SON DAKİKA



Haber > Spor > Sahada, masada, kasada ahtapot gibi olmalıyız

Sahada, masada, kasada ahtapot gibi olmalıyız

15 Aralık 2015 Salı - 10:30




Trabzonspor Başkanı Muharrem Usta, Mehmet Ali Yılmaz Tesisleri’nin kapılarını Karadeniz'e açtı... Birbirinden çarpıcı açıklamalar yaptı.





Bordo-Mavili kulübün yeni başkanı Muharrem Usta, kulübün yeni döneminde yeni başarılara zemin hazırlayacak projeleri beyin takımıyla tartışarak hayata geçirmek için çaba sarf ediyor. Trabzonspor’un başarılarla dolu bir mazisi olduğuna dikkat çeken Usta, efsane günleri ihya etmenin öncelikli şartının birlik beraberlik olduğunun altını çizdi. Yönetim bazında bir ahtapot gibi çalışacaklarını açıklayan Usta, “Bizim öyle bir yönetimimiz olmalı ki sahada da masada da kasada da kollarının olması gerekiyor. Bunu becerebilen bir yönetim bahsedilen bütün sorunları yok eder” diye konuştu.

Son Trabzonspor Kongresi'nde rakiplerinden Celil Hekimoğlu önünde burun farkıyla sandıktan çıkarak başkanlığı İbrahim Hacıosmanoğlu'ndan devralan Medical Park Hastaneler Grubu ve Liv Hospital Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Usta, Karadeniz Gazetesi'ne çarpıcı açıklamalar yaptı. Bordo-Mavili kulübün 16. başkanı seçilen Usta, Türkiye'nin en büyük hastaneler zincirinin beyin takımının başında olmasının verdiği sorumluluğun yanı sıra şimdi Türkiye'nin dört büyük kulübünden biri olan Trabzonspor'un başında yeni bir sayfa açtı. Bir Trabzonlu olmasına rağmen İstanbul şivesiyle 'hitabet' örneği sunan Usta ile Trabzonspor Kulübü'nün geleceğine yönelik keyifli bir söyleşi yaptık. Satır aralarında birlik beraberlik vurgusu yapan Usta, takımın başarılarla dolu mazisini ihya edebilecek formüller üzerinde de durdu. 'Mutlak başarı' inancıyla yola çıktığının altını çizen Trabzonspor'un çiçeği burnunda başkanı, yönetim kavramına 'ahtapot' benzetmesi yaptı; sahada, masada, kasada aktif olunması gerektiğini söyledi. İşte Muharrem Usta'nın o açıklamaları:

KONGRE İÇİN 5 KİLO VERDİM

Kongremiz birinci sınıf oldu. Hem katılım hem üyelerin sahiplenişi hem de kongre salonundan etrafa yansıyanlar öncesi ve sonrasıyla büyük bir kulübe yakışan birinci sınıf kongre oldu. Bekliyordum çünkü ben bu işe geç girdim. Daha başlarken bir anket yaptırdım. Ankette böyle bir yarış olacağının farkındaydım. Yaş gruplarına dahil hareketlerin nasıl olacağını araştırdık. 13 gün gibi bir sürede bulunabildim. 13 günün tamamını o strateji üzerine getirdim. 13 oy farkla seçimi kazandım. Ankette çıkan olay üzerine yoğun bir şekilde çalıştık. 5 kilo zayıfladım. Böyle bir hayalim yoktu. Bunu anlatabilmek için muhtemelen Trabzonspor’u içinde hisseden ve Trabzon dışında olan birçok kişi sorumluluğu hissettiği anda aslında bir şekliyle Trabzonspor’a katkı sağlamaya çalışıyor. Benim de serüvenim aslında basketbola daha yakın bir destekle başladı, Saner Ayar döneminde. O zaman İkinci Lig'deydik. Basketbolun Birinci Lig'e çıkması döneminde arkadaşlarla birlikteydim. Ne zamanki Trabzonspor’un başarısıyla ilgili büyük sorunlar ortaya çıktığında insanlar ya gelip oy kullanırlar ya ellerinden geldiği kadarıyla destek olurlar ya da kenara çekilip eleştirirler yorum yaparlar. Veya sorumluluk sahibi olarak taşın altına girersiniz.

Tavuk - Yumurta ilişkisi

Kurumsallaşma temel ilkesi aslında kuralların koyulması ve herkesin işini yapmasından geçiyor. Yönetim kurulunun yapması gereken işler vardır, teknik ve idari kadronun kendi alanları vardır. Sportif tarafın kendine ait alanı vardır. İdari birimler, sportif birim ve yönetim kurulu yerli yerine çekilip en kritik yerlere doğru insanları da yerleştirirseniz bundan sonrası tamamen prensip ve kararlılıkla ilgili şeylerdir. Disiplin konusudur. Bir kulübün kurumsallaşması için tüm planları doğru yapmanız gerekiyor ama doğru insanlarla çalışmanız şarttır. Doğru insanları doğru sandalyelere koymadığınız zaman kurumsallaşmanın hiçbir şeklini gerçekleştiremezsiniz. Hem benim hem de yönetimdeki arkadaşlarımızın tecrübesiyle kulübümüzde Türkiye’deki birçok kulübün ötesinde kısa sürede kurumsallaşma olacağına inanıyorum. Tavuk-yumurta, yumurta-tavuk ilişkisine benzer. Sportif başarıyla kurumsallaşma, kurumsallaşma ile sportif başarı iç içe şeyler. Ama bazen ikisi birlikte yürümez. Bazen birinde sorun çıkabilir. 'Bu sorunda hangisi daha önemlidir' sorusunun cevabı bence kurumsallaşmadır. 

Başarı inancıyla hareket ettim

Benim bu taşın altına girmekle ilgili bir kanaatim oluştu. Bizim olduğumuz konum ne kenarda eleştiri yapacak bir konum ne de dışarıdan destekle istenilen başarının gelebileceğine inandığım bir yapıydı. O nedenle bunun bilinciyle hareket ettim. Bu topraklarda doğmuş büyümüşsünüz. Buradan Trabzonspor gibi şehir dışına çıkmışsınız, ülkeye mal olmuşsunuz. Kendi şehriniz, kendi takımınız büyük bir kulüp, büyük başarılara imza atmış bir kulüpte bizler gibi insanların bu sorumlulukların altına girmesi normal. Çok da eleştirilecek veya anormal sayılabilecek bir tarafı yok. O sorumluluk duygusuyla bu yolculuk başlamış oldu. Kurumsallaşma hem çok zordur hem de bilenler için aslında çok da zor değildir. Trabzonspor’da hep birlikte göreceğiz ki kısa sürede kurumsallaşma adına olağanüstü işler olacak. Çünkü bizim hayatımız bu alanda geçti ve kurumsallaşma bilenler için çok zor bir olgu değildir; doğru zamanda doğru adımları atmaktır. Ben dışarıdan bakıyordum, şimdi içeriden bakıyorum, bizde bu iş çok zor olmayacak. Kararlı olduğumuzda kulüpteki herkes bu işleri gördüğünde buna destek olacaktır. Önemli olan çok az hata yaparak bu işi taşıyabilmek. Kararlı olmak gerekiyor. Hangi dönemde hangi adımı atmanız gerektiğini iyi bilmeniz gerekiyor

İşin temelinde sistem var

Kurumsallaşmanın sağlam olduğu yerlerde hedefe giderken hatalar olabilir, eksikler olabilir, sportif başarı da sorun olabilir. Ancak günün sonunda bunun nereye varacağını kestirdiğinizde camiayı idari etmeyi becerebilirsiniz. Arkada kurumun yapısı çok sağlam değilse o zaman günü birlik yaşam oluşuyor. O da büyük bir felaket doğuruyor. O nedenle işin temeli her zaman sistemdir, sürekliliktir, kalitedir, doğru insandır, iyi planlamadır, iyi bütçelerdir. Bunların olduğu yerde sportif başarı yakalanır. Sportif başarı her zaman istediğiniz gibi olmayabilir. Birinde hata, ikicisinde hata, üçüncüsünde ise yolunuzu bulursunuz. Biz tüm yönetim olarak tecrübemizi Trabzonspor’a aktarmış olacağız. Bunların özerk olması veya olmamasının bir önemi yok. Şu ana kadar belli yapıları var. Burada önemli olan amatör branşlarda büyük kulübün elini daha da geliştirmesidir. Hentbolda yıllardır varız ve iyiyiz. Basketbolda son dönemde iyiyiz. Ama amatör branşların birçok alanında Trabzonspor’un var olması lazım. Bunların içeride dışarıda olması günün sorunu değil. Onlar yarının konuları. Bugün için basketbol takımı bu kulübün ta kendisidir. Hentbol ta kendisidir. Diğer alanlar da ta kendisidir. Böyle bakacağız. 

Trabzonspor iyi bir çizgiye girdi

1461 Trabzon ile basketboluyla, voleyboluyla bakacağız. Bu kulübü amatör branşlarda derleyip toparlayıp büyütmeliyiz. Süreç içerisinde bunlara karar veririz. Bugün itibariyle dernek de olsa, ayrı da olsa bizim açımızdan Trabzonspor neyse hepsi de odur. Dışarıdan tahmin ettiğimle içeriden gördüğüm arasında hiçbir fark yok. Sürpriz hiçbir şeyle karşılaşmadım. Hem ekonomik durumunu hem içerideki yönetimsel durumunu kurumsallaşma ile olduğu yeri dışarıdan tahminin gözlemim vardı. Aşağı yukarı gözlemlediğim neyse onu gördüm. Bütün taraftarımız emin olsun ki bu çok ağır bir yük. Bu ağır yükün altından hep birlikte kalkacağız. Herkes kafasını şöyle bir kaldırsın. Büyük zorluklar geçiren insanlardan oluşan bir yönetimimiz var. Başarılı insanlar var. Biz burdan da camia olarak ne kadar zor olsa da kalkmasını bileceğiz. Herkes rahat olsun. Tabii ki biraz sabır gerekiyor. Bugünden yarına her şey güllük gülistanlık olmayacak. Öyle bir şey vaat etmiyorum. Ama Trabzonspor her gün daha iyiye giden, her gün sorunları daha iyi çözen, yarınlara çok daha sağlıklı bakan bir çizgiye girdi ve bundan sonra böyle de devam edecektir. Sahada, masada, kasada birbiriyle bağlı. Birbirinin devamı ve birbirinden kopmaz işler. 

Onursal Başkan Yılmaz’a minnettarız

Camiaya değer katan, değer üreten, katkı sağlayan herkesi çok önemsiyorum. Aslında bizim nesle de bu markayı bugünlere taşıyan insanlara saygılı ve hürmetkar davranmamız lazım ki bize de arkadan gelen nesiller böyle davransın. İşin temeli budur. Bu isimlere baktığınızda, Mehmet Ali Bey'in de bu isimler arasında istisnai bir yeri var. Aslında bu tarz isimlerimiz var. Bunların hepsine bizim olması gereken değeri verme zorunluluğumuz olduğunu düşünüyorum. Mehmet Ali Bey'le seçimden önce uzun uzun görüştük. Bir kulübün Onursal Başkanı'nın kulüpten beklentisi ne olur? Kulüp ne kadar başarılıysa onlar o kadar mutlu olurlar. Bizden daha çok mutlu olurlar. Bence bizim o duyguyu tekrar yaşatabiliyor olmamız lazım. İlişkilerimiz oldukça medeni bazda bir ilişki. Kendisine kulübümüze bugüne kadar yaptığı desteklerden dolayı teşekkür ederiz. Bundan sonrası için de her yapılan doğruda yanımızda olacağına kesinlikle inanıyorum. Onların bu kulübün geleceğine son derece içten sahip çıktıklarına inanıyorum. Tarihe yeni sayfalar yazmamız gerektiğini düşünüyorum. Bizim ödevimiz o. Onların da bu işe sahip çıkacaklarına inanıyorum. Zaten çıkıyorlar da.

İlk işaret fişeği

'Trabzonspor yönetimi ahtapot gibi olmalı' tabirini kullanıyorum. Herhalde en güzel tanımlayan şey olmalı. Bizim öyle bir yönetimimiz olması gerekiyor ki sahada da masada da kasada da kollarının olması gerekiyor. Bunların da birbiriyle uyumlu çalışması gerekiyor. Bunu becerebilen bir yönetim bahsedilen bütün sorunları derler, toparlar, her gün üzerine koyarak iyi bir noktaya taşır. Bizim de hatalarımız olacak. Önemli olan, günden güne üstüne koyabiliyor musun ve camianız bunu görebiliyor mu, size inanıyor mu? Böyle bir şey yapmaya çalışacağız ve en dipte olduğumuz noktadayız şu an. Trabzonspor'un bundan daha dipte olduğu nokta yoktur. Şimdi bu grafiği terse çevirmemiz lazım. Bunun daha aşağısı yok. Bunu iyi çevirmenin yolu da ahtapot bir yönetim ve bütünleşmiş bir camiadan geçiyor. Öncelikle yönetime büyük iş düşüyor. Bizim sorumluluğumuz ekstra bir sorumluluk. Bunu yapmakta da kararlıyız. Bunu bize kongre gösterdi. Son belki 10-20 yıla baktığımız böyle heyecanlı ve bu kadar katılımlı bir kongre ve Türkiye’nin herhangi bir kulübünü bu kadar yakından derbi maçı gibi takip ettiği kongre nadir olmuştur. Bu bizim kalkışımızın ilk işaret fişeğidir. Bunun arkasından devam edeceğiz. 

usta2
Başkan Usta, Genel Müdür Yardımcısı Deniz Toplu, Yayın Koordinatörü Asım Kemal Güner
ve Spor Müdürü Gökmen Özağcı’ya önemli açıklamalar yaptı.


Başarı varsa taraftar vardır

Tribünlerin daha dolu olması, geleceğin daha sağlıklı olması için planlama yapacağız. Tribünlerde çeşitli alanlarımız olacak. Çeşitli gruplara, sınıflara, Trabzonspor’a katkı sağlayanlara ait çeşitli düzenlemeler… Onların daha itibarlı olduğu, Trabzonspor’a bugüne kadar destek verenlerin kendilerini daha değerli hissettiği, sosyal bağların güçlendirildiği bir organizasyon olacak. Buna ihtiyacımız var. Passolig hadisesi geride kaldı. Bazı maçlarda gördük ki tıklım tıklım tribünler vardı. Demek ki bu oynanıyor. Başarının olduğu yerde taraftarın olmaması mümkün değil. Taraftar takımıyla bütünleştiğinde ve takımda bir başarı varsa önüne değil Passolig ne çıkarsa çıksın umurunda olmaz basar gider. Türkiye’de sorun futbolun zemininin iyi olmaması. İnsanların güven sorunu var. Başarıyla ilgili sorunlar var. Birçok kulüp taraftarı takımını sahiplenmiyor. Türkiye’de yeni bir iklime kesinlikle ihtiyaç var. Bu iklimin de temeli gerçekten kaliteli bir rekabet ve yönetimler düzeyinde taraftarların fanatize edilmediği bir düzenek. Buna acilen geçmemiz lazım. Başarı varsa taraftar vardır, başarı yoksa taraftar da olmaz. 

Yeni sezonda Akyazı'dayız

Futbolda taraftar yoksa zaten kazanamazsınız. Başarıyı elde etme ihtimaliniz de yok. Bölünmüş bir camia olduğunuzda başarma şansınız yok. Geriye dönüp baktığımızda bölünmenin sebeplerini biliyoruz. Gelecek sene büyük ihtimalle Akyazı’ya geçeceğiz. 40 bin kişilik bir stada bu halimizle geçtiğimizde bu ne Trabzonspor oldu ne de Türkiye bu görüntüye tahammül edebilir. Bizim taraftarla, gruplarla, sadece onlarla değil aslında bütün milyonlarca Trabzonsporluyla bir yolculuğa çıkıyor olmamız lazım. Önümüzdeki süreçte, muhtemelen 20 gün içerisinde olacak, önce Trabzon’da, sonra İstanbul’da çok büyük iki buluşma gerçekleştireceğiz. Başkanların, divanın, divan üyelerinin, taraftar gruplarının olduğu, sosyal bütün yapıların birlikte olduğu iki buluşma… Trabzonspor’un yeni vizyonu, bakış açısı, sorunları ve nasıl hareket edilecek diye iki büyük toplantımız olacak. Bütün amacımız şu ki Trabzonspor bu değildir, hep birlikte ayağa kalkmalıdır, sahip çıkıldığında bambaşka bir resmi tekrardan yakalayabiliriz. Şu anki yönetim kurulumuzdaki Prof. Dr. İsmail Yüksek Bey'i protokol ve sosyal işlerden sorumlu koordinatör yaptık. O organizasyonları yakında planlayacak. 

İnanılmaz bir mühendisliğe ihtiyaç var

Elimizde çok oyuncu var. Belli alanlarda oyuncumuz çok. Ancak belli bölgelerimiz eksik. Benim gözlemim böyleydi. Teknik kadro ve Süleyman Bey'le de görüştüm. Hepimizin bildiği 2-3 bölge var. Çok zor durumdayız. Yeni maliyetler ortaya çıkmadan hem bütçeyi daraltmamız lazım hem daraltacağımız bütçede eksik bölgelerimize devre arasında transferler yapıp bizim gelecek iki yıl için bu seneden iyi bir takım kimyası oluşturmamız lazım. İskeletimizi sağlam kurmamız lazım. Şampiyonluğa oynayan bir takımın kadrosunu taraftarlar ezbere sayamıyorsa o takımın şampiyon olması mümkün değil. Benim inancıma göre bu böyle. İnsanların takım olgusu gözleri kapalıyken birbirinin elini tutmayı başarabiliyorsa buna takım deniyor. Futbolu düşünürsek gözünüz kapalı topu nereye atabileceğini bilmeniz lazım. Bunun yolu istikrardan geçiyor. Sağlıklı bir iskelet oluşturmalıyız ve sürekli birlikte oynanması lazım. Taraftar da takımı saydığında 11’in 9’unu mutlaka saymalı. Devre arasında değiş tokuşlarla eksikleri gidermemiz lazım. Doğru isimleri bulmamız lazım. Kadro çok geniş, bir taraftan onu daraltmamız lazım. İnanılmaz bir mühendisliğe ihtiyaç var. Aramızda mühendis mantığında yöneticilerimiz var. Bir mimar gibi bu işi yeniden kurmamız lazım. Çok da patlamış bir sistemimiz var. Ağır bir sistemimiz var.

Kavga olması benim de hoşuma gider

Aslında ben ortamı anlamaya çalıştım. Futbolcular, teknik ekip, burada çalışan arkadaşlar gözüyle durum ne? Tahlili ve analizi iyi yapalım ki yanlış karar vermeyelim. O görüşmeleri birkaç oyuncuyla yaparken doğası gereği bir taraftan ölçüp tarttım. Bundan sonra da kavgalar olacak. Yani ben burada masa üstünde olgun kişiyim ama beni futbol oynarken gördüğünüz zaman bu o kişi değil dersiniz. Kavga ve hırs olmadan olmaz. Bizim dönemimizde de olacak. Doğrusu, onları hemen çözebilmektir. Arkadaşlar kendi aralarında çok iyi barıştılar. Erkan’la Mehmet, kaptan Onur da çok iyi aracı oldu. Ahmet Çubukçu da yanlarındaydı. Bence takımın içindeki arkadaşlık kısa sürede çok iyi noktaya gelecek. Bu, bundan sonra kavga olmayacak anlamına gelmez. Kavga olması benim de hoşuma gider. Ara sıra ufak ufak tartışsınlar. Onu arkadan hemen silip atmak lazım. Başarı da böyle gelir. Orada ben 'öksüz çocuklar, öksüz gençler' tabirini kullandım. Gerçekten öyle bir durum var. Her birisi bizim çocuklarımız yaşındaki oyuncularımız. Gerçek anlamda tam bir takım olgusunun olmadığı bir futbol kulübünün başarıya ulaşması mümkün değil. Sihirli bir parmakla hadi herkes birbiriyle halay çekelim olmuyor. Onu günden güne göreceğiz. 

Bir hak mücadelesi sürüyor

Süreç yurt içi ve yurt dışında iki kulvarda devam ediyor. Yurt içinde hepimizin bildiği gibi Futbol Federasyonu'nun Trabzonspor’un aleyhine aldığı, sportif alanda istemediğimiz bir kararla karşı karşıya kaldık. Adli tarafta ise lehimize giderken konjonktürel değişim ve benzeri nedenlerle yurt içinde işler tersine döndü. Avrupa’daki serüven devam ediyor. O süreci bizim yakınen ve sıkı bir şekilde yürütmemiz gerekiyor. Bu konuda taraftarımız şike süreci üzerinden aslında çok durdu. Hayat devam ederken yeni başarılara koşmak yerine bu mecrada çok oyalandığını, hatta sömürüldüğünü düşünüyorum. Bizim taraftarımız sömürülmüştür. Bu yakışık almadı. Hiç de doğru olmadı. Çok net bir şey var. Bizimle ilgili de bu söylendi. Şu gelirse bu olur, o gelirse bu olur. Ne olacak? Trabzonspor'un hak ettiği ve inandığı bir şampiyonluğu var. Biz camia olarak bunun mücadelesini veriyoruz. Kim gelebilir de bunu tersine çevirelebilir? Bu, yapılması gereken birinci sınıf mücadeledir. Biz bunu yapıp diğer taraftan sportif başarının peşine koşmamız gerekirken maalesef taraftarımızı oyaladılar. Bunun bize zararı oldu. Sportif başarısızlıklar bu tarafa yamandı. Bunun böyle olmaması lazım. Hayat devam ediyor. 

Lucescu ve alternatifleri

Taraftarımız iki olguyu ayırmalı. Bugüne kadar olana da bence yeter demeliyiz. Camiamızın hayatını yeni başarılara doğru yelken açıp sürdürmesi lazım, şike süreci de bir taraftan birinci sınıf yürütülmeli. Şu anda Sadi hocamızla devam ediyoruz. Kendisine teşekkür ediyorum. Trabzonspor’un acil sorunu teknik direktör sorunu değildir. Biz bütüncül sorunlarla iç içeyiz. Keşke öyle basit bir sorun olsa. Teknik direktör bulsak, koysak bu işler çözülse. Belki bazen şöyle düşünülüyor: Sorun futbolcu sorunu. Alalım çözülsün. Çok gördük, öyle olmuyor. Tek başına hocayla da olmaz bu işler. O nedenle devre arasına kadar acele etmek istemedik. Sadi hocam şu anda takıma sahip çıkıyor, biz ona destek veriyoruz. Futbolculara da destek veriyoruz. Devre arasına kadar böyle devam edeceğiz. Lucescu da dahil olmak üzere alternatiflerine bakıyoruz. Söylediğimiz gibi önümüzde iki süreç var. Bir ikinci devre iki uzun vadeli çözüm. Eğer uzun vadeli çözümü devre arasına kadar netleştirirsek kalıcı bir teknik direktörle uzun bir yolculuğa çıkacağız. Ancak devre arası dahil kalıcı bir teknik direktör konusunu netleştiremezsek o zaman ikinci devreye ait öncelikli bir çözüm üreteceğiz. Sene sonuna bırakacağız kalıcı çözümü. Lucescu ve alternatifi dahil bakıyoruz.

Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap