“Trabzonspor ile kahrolmaktan, yanı başımızdaki Gümüşhanespor’un rekorlarını fark edemedik” dersem, mazeret sayılır mı? Sayılmaz! Sayılmamalı! Bir mesleği adalet ilkesi ile ‘kamu’ denilen tüme yönelik yapıyor iseniz, göreceksiniz! Görmek zorundasınız... Sonracığıma; Süper Lig, Birinci Lig, İkinci Lig ve Üçüncü Lig’de, toplam 7 grupta mücadele eden 126 takım arasında bu sezon henüz mağlubiyet yaşamayan 4 ekipten biri Gümüşhanespor. Süper Lig’de Başakşehir ve Beşiktaş ile 3. Lig Birinci Grup lideri Sancaktepe Belediyespor, Gümüşhanespor gibi hiç yenilmeyen ekipler.
Dahası var! Gümüşhanespor 2. Lig Kırmızı Grup’ta lider ve 7 ligde yine Sancaktepe Belediyespor ile birlikte kalesinde sadece 2 gol ile ‘en az gol yiyen’ iki takımdan biri. Bu durumda sadece Gümüşhaneli değil, Trabzonlu futbolseverlere de düşen bir görev var. Gümüşhanespor’un maçlarında 4 bin kişilik tribünleri halk arasındaki tarif ile ‘zıba zıp’ doldurarak başarı için desteklemek... Desteklerken de, sürekli olacağına inandığımız başarı için, kulüp Başkanı Kaya Büyükbayraktar ile Teknik Direktör Tarık Daşgün’ü özel olarak tebrik etmek, sevgili dostumuz Asbaşkan Mutlu Gürler’i unutmamak gerekiyor!

KARABORSA BİLETTEN BEDAVA BİLETE!

Trabzonspor-Rizespor maçını kaç seyirci izlemiş? Resmi rakamlara göre; 8 bin 476... İlavelerle hadi 9 bin diyelim. Yani 24 bin kişilik Avni Aker’in neredeyse 3’te 2’sinde tribünler boş... Hey gidi günler hey! Bir zamanlar o tribünler Trabzonspor’u izlemek isteyenlere yetmezdi. Sadece FB, GS, BJK değil, hemen hemen tüm maçlarda... Öyle ki; Avni Aker’in etrafında “Karaborsa bilet” denilen bir gerçek vardı. O gerçek, bilet fiyatlarını karaborsada bazen 2’ye, 3’e, hatta 4-5’e bile katlardı. Şimdi ise; seyirciyi tribünlere çekmek için 3-5 liraya bilet satıldığı bile oluyor. Ama tribünler de değişen bir şey yok. Boş, boş, boş! Nereden nereye? Karaborsa biletten, bedava bilete düşen, ona rağmen de talep görmeyen bir Trabzonspor!

BIRAKIN SPORCULARI ELİNDEN TUTUP KAPI KAPI DOLAŞTIRMAYI!

Şu sıralar böyle bir şey olmadığı için, kimseyi incitmeden rahat rahat iğneleyerek yazabilirim! Özellikle ferdi branşlarda ulusal ya da uluslararası düzeyde bir sporcu başarı elde etmesin! Birileri kolundan tutuyor, Vali, Belediye Başkanı, sivil toplum örgütü başkanı, zengin demiyor, kapı kapı dolaştırılıyor. Hiç doğru bir şey değil! Amaç; başarıyı sahiplendirip, teşvik etmek için olsa, sözüm yok! Öyle değil de; sanki böyle bir başarı fırsatçılık sayılıyor da,nemalanma için kullanılıyor gibi geliyor bana... Bu neye, daha doğrusu hangi yanlışa benziyor bilir misiniz? Cuma namazında hutbeden ‘ora bura’ için para isteyen cami imamlarının yanlışı ve başvurularımıza rağmen buna ‘dur’ demeyen Diyanet İşleri Başkanlığı’nın uygulamasına! Haaa! Diyeceksiniz ki; “Hutbeden para istenmeye devam edildiğine göre...” O zaman, “Durmak yok, sporcularla kapı kapı tur atmaya devam!”

TRABZON’A SPOR MÜZESİ...

Tarihin en eski kentlerinden biri... Fatih’in fethettiği, Yavuz Sultan Selim’in valilik yaptığı, Kanuni’nin doğduğu kent. Her ne kadar tarihi eserleri birer birer yok edilmiş olsa da tarihi bir kent. Bunun için Tarih Müzesi açıldı. Oltan Vakfı tarafından yaptırılan Kent Müzesi de yakında açılacak.Ama yine de çok büyük bir eksik var. O da “Trabzon Spor Müzesi”. Futbolda şampiyonluğu İstanbul dışına taşıyan ilk takımın sahibi olan Trabzon’da, geçmişi çok eskilere dayanan spor hareketini anlatan bir müzenin olmaması çok ama çok büyük eksiklik... Tıpkı, Trabzon Büyükşehir Belediyesi’nde Spor Dairesi Başkanlığı’nın olmaması gibi