Yönetim ses ver!

Milyon eurolar harcanıp kurulan takıma ve sahada oynanan oyuna bakar mısınız! Kimin ne oynadığını, ne yapmak istediğini çözmek istiyorum, onu da çözemiyorum. Çözmek için bizim minik Kemal’e müraacat ediyorum, onun verdiği sakinleştirici bile çözmeme yardımcı olmuyor.

Sahada böylesine bir Trabzonspor var. Gole gelirken bas bas bağırıyor, "geliyorum" diye. Scarione topla kaleye doğru geliyor, ne orta alanda çıkan oluyor, ne vurmasını engellemeye çalışan var, ne de defans bloğunda görev yapan oyuncular ona doğru çıkıp topa vurmaması için müdahale ediyor. Adam o kadar rahat vuruyor ki, top takım arkadaşına çarpıp kaleci Hakan’ı kontrpiyede bırakınca maçın son anına kadar üç puanı cebinde gören Trabzonspor bu golle bir puana razı olmak zorunda kalıyor.

Erkan Zengin için 'kumaşı iyi, katkısı zaman içerisinde fazlasıyla olur' dedik. Ama zamanla gördük ki Erkan Zengin de güz gülleri gibi olmuş, güller gibi kendi dalında güzel durmayı yeğlemiş. Dünkü maçta yine sahne alan oyuncu Mehmet Ekici idi. Gerçi o da oyunun büyük bölümünde yoktu.

Öyle görülüyor ki Trabzonspor’un gol ümidi olan Cardozo bu maçtan sonra yine eleştiri oklarının ucunda olacak. İki-üç tane pozisyon yakaladı, zor pozisyonlar olmasına rağmen vurdu ancak bu kez futbol şansı yanında olmayınca Kasımpaşa karşısında sayı yapamadan sahadan ayrıldı. Dedim ya, Trabzonspor sistemsiz oynuyor, rakibine baskı kuramıyor, mücadele etmiyor, oyunu rakip alana forse edemiyor, istenilen düzeyde koşmuyor, koşmayınca da pozisyon üretmekte zorluk çekiyor. Bu kadar eksiklerine rağmen Mehmet Ekici’nin ayağından golü buldu ancak skoru koruyamadı.

Trabzonspor büyük takımsa sırası gelince kötü oynayınca skoru da korumasını bilmeli. Hedeflerinden kopan bir Trabzonspor var. Sadece ligde ilk dörde girmenin mücadelesini verecek. Eğer böyle puan kayıpları yaşarsa sonraki maçların prestij maçı şeklinde geçmesi kaçınılmaz olur. O zaman bu da sonun başlangıcı olur ve akıllara yönetim ve teknik heyet için de çok iyi şeyler getirmez.