Üçüncü maçına da farklı stratejiyle çıktı Sadi Hoca. Değişerek devam ediyor, takım doğrusunu arıyor. Ayların delik deşik takım savunmasını geçilmez blok haline getirdi. Tecrübe böyle bir şey olsa gerek. Üç stoperle arkayı, Yusuf ve Cavanda’yla kenarları, Okay, M’bia, Aytaç ve Ekici’den oluşan dörtlüyle de göbeği kapattı. İzledikçe 'keşke Fener maçına aynı yapıyla çıkılsaydı' diye geçti aklımdan.

Eskişehir hücumlarında her yer bordo-mavi görünüyordu. Futbol kitapları ilk önce savunmayı tarif eder. Üzerine hücumu ekleyeceksin... Usta başkana hayırlı olsun derken yeni bir ustaya ihtiyaç olmadığını belirtmek isterim. Bugün için hayal gibi görünen Lucescu da olsaydı ancak böyle bir şey yapardı. Daha fazlası yok futbolda. Yıllardır olmayacak o kadar hayal kurdu ki Trabzonspor, her seferinde kabusla uyandı.

Anlık değil akıllı kararlara ihtiyaç var şu an. 'Rakip zayıftı' sözüne hiç katılmıyorum. Dün gece izlediğim Trabzonspor takım gibi savundu, takım gibi hücum etti... Rakip on kişi kaldıktan sonrası oynanan futbol yukarıda yazdıklarımdan başka bir şey. Oyunda kalanlar ve oyuna girenler eski tas eski hamama döndü. Topu esir edenler, kaptırınca yürüyerek gelenler ehli keyif aylardan kalma alışkanlıkla eğlenenler... Uzatmada ödülünü aldı hoca, aylardır yüzüne bakılmayan bebe topu filelere bıraktı.