Herhalde Trabzonspor tarihinin en heyecan verici, en renkli, en mücadeleli, sonuçları itibarıyla kulübün yazgısı açısından en önemli kongresi oldu. Büyük bir dağınıklık, hedefsizlik, ayrışma ve hatta kamplaşma yaşayan Trabzonspor’da; üye, kulübüne sahip çıktı.

HACIOSMANOĞLU NEDEN KAYBETTİ?

İbrahim Hacıosmanoğlu için tam bir hezimetti bin 40 oy. Önceki seçimlerde neden kazandıysa, bu kez benzeri gerekçelerle kaybetti. Siyasetin ağır baskısına, şike sürecinin yarattığı ağır bunalıma, siyasal iktidarın en tepesinin şikecileri koruyan yaklaşımına, Trabzonspor’un değerlerinden uzaklaşılmasına karşı bir tepkiydi Hacıosmanoğlu’na verilen oylar. Aynı zamanda Trabzon merkezli Atasoy ve Kulaçoğlu’nun birleşememesi, Muharrem Usta’nın siyaset merkezli bir operasyon olduğu iddiasına gösterilen tepkiyi de koyalım. Ancak, büyük umutlarla seçilen Hacıosmanoğlu, tam bir hayal kırıklığı oldu. Erdoğan’ı eleştirenlere “Hain” diyerek, milyonlarca Trabzonsporluyu küstürdü, tribünleri böldü, bir kısım taraftarı stattan uzaklaştırdı. Seçim otobüslerinin üzerinde boy gösterdi. Siyasal bir figür gibi muhalefet liderlerini eleştirdi. Ekonomik anlamda kulüp batma noktasına geldi. Sportif açıdan ise sıradanlaştırıldı. Son darbe, Gaziantep maçının ardından hakemlerin alıkonmasıydı. Önce bunu savundu, sonra hakemleri Trabzon taraftarından korumaya çalıştığını söyleyerek, yönetimi kurtarmak için Trabzon’u hedef gösterdi. Trabzonsporlu, bu duruma çok sert tepki verdi. "Ben kadın gibi 100 sene yaşayacak yerde adam gibi bir sene yaşarım" diyerek, kadınların onurunu zedeleyen ancak sonra özür dileyen Hacıosmanoğlu’nun, seçim sonuçlarında yaşadığı şok gözyaşlarına dönüştü.

GÖNÜLLERİN BAŞKANI

Kongrenin en önemli olaylarından biri kuşkusuz ki seçimi 3 bin 49’a 3 bin 62 ile, yani 13 oy farkla kaybeden Celil Hekimoğlu’nun çıkışıydı. Trabzon’da çok saygın ve tertemiz bir isimdi Hekimoğlu adı. Karadeniz girişimciliğinin anıtsal ismi Celal Hekimoğlu’nun emeği ve birikimi vardı arkasında. Camianın içinden geliyordu. Bir yılı aşkın bir süredir çalışıyordu. Trabzonspor’un birçok değerini birleştirmişti. Önerileri gerçekçi, yaklaşımı barışçı, hedefleri orta ve uzun vadeliydi. Trabzonspor bağrına bastı Celil Hekimoğlu’nu. Ancak yeni üyelere ulaşmada başarısız oldu. Daha güçlü bir ekonomik görüntü veremediği için, parayı ve gücü öne koyan taraftarı ikna edemedi. Seçim kampanyasına 3 hafta kala Zağnos Köprüsü’ne bir pankart asıldı. Celil Hekimoğlu’nun fotoğrafının üstünde şu yazıyordu: "Gönüllerin başkanı." Seçimler sonrasında az bir farkla kaybedilen ama sevilen kişiler için yazılan bu pankartın zamanlamasının yanlış olduğu anlaşıldı ki, 1 hafta sonra kaldırıldı. Hekimoğlu, belki seçimleri kaybetti ama gerçek anlamda "Gönüllerin başkanı" oldu. Tıpkı Trabzonspor’un "Gönüllerin şampiyonluğu" gibi. Hekimoğlu’nun başarısı bir gerçeği daha ortaya koydu: "Trabzonspor asla sahipsiz değildir, geleceği garanti altındadır. Seçilen yönetim başarısız olursa Trabzon’un yeni seçimi bellidir."

USTA İŞİ KAMPANYA

Muharrem Usta’nın seçim başarısında en önemli unsur, geçen seçimleri kaybetmesine neden olan algıyı ortadan kaldıracak adımlar atması oldu. Desteğini aldığı ancak camiada tepki duyulan bazı siyasal kişilikler, Usta’nın bir iktidar projesi olduğu görüntüsü ya da propagandası, geçen seçimde çok etkili olmuştu. Ayrıca çok büyük, hatta bazı hayali hedefler, bir kısım üyede bir inandırıcılık sorunu yaratmıştı. Usta bunlardan ders çıkarmış. Siyasetle arasına sınır koyması, kulübün içinde bulunduğu duruma ilişkin geçmişe göre daha gerçekçi değerlendirme ve çözüm önerileri, daha gerçekleşebilir projeler, siyasi görüntüyü silmek için daha dengeli bir liste bunun sonucu. Gerçi iş adamı ve doktor ağırlıklı bir liste olması handikap. Ancak profesyonel kadro ve işinin ehli insanların sorumluluk birimlerine getirilmesi ile bu handikap aşılabilir. Kaldı ki Usta’nın kendisi, ülke çapında başarılara imza atmış bir iş adamı ve yönetici. Bu arada çok yönlü ve ekonomik faturası yüksek kampanyayı da unutmayalım. AKSA’nın elektrik direklerinden AKP’nin bayraklarının inip Usta’nın pankartlarının asılması, kimsenin dikkatinden kaçmadı. Ayrıca Bordo Mavili kulübün 50. yılı ‘2016-17 sezonu’. Usta ‘50. yılda şampiyonluk’ hedefi koyarak, özellikle şampiyonluğu tatmamış genç seçmen üzerinde etkili oldu.

YENİ YÖNETİMİ BEKLEYENLER

Trabzonspor’un borcu yaklaşık 400 milyon TL. Her ay üzerine ekliyor. Bunun nedeni yanlış transfer politikası ve yanlış yönetim anlayışı. Kulübün gelir gider dengesinin bir disipline kavuşturulması, orta ve uzun vadede gelirlerin arttırılması şart. Sportif açıdan ciddi başarısızlık yaşanıyor. Ama bu iki alanda sorunlar belirli bir program ve disiplinli uygulamalarla aşılabilir. Akılcı, sürdürülebilir, planlı, çağdaş bir muhasebe ve kulüpçülük anlayışı ile borçlar sorunu çözülebilir. Kendi kaynaklarını ve Trabzonspor’un değerlerini öne alan, bilimsel, çağdaş, dayanışma ve başarıyı esas alan bir sportif anlayışla saha başarıları sağlanabilir. Trabzonspor’daki en büyük sorun ise camiadaki bölünme, kaybedilen saygınlık, taraftardaki inanç yitimi ve kulübün siyasetin bir malzemesine dönüştürülmesi. Bunun yolu da birlikten, dayanışmadan, sevgiden geçiyor.

50. YILDA ŞAMPİYONLUK

Kuşkusuz ki Usta’nın bir programı var. Ekonomik, sportif ve prestij ana başlıklarını içeren bu program, diğer adayların öneri ve programları, toplumun değişik kesimlerinin öneri ve beklentileri ile zenginleştirilmeli. Katılımcılık, şeffaflık, Trabzonspor değerlerini ve çağdaş kulüpçülük gereklerini birleştiren; gerçekçi, sadece başarıya değil üretime, dayanışmaya, ortak duyuşa dayalı bir değerler yaklaşımı, Trabzonspor’un geleceğini kurtaracağı, başarılar getireceği gibi, ülke çapında kulübü lider ve örnek yapacak yeni kapıları açacaktır. "50. yılda şampiyonluk" çok iddialı bir hedef ama hayali değil. Yeter ki son 10 yılda yapılan yanlışlar tekrarlanmasın, Trabzonspor’un bir şirket değil, herkesi birleştiren bir toplumsal hareket olduğu unutulmasın, siyasal etkilerden uzak tutulsun...