatih Karagümrük arasında oynanacak.

Rizespor evinde kazanıp puanını 13 yapmak istiyor.

Ligin son sırasına demir atan Karagümrük’ün planı da deplasmanda kazanıp yeniden umut tazelemek.

Uzun bir aranın ardından hakemsiz bir yazı yazmaya yaklaşmışken, birden bombalar patladı!

Türk futbolunda deprem etkisi yapan bir gelişme yaşandı.

TFF Başkanı İbrahim Hacıomanoğlu’nun yaptığı, “Profesyonel liglerde görev alan 571 hakemden 371'inin bahis hesabı var. Bunları 152'si aktif şekilde bahis oynuyor” sözleri ortalığı karıştırdı.

Olayların savcılığa havale edildiği ve geriye dönük 5 yıllık inceleme yapılacağı duyuruldu.

Hal böyle olunca her kafadan bir ses çıkmaya başladı.

Kimisi, “Ligleri durdurun. Tüm hakemleri görevden alın” derken bir kesim, özellikle son 3 yıldaki tüm maçların irdelenmesini, bu sürede elde edilen tüm saha içi sonuçlarının iptal edilmesi gerektiği görüşünü ortaya attı.

Öyle ki, rakamlar geldikçe, olayın boyutunun ne kadar geniş kapsamlı olduğu, ortada ciddi bir paranın döndüğü de ortaya çıktı.

Peki şimdi ne olacak?

Ya da ne olmalı?

Biraz geriye gidelim...

Türk futbolu, tarihi bir 3 Temmuz süreci yaşadı.

Futbolda yaşanan tüm çirkinlikler ortaya çıktı...

Satın alınan maçlar, maçları satın alanlar, şike üzerine yapılan pazarlıklar belgelerle ortaya döküldü...

Suçlu olanlar hapse atıldı.

FIFA ve UEFA, Türkiye'den gelen bilgiler ışığında suça ortak olan takımları kendi organizasyonuna almadı.

Ancak sonra anlaşıldı ki, şike pazarlıklarını ortaya çıkaran, bu yolla kendilerine avantaja sağlayanları ifşa edenler, burada adını bile yazarken nefret ettiğimiz FETÖ imiş.

Ancak burada acı olan gerçek olan şuydu; Ortada bir hırsızlık vardı... Hırsızlığı yapanlara suçüstü yapılmış, ancak yakalayanlar, hırsızlardan daha tehlikeliydi.

Sonra ne oldu?

Bir gecede bir yasa çıktı...

Hırsızlar aklandı, emekler çalındı ve o kaos hala devam ediyor...

Neden anlattık bunları?

Şimdi de ortada bir hırsızlık var.

Birilerinin emekleri yine birileri tarafından çalınmış, çalınmaya da devam ediyor...

İşte fırsat...

Gereği yapılmalı ve bu kangren Türk futbolundan tamamen temizlenmeli...

Futbolumuzun geleceği için Game Over deme zamanı...

Ancak burada acı olan gerçek olan şuydu; Ortada bir hırsızlık(!) vardı... Hırsızlığı yapanlara suçüstü yapılmış, ancak yakalayanlar, onlardan daha tehlikeliydi.

Sonra ne oldu?

Olan Trabzonspor’a oldu. Bugün müzesinde olması gereken kupa, başka yerlerde emanette durdu, duruyor.

Şimdi yine bir “hırsızlık” ile karşı karşıyayız. Birilerinin emekleri yine birileri tarafından çalınmış, çalınmaya da devam ediyor...

İşte fırsat...

Gereği yapılmalı ve bu kangren Türk futbolundan tamamen temizlenmeli...

Futbolumuzun geleceği için “Game Over” deme zamanı...