Kent duyarlılığı önemli. 

Kente sahip çıkmak bulunduğu noktadan daha ileri noktaya taşımak adına düşünce üretmek hepsinden önemli.

Trabzon'da zaman zaman sivil toplum kuruluşları kente dair fikir ve projelerini kamuoyu ile paylaşırlar.

Paylaşırlar da karar verici " makamlar" ne hikmetse dikkate almazlar.

Mezunu olmakla gurur duyduğumuz eğitim ordusunun yetiştiği Fatih Eğitim Enstitüsu binası bugünlerde gündemde.

Bir zamanlar terkedilmiş bir haldeydi.

Restoresi yapıldı.

Şimdi ne olarak kullanılması konusunda kamuoyunda tartışma var.

Milli Eğitim Bakanlığına ait bina daha önceleri Tekel Deposu,Ticari İimler Akademisi,Fatih Eğitim Enstitüsü,Olgunlaşma Enstitüsü olarak hizmet veriyordu.

Restore sonrasında Milli Eğitimce Halk Eğitim Müdürlüğüne tahsis edileceği belirtiliyor.

Halk Eğitim Müdürlüğü için Sotka Mahallesinde çok ta eski olmayan  bir tarihte bina yapılmış ve orda hizmet veriyordu.

Yine Alacahan restore sonrası Halkeğitime tahsis edilmişti.

Bu tarihi devasa bina Halk Eğitimin idari binası mı olacak yoksa bildiğimiz klasik kurs binası mı?

Eski binasından neden ayrılıyor Halk Eğitim? Milli Eğitim başka bir amaçla mı kullanacak diye Halk Eğitim için yeni bir yer arayışına girdi onu da bilmiyoruz.

Trabzon'un ünlü ailelerinden Nemlioğullarina ait  1892 yapım  tarihli  bina Türk Konaklarının Trabzon'daki en önemli örneklerinden.

Öyle bir fonksiyon vermek gerekiyor ki,kendisi zaten bir yaşayan kültür varlığı olarak korunmaya değer anıt niteliği taşıyan kimliğine zarar vermemeli.

Zamanında öğrencilerin yoğun olarak kullandığı bina yıpranmıştı. Şimdi restore edildi.

Yeni ve korumaya ve de kültürel zenginligimize değer katmaya yönelik bir fonksiyon vermek gerekir.

Günümüzde tematik müzeler özellikle ilgi görmektedir.

Bir ilin müze ve diğer kültürel kurumları ne kadar çoksa o ilin kültür kenti diyebileceğimiz bir potansiyele sahip olduğunu söyleyebiliriz.

Trabzon'da bu anlamda yerel idareler,güzel başlangıçlar yaptılar

Lakin yeterli değil.

Paris'te bulunan 297 müzenin 10 milyonu aşkın turisti ağırladığını gözönüne alırsak müze sayısı ve turist arasındaki bağlantıyı kurmuş oluruz.

Bu arada 10 milyon turistin çogunlukla Louvre Müzesini gezdiğini ve orada da en çok ilginin Mona Lisa tablosuna gösterildiğini biliyoruz 

Burdan " ressamlar kenti" diyebileceğimiz Trabzon'un bir Resim Heykel Müzesi'ne sahip olması gerekliliğini ortaya koymuş oluruz.

Nemlioğlu gibi binalarda mesela bir arkeoloji Müzesi oluşturmak çok ta anlamlı olmaz.Bina bu iş için müsait değil. 

Ne demek istediğimi mesela Gaziantep Zeugma Müzesini gezenler anlamıştır.

Peki Nemlioğlu Binası nasıl değerlendirilebilir?

Bir kere idari bina olmamalı.

Halkın gezip görmesinin kısıtlı olduğu mekana çevrilmemeli.

Tematik müze konseptinde birçok salon ve odası bulunan bu tarihi binada;

1-Nemlioglu ailesinin tanıtımına yönelik bir bölüm

2-Trabzon ve Milli Mücadeleyi anlatan ,(bu arada Rus işgali döneminde binanın yönetim merkezi olarak kullanıldığını da hatırlatalım)

3-Muhacirligi ve o  işgal dönemlerini yansıtan,

4-Sanatçılarımızın eserlerinden, derlenmiş resim heykellerinden,

4- Etnografik eserlerden, 

Oluşan bölümler halinde bir konsept oluşturulabilir.

Tabi bu arada güzelim çam ağaçları ile bezeli bahçesi yokedileli yıllar olduğundan o konuya girmeye gerek yok diyor ve eklemek istiyorum:

BÜYÜK HARFLERLE YAZMAKTA YARAR VAR;

TRABZON'A MODERN ÇAĞDAŞ BIR MÜZEYE ACİLEN İHTİYAÇ VAR.