SON DAKİKA
SON DAKİKA


Anayasa
15.10.2021

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası bugüne kadar yirmi bir kez değişikliğe uğradı. Anayasa’nın ilk 4 maddesi ise değiştirilemez maddeler arasında yer alıyor. Devletin şekli, Cumhuriyetin niteliği, devletin bütünlüğü, resmi dili, bayrağı, milli marşı ve başkentini ortaya koyan maddelerin değiştirilmesi ihtimalinin önüne dördüncü madde ile geçiliyor.

I. Devletin şekli MADDE 1- Türkiye Devleti, Cumhuriyettir.

II. Cumhuriyetin nitelikleri

MADDE 2- Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir.

III. Devletin bütünlüğü, resmî dili, bayrağı, millî marşı ve başkenti

MADDE 3- Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir. Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır. Millî marşı “İstiklal Marşı”dır. Başkenti Ankara'dır. I

V. Değiştirilemeyecek hükümler

MADDE 4- Anayasa’nın 1’inci maddesindeki Devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile, 2’nci maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3’üncü maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez. Tanzimat’la  başlayan Batılılaşma hareketleri, devletin yönetim şeklinde de yeniliklere götürdü. 1876 yılında hazırlanan Birinci Anayasa (Kanun-i Esası) ile devletin yönetim şekli meşrutiyet oldu. Padişaha verilen yetkiler kötüye kullanıldı ve İkinci Abdülhamit Meclisi feshetti. Yine otoriter sisteme geçildi. 1908 İkinci Meşrutiyetle birlikte devletin şekli yeniden değişti. Kurtuluş Savaşı ile birlikte  yeni anayasalara gereksinim duyuldu. 1924 Anayasası ülkemizin yönetimini, 1960 İhtilâlına kadar taşıdı. 61 Anayasası, sözüm ona, bu ülkeye bol geldi. Defalarca üzerinde oynandı.

Özgürlükler kısıtlandı. Elde edilen haklar, geri alındı. 9 Kasım 1982 Anayasası, ulusu karanlığa götürdü. Sosyal haklar, bitirildi. Kısaca, bugünkü yönetimi hazırladı. Bugünlerde yeni bir Anayasa, gündeme getiriliyor. Doğal olarak kimlik ve yurttaşlık tartışması da gündeme geliyor. Ancak anlayamadığım bir nokta var. Milletvekilleri ve Cumhurbaşkanı, Anayasa’ya uyacaklarına namus, şeref sözü vermişlerdi. Anayasaya uyacak meclis, nasıl yeni anayasa hazırlayabilir? O zaman uymazlık olmuyor mu? Bugün, toplumun gündeminde ise ne yeni anayasa özlemi var ne de değişikliği.

Toplumun gündeminde, işsizlik, yoksulluk, pahalılık var. Toplumun derdi başka, iktidarın derdi ise daha başka. İnsanımız, ürettiği ürünlerini değerine satmak istiyor. Tüketicimiz, aldığı ürünü, gerçek değerinden almak istiyor. Binlerce gencimiz, orta yaşlımız evine ekmek götürmek için çalışmak istiyor. Bu temel gereksinimler yerinde sayarken gündem oluşturmak için yeni anayasayı, gündeme getiriyorlar. Kimlik siyasetini anayasaya yerleştirmek isteyenler, etnik ayırımcılar, dinsel ve ırksal, mezhepsel ayrımını ön plana çıkarmak istiyorlar. Anadolu’da yaşayan insanlarımızda eşit yurttaşlık isteğinden çok, yurttaşların eşitliği, gündeme getirilmelidir. Irklar ayrı olabilir, mezhepler, dinler ayrı olabilir, birlik, beraberlik yerine, ayrımcılığı gündeme getirmek, bölücülükten başka ne olabilir ki? Anayasalar; ırk, dil, din, mezhep ayrımı yapmaksızın tüm yurttaşlarını koruma altına alıcı olmalıdır. Daha işin başında bazı beyni sulanmış kafalar, Anayasa’nın değişmez maddelerini dillerine dolamaktadırlar. Hatta Anayasa’nın dinsel olmasını, dile getirmektedirler ki bu ülkeyi çağın gerisine taşımak olmaz mı? Anayasa, yurttaşları esas alır, ülkesinde yaşayan insanları, tanır ve ayrım yapmaz. Ülkemizin insanlarını bölücü değil, birleştirici olur.

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap