Milyonlarca insanı doğrudan veya dolaylı olarak etkileyen
sessiz felaket ‘’çölleşme’’ye dikkat çekmek ve arazi tahribatı konusunda halkın
bilinçlenmesini sağlamak amacıyla 1994 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu
17 Haziran’ı Dünya Çölleşme ve Kuraklık Günü ilan etmiştir.
Türkiye’nin sahip olduğu coğrafi konumu, topografik toprak
özellikleri itibari ile çölleşme ve kuraklıkları en fazla etkilenecek ülkeler arasında yer
aldığına dikkat çekilmiştir. İklim değişikliğinin artan etkilerini azaltma ve
uyum sağlamaya yönelik olarak 2023-2030 yıllarını kapsayan “çölleşmeyle
mücadele ulusal stratejisi ve eylem planı” hazırlanarak uygulamaya geçilmiştir.
Küresel ısınma, ilklim değişikliği, çölleşme, arazi
bozulması, biyolojik, çeşitlilik kaybı ve kuraklığın çağımızın en önemli sorunları
arasında olduğudur.
Çölleşmede mücadele konusunda en önemli çalışma Birleşmiş
Milletler tarafından başlatılmıştır.
Çölleşme ile mücadele sözleşmesi ne (UNCCD) (Birleşmiş
Milletler Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi) 2004 yılı itibarıyla 191 ülke taraf
olmuştur. Türkiye sözleşmeye 31 Ağustos 1998 tarihi itibarıyla resmen taraf
olmuştur. Sözleşmenin ulusal düzeyindeki sekreterya hizmetleri uluslararası
temas ve koordinatörlük görevi ise çölleşme erozyonla mücadele (ÇEM) genel
müdürlüğü tarafından yürütülmektedir. Bu genel müdürlük 2011 yılında kurulmuş,
raporlama yapmak ve eylem planını harekete geçirmiştir.
Ülkemizde çölleşmenin en çok görüldüğü bölgeler, Konya
havzası, Iğdır havzası, Aras hafızasıdır. Erozyon ise her yöremizde
görülmektedir.
İyi hafta sonları…