SON DAKİKA
SON DAKİKA


Dış Güçler
7.12.2021

Sık sık kullanılıyor dış güçler kavramı. Genellikle de olumsuz olarak adlandırılıyor. Siyasiler, özellikle iktidar partisi “Dış Güçler” söz öbeğine fazlaca yer veriyor.

Bağımsız bir ülke, dış güçler tehdidinde neden olsun ki? Ama görüyoruz ki bizi tehdit ediyorlar. Biz, bu olumsuz yaklaşımı, birinci ağızdan duyuyor ve üzülüyoruz.  Yine aynı soruya kafam takıldı, dış ülkelerin bizimle sorunu ne?

40 yıla yakındır, PKK denilen bir terör örgütü ile boğuşup duruyoruz. Binlerce şehit verdik bu uğurda. Dışarıdan milyarlarca lira değerinde silah aldık. Elbette ki ülkemizin kalkınmasını istemeyen devletler, kendi çıkarları için böyle bir terör örgütünü beslediler ve besliyorlar da.

Bu arada, 24 Ocak kararları ile ülke insanı ve devlet anlayışı kabuk değiştirdi. Karma ekonomiden kapitalist sisteme geçtik. Özel teşebbüs, ön plana çıkarıldı. Güzel de buna neden gerek duyuldu? Doğal olarak kendi kendine yeten bir ülke iken neden yeni arayışlara girildi?

Osmanlı Devleti zamanından başlayarak, devlet yapısını ve işleyişini incelediğimizde birçok yanlışların varlığını, tarihçiler yazmışlar ve yazmaya devam ediyorlar. Osmanlı Devleti, toprak alanını genişletmiş, ancak bu geniş toprakları, verimli olarak kullanamamış. Bu oluşumla kırsal kesimde yaşayan insanlar, geçimlerini sağlayamadıkları gibi üretim fazlası olmadığı için satamamışlar. Aynı durumu, Cumhuriyet döneminde de uzun süre yaşadık.

Ancak kurulan fabrikalar, örnek çiftlikler ve toplumu bilgilendiren okulların açılışı, ülke insanını rahatlatmıştı. Kısaca, siyasal bağımsızlığımızın yanında, ekonomik bağımsızlığımızı da kazanmıştık.

Ülkemizde üretilecek ürünlere, biz karar verirdik. Şekerimiz, kendi fabrikalarımızda üretilirdi. Kâğıdımız, kumaşımız kendi üretim merkezlerimizde üretilirdi.

Peki, ne yaptık? Sanayi toplumu olamadan, insanlarımızı şehirlere doldurduk. Verimli topraklar, çayır oldu. Fabrikalarımızı sattık, işsizlik oranını artırdık.

Topraklarımızı yabancılara sattık ve satmaya devam ediyoruz. Elde edilen geliri, üretime dönük yatırımlara harcamadık. Bizim kuruluşlarımızda, yabancılar söz sahibi oldular. İsrail, Katar gibi ülkeler, bizi denetler duruma geldiler. Özel bankalarımızın ortakları yine başka devletlerin bankerleridir. Kısaca ipleri başkalarının ellerine verdik.

Bir asırda elde ettiğimiz ve tamamen ulusal olan kuruluş ve kurumları özel kuruluşlara, dolayısıyla yabancılara sattık. Ama gelen paralar, ülkenin kalkınmasına kullanılmadı. Yollara, köprülere, AVM’lere harcandı. Yollar, köprüler, AVM’ler bir ülkenin kalkınmasının işareti değildir.

Ülkenin kalkınması üretimle olur. Fabrikalar satıldı üretemiyoruz. Köyler boşaltıldı, üretemiyoruz. Hayvancılık sıfırlandı üretemiyoruz. Doğal olarak dışa bağımlı olduk. Samanı, patatesi, mercimeği, buğdayı bile dışarıdan alır duruma düşürüldük.

Bence dış güçlere olanak biz hazırladık. Bu büyük şirketler, bize yardım için bizim kuruluşlarımızı almadı. Kendi çıkarları için aldı. Bizi bağımsız ülke olmaktan uzaklaştırdı. Elbette ki ekonomik güç, kimin elindeyse güçlü odur,   söz hakkı da onundur.

Kendi çıkarını düşünen dış güçler ve onların işbirlikçileri, ülkemizin yönetimini tehdit ediyorlar. Fiyatları onlar belirliyorlar, Türk parasının değerini onlar düşürüyorlar, çünkü bunun adı sömürüdür.

Bence, ülke yönetimi, ekonomik seferberliğe girmelidir. Verimli topraklarını işlemelidir. Hayvancılığı kalkındırmalıdır. Dışa bağımlı olmadan fabrikalar yeniden kurulmalıdır. Ülke insanı alıcı değil de satıcı durumuna getirilmelidir. İşte o zaman dış güçler etkisini yitirir. O zaman başımız dik, kişiliğimiz özgür olarak dolaşırız.

Kendim ettim, kendim buldum/

Gül gibi sararıp soldum.

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap