Trabzonspor ile Rizespor arasında maçın sonucu resmi kayıtlara “2-2” olarak kayıt edildi ise de, ‘maç yazısı’ hesabıyla bizden beklenen şudur: Neden iki komşunun mücadelesi 2-2 sona erdi? Benim kısa yoldan, ya da ‘kıssadan hisse’ hesabıyla ‘nedeni sonuç’ tek cümle ile anlatabilecek ifadem; “N’doye: 2 – Kweuke: 2” ibaresidir! Açılımı ise: “Trabzonspor’un santraforu N’doye, 2 net gol pozisyonunu değerlendirememiş; Rizespor’da Kweuke ise yakaladığı 2 pozisyonu da gole çevirerek, maçın skorunu tayin etmişlerdir.”

Türkiye’ye Başbakanlık, Cumhurbaşkanlığı eylemiş Süleyman Demirel’in deyişi ile “Va mı başka izah tarzı!” “Var” diyecek olursak, o zaman biraz daha ayrıntıları girmek gerek! Her iki takım “7 ile 4’lü” idiler. Nasıl mı? Trabzonspor’un kadrosunda 7 yerli ile 4 yabancı, Rizespor’unkinde ise tam tersi idi. Basın tribününde yanıma oturan genç meslektaşım; “Trabzonspor ne oynuyor?” sorusuna, “’Rakip büyük hata yapsın da gol atayım’  sistemiyle” diye cevap vermemi, az kalsın dalga geçmek sayacaktı ki, “Sen söylesene hangi sistemle oynadığını” karşı sorusuyla üzülmesine sebep olmaktan kurtuldum! Rizespor’da Oğulcan 5 dakika içinde Kweuke’den önce maça damgasını vurdu. Onur ile karşı karşıya kalıp ta golü atamayınca, döndü kendi ceza sahası içinde penaltıya sebebiyet vererek Trabzonspor’un gol atmasını sağladı. Kısa tabirle, “Golü yapamadı ama yaptırdı!” Biraz da gelelim, Hikmet Karaman ile Ersun Yanal’ın oyuna müdahalelerine...

Penaltının ardından Hikmet Karaman baktı ki; puan elden gidiyor, elindeki tüm kozları oynadı. Hatta, ikinci golün pasını veren Emrah Başsan’ı sahaya biraz geç sürerek olsa da! Ersun Yanal ne yaptı? 80’inci dakikaya kadar ‘aynı kadro, aynı oyun’ mantığına kilitlenip kaldı. Oyuncu değiştirip, oyunu soğutup, 1 yerine 3 puanı almanın herkesçe bilinen yöntemini nedense uygulamadı. Ne diyebiliriz ki? “Yedeklerine hiç güvenmediği için” diye düşünmekten başka... Bir cümle de hakem Halil Umut Melen’e...

Futbol hakemi değil de, sanki psikolog mübarek! 5 pozisyonda futbolculara en az birer dakika nasihatte bulunarak, topun oyunda olduğu süreyi kısalttı da kısalttı. Son cümle de, maçın başından sonlara kadar; artılar, eksiler kullanarak, “2 takımdan bir 11 çıkar mı?” hesabını yaptım. Zorlandım! Yine de her kademe için önce eşleştirme, sonra değerlendirme yaptım ve şöyle bir 11 dizebildim: Diallo(R)- Orhan (R)- Ümit (R)- Durica (T)- Ismail (R)- Okay (T)-Onazi (T)- Robin Yalçın (R)- Mehmet (T)- Kweuke (R)Bero (T)