Ay jeolojik olarak hala aktif mi?
Yayın Tarihi: 04.02.2025 - 09:00
Bilim insanları, Ay’ın hâlâ jeolojik olarak aktif olabileceğine dair yeni kanıtlar keşfetti. NASA'nın Ay Keşif Uydusu'ndan (LRO) alınan görüntüler, Ay’ın uzak tarafında 266 yeni “buruşuk sırt” bulunduğunu ortaya koydu. Bu yapılar, son 160 milyon yıl içinde oluşmuş gibi görünüyor ve Ay’ın hâlâ yavaş yavaş büzüldüğünü gösteriyor.
Kaynak:SPACE
Daha önce Ay’ın sadece Dünya’ya bakan yakın tarafında gözlemlenen buruşuk sırtlar, geniş volkanik lav düzlüklerinde yer alıyordu. Bilim insanları, Ay’ın iç kısmı soğudukça yüzeyinin buruştuğunu ve zamanla küçüldüğünü biliyor. Ancak yeni keşifler, bu sürecin uzak tarafta da devam ediyor olabileceğine işaret ediyor.
University of Maryland'den araştırmacı Jaclyn Clark, "Ay’ın hâlâ jeolojik olarak dinamik olduğunu bilmek, gelecekte astronotlarımızı, ekipmanlarımızı ve altyapımızı nereye konumlandıracağımız konusunda çok önemli bir bilgi" dedi.
Ay'ın iki yüzü neden farklı?
Ay’ın Dünya’ya bakan tarafı, büyük ölçüde "lunar maria" adı verilen eski volkanik lav düzlükleriyle kaplı. Ancak Ay’ın uzak tarafında bu oluşumlar çok daha az. Bilim insanları bunun nedenini henüz tam olarak bilmiyor.
Öne çıkan bir teoriye göre, yaklaşık 700 kilometre genişliğinde bir cüce gezegenin Ay’ın yakın tarafına çarpması, burada büyük miktarda radyoaktif izotop birikmesine neden oldu. Bu izotoplar, ısı üreterek yüzeyi eritmiş ve daha fazla volkanik aktiviteye yol açmış olabilir. Öte yandan, Ay’ın uzak tarafında bu çarpışmadan gelen malzeme yüzeyi kalınlaştırarak volkanik patlamaları engellemiş olabilir.
Yeni keşif Ay'ın geleceğini nasıl etkileyecek?
Yeni keşfedilen buruşuk sırtlar, Ay’ın uzak tarafındaki volkanik düzlüklerde gruplar halinde bulunuyor. Bilim insanları, bu yapıların daha önce bilinen buruşuk sırtlardan daha küçük ve daha genç olduğunu söylüyor.
Bu keşif, Ay’ın sanılandan daha aktif olduğunu ve gelecekteki Ay görevlerinin planlamasında bu jeolojik hareketliliğin dikkate alınması gerektiğini gösteriyor. NASA ve diğer uzay ajansları, bu bilgiyi astronotların güvenli iniş bölgelerini belirlemek için kullanabilir.