Adına ister opera binası deyin, ister sinema salonu...
Orası birçok sanat etkinliğinin sahnelendiği bir kültürel
merkezdi.
Ve bu merkezde tiyatro da sahneleniyor, film de
oynatılıyordu.
Sırası gelince opera da...
Nitekim Rus sanatçılar tarafından 1922’de CARMEN OPERASINA
ait bazı bölümlerden oluşan oyun burada sahnelenmiştir.
Bazı kaynaklara göre, 1908'de yapıldığı belirtilen yapının
yıkılış öyküsünden çok yapılış amacını ve gerekliliğini düşündüğümüzde,
Trabzon'un ne denli kozmopolitan bir kültüre sahip olduğunu görmekteyiz.
Bu özelliği ile İstanbul'u andıran sosyal yapısı böylesi bir
kültürel yapının kente kazandırılması gerekliliğini ortaya koymuştur.
17 Haziran 1912 tarihli ABD Konsolosluğu ve ticaret
raporundan edinilen bilgide genel kabul görmüş adıyla sinema salonu olarak
bilinen yapı hakkında önemli ipuçları verilmekte:
"Trebizond, Trebizond Cinematographic Co tarafından
inşa edilen, hareketli resimler için (sinema) güzel bir tiyatroya sahiptir.
Şehrin en merkezi olan Liberty Square'deki halk bahçesi ve
cepheleri bitişik bir köşe arsasını kaplar. Şirket bu tiyatronun dikilmesi için
7.500 dolar, iki yağ motoru ve gerekli elektrikli aksesuar için ise 5.300 dolar
harcadı. 9 beygir, 2 silindirli grup elektrikli motor Paris'ten Aster'den, 12
beygir şanzıman motoru Auto Dautz'dan ve dinamo Gramme Co.'dan ve Paris'ten.
Lambalar metalik filamenttir ve ayrıca 2000 mum gücünde bir ark lambası
bulunmaktadır. Trabzon Meydan Parkı'nın doğusundaki bölgeye inşa edilmiştir."
Bu arada Gazeteci Refik Ahmet Sevengil'e göre, bina bir
Fransız şirketi tarafından yaptırılmış ve belediyeye terk edilmiştir. 1925
yılına kadar tiyatro ve müzik salonu olarak da kullanılan yapı, aynı yıl
tamamen sinema salonuna çevrilmiş.
Bu tiyatronun 600 kişilik oturma kapasitesi var ve çok
sayıda kapısı, vantilatörleri, yangın çatısı projeksiyon aparatı odası ve diğer
modern iyileştirmelere sahip.
HİCAZ DEMİRYOLUNA KATKI PAYI
"Fiyatlar: Koltuklar, 10, 15 ve 20 cent; kutular, 80
cent ve 1$, 4 ila 6 kişi arasında kalacak. Hedjaz (Hicaz) demiryolu benfitine
20 sentlik bilet için her bir pul borcu (2.2 sent) (Hicaz demiryolu yapımına
katkı payı) vardır. Her program için beş bin feet film kullanılıyor ve program
haftada iki kez değişiyor. Her yeni program, Türkçe, Yunanca, Ermenice ve
Fransızca olmak üzere dört dilde reklamı yapılmaktadır.
"Filmler çoğunlukla Fransız yapımı, Gaumont ve Pathe
Freres, bazen de Amerikan, Eclipse American Vitagraph Co., vb. Şirket, filmleri
Konstantinopolis'ten ve zaman zaman Selanik'ten her program için metresi 6 veya
8 sent (1.16 ila 1.54 sent) karşılığında alıyor. Amerikan filmleri için şirket
daha fazla para vermeye hazır olacaktır, çünkü büyük bir popülerlikten keyif
alırlar ve dedektif hikayeleri, kovboy ve Hint yaşamı vb. konulara düşkün
insanlar tarafından her zaman çok hevesle karşılanırlar. Ve Amerikan filmlerinin
netliğini takdir ediyorlar."
Hicaz demiryolu II.Abdulhamit tarafından 1900/1908 yılları
arasında inşa ettirilen 1322 km uzunluğundaki Şam Medine arasındaki demiryolu
hattıdır.
Bu hattın yapımı için her türlü yardım kampanyası düzenlenmişti.
Memurlar dahil her kesimden yardım kabul edilirken, rapordan anladığımıza göre sinema temsil biletlerinden de belli bir miktar katkı payı kesiliyordu. O yıllarda Trabzon'dan yapılan yardım miktarı 15.000 kuruş olarak kayıtlara geçmiştir.
Bu arada aynı raporda sinema salonunda bir piyanonun
bulunduğu da belirtildiğine göre bu salonda batı müziği formunda konserler de
verilmekte idi.
KORUMA BİLİNCİ GELİŞMEMİŞTI
1925 yılına kadar sahne sanatları için kullanılan yapı, aynı
yıl tamamen sinema salonuna çevrilmiş ve Turan Sineması adını almıştır.
1939 ve 1957'de yapının yıkılma teklifi belediye meclisinde
konuşulmuş ama her iki seferde de kabul edilmemiştir. Turan Sinemasından sonra
Yıldız Sineması ve Sümer Sineması adlarını alan "opera binası",
1958'deki yol genişletme çalışmaları sırasında yıkılmıştır.
Binanın belediyeye ait oluşu ile işletilmesinde yaşanılan
problemler, imar planlarında değişiklikler, meydan civarının açılışı, parkın
oluşturulma çalısmaları ve o dönemde binanın bakımsız kalmasının yanı sıra
henüz kültür varlığı kavramının hukuki boyutları ile esasa bağlanmamamış olması
binanın yıkılması sürecinde etkili olmuş.
Bu arada kamuoyundan, basından, belediyenin dışında kalan
başta valilik olmak üzere kamu kurumlarından binanın yıkımı ile ilgili olarak
korunmasına yönelik bir girişimde bulunulmadığı da dönemin kaynakları
araştırıldığında anlaşılmaktadır.
Şunu da unutmayalım: Kültür Varlıklarını Koruma Kanun ve
yönetmeliklerimiz de 1983’ten sonra yürürlüğe girmiştir.
Bugün olsa bu bina yıkılamazdı...
Ama bugün için de şu gerçeği unutmayalım:
Trabzon halen tam teşekküllü bir kültür merkezine sahip
değil.