Trabzonspor’un deplasman kabusu bu mantalite ve bu oyun anlayışıyla bitecek gibi görünmüyor. Yine Ankara, Gençlerbirliği deplasmanında Ersun hoca ve hakemin etkisiyle iki puan bırakarak döndük. Şimdi şunu söyleyebilirsiniz: ‘Hep mi Ersun hoca? Hep mi hakemler?’ Hayır futbolcular da top oynamıyor.

Ama futbolcuları oynatacak olan da Ersun hoca. Diğer tarafta Ersun hocanın futbolcuları farklı mevkilerde oynatıp macera araması, sonuçta da verim alamaması ve halen ısrar etmesi, Ersun hocanın hatalarını ön plana çıkartıyor. Hakem için; ‘Penaltı verdi vermedi, ofsayttı değildi’ diye tartışmak istemiyorum. Zaten bu hakemlerin özellikle Trabzonspor lehine düdük çalması hayalcilik olur.

Tolga Özkalfa hayatı boyunca Trabzon lehine hiç düdük çalmadı. Bence 1 numaralı Trabzon düşmanıdır. Diğer taraftan Ersun hoca şöyle düşün: İlk 45 dakika rakip kaleye şut yok. Şutu boş ver, ceza sahasına giremiyorsun ve lige başlarken ‘şampiyonluk’ parolasıyla girip, ligin en fazla maliyetli transferlerini yapıyorsun ve sonuç ortada. Geçen sene Trabzonspor’a hiç transfer yapılmadı, takım eldeki topçularla güle oynaya 4. olmuştu.

Trabzonspor’da ‘iş yapmaz’ diye bedelsiz gönderilen topçuları görüyoruz. İnsanın içinden; ‘Bu futbolcular neden bıraktılar? Burada ne var?’ diye düşünesi geliyor. Hoca, burada senin katkın nerede? Şimdi sen yıllarca burada kalacakmış gibi çıkmışsın dünya piyasasına, topçu bakıyorsun. Bu yönetimi de anlamak zor. Birilerinin bunları frenlemesi lazım, yoksa Trabzonspor’u uçurumun kenarına getiriyorlar.

Eğer haftaya Beşiktaş ve ondan sonra Rizespor yenerse, ben burada farklı şeyler ararım. Önümüzdeki iki maçın sonuçlarına göre bakacağız: ‘Ersun hoca Trabzonspor için mi, yoksa başkaları için mi oynuyor?’ Bunu da zamanı gelince konuşacağım.