8 Mart, Marksistler tarafından kutsal bir gün kabul edilip, feministler tarafından devralınıp, Kapitalistler tarafından paraya dönüştürülen bir takvim günü bence…

Bakın görün 8 Mart, kadın milletvekili oranında dünyadaki 192 ülke içinde 117’nci sırada yer alan vatanımda nasıl bir çığırtkanlıkla; “kadın anadır, kadın barıştır, kadın devrimdir, kadın höttür, kadın möttür…” diye yalaklanma gününe dönecek.

Belediye görevlileri -hele de seçim dönemindeyiz siyasiler- çiçek falan sunacak hanımlarımıza. “Kadın cinayetlerine dur diyelim…” diye adaylar bas bas bağıracak…

Elinizin tersi ile itin onları.

Kadın; umudun, yaşamın ve özgürlüğün özüdür çünkü.

Acıyla yoğrulan, sabırla bilenen “Emekçi” kadınlarımızın günü kutlu olsun.

Dünya daha eşit ve daha adil bir yer haline gelene kadar…

ŞİMŞEK NE DEDİ, BİZ NE ANLAMALIYIZ?

“Kur korumalı mevduat bir ayak bağı ve bundan çıkmak istiyoruz” (Ya arkadaş, sanki yıllardır CeHaPe iktidar da siz yeni göreve geldiniz. Utanmanız bile yok KKM kimin eseri?)

“Önümüzdeki aylarda aylık enflasyon düşecek” (Önümüzdeki aylarda TÜİK’e söylersiniz verilerle oynarlar, biz de cahiliz inanırız bekleyin…)

“Kurda reel olarak herhangi bir değersizleşme öngörmüyoruz” (Dolar iki ayda 2 TL arttı, utanma yok demiştim değil mi?)

“Seçim sonrasında çok ciddi kaynak girişi olacak” (Acaba Araplara nereleri peşkeş çektiniz ya da milyonlarca mülteci için kaç milyar Euro alacaksınız?)

“KDV, Kurumlar Vergisi, Gelir Vergisi ve MTV’de bir artış olmayacak” (Bakın, ÖTV demedi, seçim sonrası bindirmeye hazır olun. Aslında ne diyorsa tersini de düşünebilirsiniz...)

“Kredi kartları konusunda çalışacağız, bankaların kurallara uymayan limitleri geçersiz arttırmaması gerekiyor. Uluslararası normlar ve kurallar neyi gerektiriyorsa onu devreye sokacağız” (İşinize gelirse uluslararası normlar, işinize gelmeyince öyle olmaz! Dünyadaki alım gücü ile buradaki bir mi? Limit gelirse vay geldi esnafın başına o da ayrı bir konu)

Gerçi esnafa ve halka müstahak mı, müstahak…

O da apayrı bir konu…

KARADERE’DE ALTIN MADENİ BULUNMUŞ!

Biz İliç’deki siyanürlü toprak kayması ile uğraşırken değerli hükümetimiz alelacele 1 Mart 2024 tarihli ihaleleri ile ülkenin muhtelif yerlerindeki arazileri madenciliğe açtı!

Bunlardan ikisi Trabzon Araklı’da, Pazarcık ve Yeşilyurt Yılantaş Yaylası. Erdoğan’ın üç yıl önce (30 Ocak 2021) bir kalemde tam 14 yerin sınırını değiştirmesinin sırrı da böylece çözüldü! Trabzon’daki bu iki yayla da turizm merkezi olmaktan çıkarılmıştı Resmi Gazetedeki kararlarla.

Şimdi buralarda, ihalelerden anladığımız kadarı ile altın madeni araması yapılacakmış…

Güzel ve doğal şeyleri mahvetmekte üstümüze yok.

Allah’ım sen ne diyeceğimi biliyorsun, âmin…

MHP’NİN KOLTUKLARI…

2007’de Abdullah Gül’ü Cumhurbaşkanı seçtirdiler.

2010 Anayasa değişikliğine en alt tondan karşı çıkarak neredeyse pasif bir rol takındılar, sonuçlara “saygı duymak zorundayız” açıklaması yaptılar.

2015’de CHP ile hükümet kurmayı reddedip AKP’ye seçimi altın tepsi ile sundular.

2016’da başkanlık sistemini getirmek için AKP ile bir oldular ve 2017’de rejimi değiştirdiler.

2018’de Erdoğan’ı başkan seçtirdiler.

Şimdi hedefleri 2024 yılında anayasayı değiştirmek için AKP ile ittifak yaparak Erdoğan’a 2028 seçimlerini de kazandırmak…

Sorarsalar CHP demleniyor dersiniz…

AVRUPA’DA ÇİFTÇİ DİRENİŞTE, BİZDE İSE…

Fransa’da, Polonya’da, Çek Cumhuriyeti’nde, İspanya’da, Portekiz’de, Romanya’da, Belçika’da, Yunanistan’da çiftçiler ayakta bizimkiler kış uykusunda…

Mesela İspanya’da çiftçiler bürokrasinin karlılığı azaltması ve ucuz ithalata yol açan ticaret anlaşmalarını protesto ediyor, Polonya çiftçileri Ukrayna’dan ucuz ithalatı ve AB yönetmeliğini protesto ediyor, Belçika çiftçisi arazilerinin yüzde 4’ünün nadasa bırakma zorluluğunu, ucuz ithalatı falan protesto ediyor bizimkiler Çin’den gelen sarımsak konusunda gıkları çıkmıyor…

Fransa çiftçileri AB bürokrasisi, dizel fiyatları, destek eksikliği, sulamaya erişim sorunları, hayvan refahı ve pestisit kullanımına ilişkin sokağa çıkıyor bizimkiler devletin soğan patates ithal etmesine trene bakar gibi bakıyor…

Devlete önerimdir; lütfen bir zahmet “kulak arkası” da ithal edin, malum bizde kalmadı da…