AK Parti programında "Eğitimi karmaşıklıktan kurtaracağız" demişti ama tam aksine gelişmeler yaşandı.
AK Parti iktidarında eğitim yaz-boz tahtasına döndü. 11 yılda yapılan değişikliklerin hızına ne öğrenciler ne öğretmenler ne de öğrenci velileri yetişebildi.
Yeni eğitim-öğretim dönemi önceki gün açılırken, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı Ankarada yapılan törenlere katıldı. Bakan Avcı, 2. sınıf öğrencilerine Cahit Zarifoğluna ait bir şiir kitabı dağıttı. Kitapların kapağında silah tutmuş çocuk resmi yer alırken, Afganistan temalı Ağaç Okul adlı kitap başta olmak üzere Bakan Avcının, 2. sınıf öğrencilerine dağıttığı kitaplarda yer alan şiirlerde yer alan ifadeler şok etkisi yarattı! İşte bu kitap bombası sonrasında Türkiye AK Partinin 11 yılda eğitim sistemini nasıl yaz-boz tahtasına çevirdiğini konuşuyor. Peki 11 yılda ne yaşandı? AK Parti ne vaat etmişti?
VELİLER NE DEDİ?
Öğretmen Her bakan olan yeni bir şey icat ediyor. Kendine göre ayar çekiyor. Neredeyse son on yılımız böyle geçti diyor. Velilerse dertlerini şu cümlelerle anlatıyor: Minicik çocuklarımızın geleceğinin bir, bir buçuk saatte şekillenmesi doğru değil denildi, sınav sistemi üç yıla yayıldı. Çocuklar altıncı sınıftan itibaren sınava girmeye başladılar. Sadece sınav notuyla yetinilmedi, okul notu da katıldı. Öğretmen kanaati de konuldu. Öğretmen kanaati işi bozuyor araya torpil, iltimas giriyor diye itiraz edildi. Çıkarıldı. Yabancı okullar zaten bu sistemi hiç kabul etmedi. Bakanlık bastırınca kapatır gideriz diye hafiften tehdit ettiler, bakanlık bastıramadı. Bu sisteme geçilmesinin nedeni dershane düzenine son vermekti. Tersi oldu, dershaneler ihya oldu.
HEPSİ KURGUYLA OYNADI
Daha sonra bir bakan daha değişti. Bakan değişince üç yıllık sınav maratonu da rafa kaldırıldı. Yeni Bakan Öğrenciler mahvoldu, çocukluklarını yaşayamadılar, eğitim sistemi test çözme sistemine döndü dedi ve kendine göre ayar çekti. Sınavları bir yıla indirdi. O Bakan gidince yerine gelen Bakan eğitimin tümüyle oynadı. Yeniden kurguladı. 4+4+4 denilen yapıya böyle geçtik. Bakan okul düzenini değiştirdi ama sınav düzenini değiştirmeye bakanlık ömrü yetmedi. Görevden gitti, yeni Bakan geldi. Yeni bakanla birlikte sınav sistemi sil baştan yapıldı. Kaldırıldı. Kaldırılmış gibi yapıldı! Yani, AK Parti iktidarında eğitim yaz-boz tahtasına döndü. Yapılan değişikliklerin hızına öğrenciler de öğretmenler de yetişemedi.
PROGRAMLARINA UYMADILAR
Peki AK Parti eğitimle ilgili halka ne vaat etmişti? 2002de kurulan AK Partinin programında eğitim Sosyal Politikalar bölümünde işlenmiş. Programda, Türkiye eğitim alanında ciddi bir karmaşa yaşamaktadır. Eğitim kalitesi, olması gerekenin çok altındadır. Eğitimde fırsat eşitliği her geçen gün yok olmaktadır. Eğitim sistemi ideolojik kavgaların arenası haline getirilmiştir. Eğitim, araştırma ve istihdam planları olmaksızın yapılmaktadır. Yüksek öğretim kurumları dahil, eğitim-öğretim kurumlarımızın çoğu gerçekçi bir anlayıştan uzak, diplomalı işsizler yetiştirmektedir deniyor. Eğitimi karmaşadan kurtaracak AK Parti eğitimi daha da karıştırdı!
Avcı da sistem değiştirdi!
2013e gelindiğinde eğitimde daha yoğun bir trafik yaşandı. 2012 yılında yapılan SBSnin kaldırılacağı duyurusu bu yıl yerine getirildi. Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, SBS yerine yeni sınavlar icat etmiyoruz dese de, yeni ortaöğretime geçiş sistemi eskisini mumla aratır hale geldi. 6, 7 ve 8inci sınıflarda dönem sonlarında 6 temel dersten toplamda 36 sınav yapılacağı açıklandı. Milli Eğitim Bakanlığı, Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği ile İlköğretim Yönetmeliğini de değiştirdi. Yapılan değişiklikle lise öğrencilerinin evlenmesinin önü açıldı. Daha önce evlenen öğrencilerin okulla ilişiği kesiliyordu. Yeni yönetmelikle evlenen öğrencilerin kaydının açık liselere nakledilmesi hükme bağlandı. Yönetmelik ayrıca, İmam Hatip Lisesi öğretmenlerinin, görev yaptıkları mahallelerde dini eğitim vermesine olanak sağladı. Yeni yönetmelik, okullarda mescid uygulamasının da önünü açtı.
11 yılda 5 bakan değişti!
1.Erkan Mumcu
(19 Kasım 2002- 17 Mart 2003)
Kültür ve Turizm Bakanlığında keyfi yerindeydi. Kimilerine göre de başarılıydı. O bir icraat bakanı değil, protokol bakanı olmalıydı. Hep zor konulara el attı. YÖK Yasası da bunlardan biriydi. Yalnız kaldı. Çok şeyler yapmak istedi fazla bir şey yapamadan gitti.
2. Doç. Dr.
Hüseyin Çelik
(17 Mart 2003-3 Mayıs 2009)
Milli Eğitim Bakanlığı onunla birlikte yeniden arka bahçe oldu. En uzun süre görev yapan ikinci bakan oldu. Çalışkandı, reformcuydu, kararlıydı. Ama hep gizli gündemi olduğu kuşkusu yarattı. Eğitimin 80 yıllık kazanımlarını yerle bir etmekten hiç çekinmedi. Artıları da çoktu; ama yarattığı tartışma öylesine büyüktü ki sonunda en büyük reformu SBS de elinde patladı. Bağış kampanyaları ve teknolojik yatırımda fark yarattı. Çelik döneminde bunlar oldu: İlköğretim müfredatı değişti. Üç yıllık lise eğitimi 4 yıla çıktı. Ortaöğretime geçiş sınavı olan Liselere Giriş Sınavı (LGS) gitti, yerine Ortaöğretim Kurumları -Sınavı (OKS) geldi. OKS yerine üç aşamalı Seviye Belirleme Sınavı (SBS) sistemi getirildi. Tek aşamalı olan üniversiteye giriş sınavları iki aşamalı oldu. Yeni sınavlar Yükseköğretime Giriş Sınavı (YGS) ve Lisans Yerleştirme Sınavı (LYS) olarak adlandırıldı. Üniversiteye girişte katsayı kaldırıldı. Danıştay, farklı statüde bulunan öğrencilerin aynı konumda değerlendirilmesinin anayasal eşitlik ilkesine aykırı olduğuna hükmederek yürütmeyi durdurdu. Böylece katsayı farkı arttırılarak yeniden uygulanmaya başladı.
3.Nimet Baş (Çubukçu)
(3 Mayıs 2009- 7 Temmuz 2011)
İlk kadın bakanımız oldu. O da pek çok bakan gibi hukukçu. Konuların hep çok uzağında kaldı. Kadrosunu kuramadı. Çelikten sonra gücü eline alamadı. Otomatik pilota bağlanan eğitim tartışmaları onu yordu. Ama SBSyi kaldırarak, Çeliki kızdıracak kadar cesurdu. Hem hoşgörülü hem de çok kırılgandı. Ortaöğretimde üç aşamalı SBS kalktı. SBS tek sınav olarak uygulanmaya başlandı. Düz liselerin Anadolu liselerine değiştirilmesi uygulaması başladı. Katsayı yeniden kalktı.
4. Prof. Dr. Ömer Dinçer
(7 Temmuz 2011- 25 Ocak 2013)
Arka bahçe yaratma konusunda Çeliki bile gölgede bıraktı. Eğitim tarihimizin en tartışmalı projelerine imza attı. Kurtulduk diye arkasından davul, zurna çalınan ilk bakan oldu. O eğitimcileri pek sevmedi, onlar da onu. Yakın çevresinde eğitimi bilen yok gibiydi. Yüzü hiç gülmedi, hep yanlış anlaşıldı. Partiye zarar verme noktasına gelince de koltuğuna veda etti. Atatürk ilke ve inkılapları ile cumhuriyetin temel değerlerine bağlı öğrenciler yetiştirmek ifadesi önce Milli Eğitim Bakanlığının görev tanımından çıkartıldı. Ardından Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliğinde yapılan değişiklikle bu ifade evrensel hukuk normlarına bağlı öğrenciler olarak değiştirilirdi. 4+4+4 kesintili 12 yıllık eğitim sistemi yürürlüğe girdi. Yüzlerce okul İmam Hatipe dönüştürüldü. Tek SBS yerine yine birçok sınav yapılacağı duyuruldu. Dershanelerin kaldırılacağı ve özel okullara dönüştürüleceği söylendi ve defalarca vazgeçildi.
5.Prof. Dr. Nabi Avcı
(25 Ocak 2013)
2013e gelindiğinde eğitimde daha yoğun bir trafik yaşandı. 2012 yılında yapılan SBSnin kaldırılacağı duyurusu bu yıl yerine getirildi. Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, SBS yerine yeni sınavlar icat etmiyoruz dese de, yeni ortaöğretime geçiş sistemi eskisini mumla aratır hale geldi. 6, 7 ve 8inci sınıflarda dönem sonlarında 6 temel dersten toplamda 36 sınav yapılacağı açıklandı. Milli Eğitim Bakanlığı, Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği ile İlköğretim Yönetmeliğini de değiştirdi. Yapılan değişiklikle lise öğrencilerinin evlenmesinin önü açıldı. Daha önce evlenen öğrencilerin okulla ilişiği kesiliyordu. Yeni yönetmelikle evlenen öğrencilerin kaydının açık liselere nakledilmesi hükme bağlandı. Yönetmelik ayrıca, İmam Hatip Lisesi öğretmenlerinin, görev yaptıkları mahallelerde dini eğitim vermesine olanak sağladı. Yeni yönetmelik, okullarda mescid uygulamasının da önünü açtı.
İşte o olay kitap!
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı Ankarada yapılan törenlerde 2. sınıf öğrencilerine Cahit Zarifoğluna ait bir şiir kitabı dağıttı. Kitapların kapağında silah tutmuş çocuk resmi yer alırken, Afganistan temalı Ağaç Okul adlı kitap başta olmak üzere Bakan Avcının, 2. sınıf öğrencilerine dağıttığı kitaplarda yer alan şiirlerde yer alan ifadeler pes dedirtti!
İşte o şiirler
Adı Gülbeddin Hikmetyar, liderimiz bizim. Allah adıyla konuşur, Allah için savaşır en önde. Ona zor değil kafasını kırmak zalimlerin, daha çocukken başladı bu işe. Az yer, az uyur, örgütleyicidir, azimli gerçekçidir. Seviyoruz tüm ülke gibi biz küçük mücahitler de onu.
Çocuklar savaş oyunu oynuyor. Hiçbiri üstlenmiyor düşman rolüne çıkmayı. Çocuklar saklambaç, körebe yerine savaş oyunu oynuyor. Kovalıyor, yakalıyor ve öldürüyorlar. Çocuklar birdirbir, küsküç yerine savaş oyunu oynuyor. Amaçları benzemek mücahit ağabeylerine.
Uzak ülkelerden Müslüman çocuklar rica ederim savaşmaya gelin. Ablam gelinliğini çıkardı çeyizinden, sargı yaptı mücahitlerin yaralarına. Siz de oradan rica ederim savaşmaya gelin. Harçlıklarınızı hiç olmazsa mermi alalım için yollayın bize. Babam nişan yüzüğünü bile götürdü, mermiler getirdi. Rica ederim, siz de oradan bir şey yapıp savaşmaya gelin.
Hikmetyar kimdir?
Gulbeddin Hikmetyar, ABD işgalini öncelemek için Sovyetler tarafından himaye altına alınan Afganistan 1989da kurtulduktan sonra 1992de Afgan direnişçilerin oluşturduğu Yönetim Konseyi tarafından başbakan seçildi. Daha sonra ise, ABDnin Sovyetlere karşı desteklediği Afgan mücahitlerinin liderliğini üstlenmiştir.
Görevde olduğu 1996 yılında Kâbildeki radyo ve televizyonlarda müzik yayınlanmasının yasaklanmasını ve bütün sinemaların kapatılmasını emretti. İnsan Hakları İzleme Komitesi, Ağustos 1992de Hikmetyar kuvvetlerinin roket saldırıları sebebiyle çoğunluğu sivillerden oluşan en az 2000 insanın öldüğü ve yarım milyon insanın da Kabili terk ettiğini bildirdi. 9 Ocak 1995 tarihinde Hikmetyarın kuvvetlerinin başkent Kâbili bombalamasıyla 20den fazla insan öldü.