Ne diyor dede korkut?
“Kahpe içeriden olunca kapı kilit tutmaz oğul!
Hele de makamda!
Hele de makama yakın olunca!
Bırakınız kapının kilit tutmasını kapıya zincir vursanız da
kahpenin önüne geçemezsiniz.
Ne güzel örnekleme yapıp söylemiş Dede korkut değil mi!
Ta o zamanlardan sanki günümüzü ve günümüzde yaşayanları ön
görmüş.
Bu vesileyle, Dede korkutun sözünden yola çıkarak Ben
buradan makam ve mevki sahiplerine uyarı yapmak istiyorum..
Ben bana düşeni yapıyım da siz ne yaparsanız yapın?
Mutlaka ama mutlaka Kapınızın yanında veya makamınıza yakın
olan hain ve kahpelerden kendinizi uzak
tutunuz ve onları çevrenizden ivedilikle uzaklaştırınız.
Size kendilerini şirin göstermek için karşınızda “yalandan”
yere eğilip bükülürler ama (yalancılık hayat tarzları olmuş) makam dışına
çıktıklarında sizleri dışarıya jurnallıyan ilk o kahpe ve hainler olur.
Zira jurnelleyip satıyorlar da.
Şimdi diyeceksiniz ki kim bu kahpe hainler?
Yada böyle kahpe hainler makam ve mevkilere yakın var mıdır?
Olmaz mı?
Yeter ki kafanızı azıcık yukarı kaldırın.
Yeter ki ilgili makama ve makamlara bir gidiverin!
Son söz; Dünya var oldukça bu kahpe ve haniler hayatımızda
hep olacaktır.
Ve ne yazı ki bu kahpe ve hainlerle bu güzelim ve kadim
şehirde birlikte aynı havayı solumak zorunu da kalacağız.
Allah bizleri kahpelerin ve hainlerin şehrinden korusun…
KARŞILAMA, AĞIRLAMA VE UĞURLAMA
Makamdan bahsetmişken yine oradan devam edeyim.
Kıssadan hisse diyerek yazacak olduğum bu konuya öyle
başlamak istiyorum
Bir büyüğüm yıllar önce bak dedi bana “Gittiğinin yerde
neresi olursa olsun veya gittiğin makam ,arkadaşın her kimse ,orada yani
bulunduğun ortamda dikkat etmen gereken üç şey var” dedi.
Ben büyüğüme “nedir bu üç şey “diye sorduğumda..
Büyüğümden aldığım cevap sizleri bilmem ama bana ilginç ve
mükemmel geldi.
Büyüğümden gelen cevap şöyleydi ” Karşılama, ağırlama, uğurlama”
Büyüğüme verdiğiniz
cevap bulmaca gibi oldu anlamadım dedim..
Ve devam ettim “karşılama, ağırlama, uğurlama” anlamları
nedir veya nasıl yorumlayacağız bu sözleri?
O kıymetli büyüğüm söze şöyle girdi” Hani diyorum ya bir
yere ziyarete veya bir iş için gittiğinizde, orada karşılanmanıza bakın, sonra
nasıl ağırlandığınıza, sonra da nasıl uğurlandığınıza ve bunları kafanızda
yorumlayın, eğer ki gittiğiniz yerde bu üç unsurdan sizi misafir eden kişi
geçer not almışsa, o sizin için samimi bir dost, samimi bir arkadaş, samimi bir
yoldaştır ”
Her zaman her yerde nerede olursam olayım Büyüğümün
söylediklerini kendime ilke edinerek her daim öyle hareket etmişimdir.
Unutmayınız kullandığınız makamlar sizin, bizim dolayısıyla
hepimiz için günü vakti zamanı gelince sonlanacak makamlardır.
Hani rahmetli levent kırca diyordu ya “tam yerine geldi
manzara koyduk,” diye, bizde “tam yerine geldi bu yazıyı yazdık.”
Bu vesileyle makam sahiplerine. o makamlarda oturanlara o
makamlarda hepimiz adına görev yapanlara şöyle seslenmek istiyordum. “ sakın ha
sakın değerli bir büyüğümün bana öğütlediği bu sözleri unutmayınız kendinize
bunları ilke edininiz.”
Yarın neyin ne olacağı, yarının kime ne getireceği hiç mi
hiç belli olmuyor!
Ömür çok kısa…
Bunu da not ediniz.
SU KALDIRMAZ YANGIN ÇIKARIR!
CHP eski il başkanı Güzide Önsel Uzun sosyal medya
hesabından yaptığı paylaşımında bakın ne yazmış?
“CHP ye hayatında oy vermemiş birisi vekil oldu”
Yoruma ve yapılan paylaşıma bakar mısınız?
Hadi geliniz şimdi hep birlikte cenaze namazına duralım…
Vay anasını be…
Vekil olan Sibel
Suiçmez hayatında vekil olduğu partisine oy vermemiş.
Acaba öylemi?
Acaba Güzide hanımın söylediği doğrumu?
İnsan bunları sorgulamadan edemiyor.
Açıkçası Eski il başkanın yaptığı yorumlu paylaşım inanın
yenilir yutulur cinsten değil.
Nasıl yenilir olsun ki?
Baksanıza vekili siyasi hayatı boyunca CHP ye oy vermediği
ile suçluyor.
Daha ne desin misali oldu iş!
Güzide hanımın su mu kaldırır yangın mı çıkarır kullandığı
ifadeleri onu zamanla hep birlikte göreceğiz.
Benim gördüğüm kadarıyla Güzide önsel Uzun’un. Sibel Suiçmez
ile ilgili yorumunun partiye ve partililere getirisinin veya götürüsünün çok su
kaldırmasından ziyade alev topu olup tüm mahalleyi yakacak nitelikte gibi oldu…
Demek ki Sibel Suiçmez’in adaylığını CHP’liler içlerine
sindirememişler!
Demek ki Sibel Suiçmez’i CHP’liler kabul etmemiş!
Demek ki CHP ‘iler Sibel Suiçmez birinci sıradan aday olduğu
diye seçim sahasında çalışmamışlar!
Demek ki CHP’liler
Sibel Suçimez’e oy vermediler!
Tabii ki tüm CHP’lileri kast etmiyorum çoğu mutlaka
görevlerini yapıp CHP ye oy vermiştirler.
Ben Güzide başkanın yazdığı yorumdan yola çıkarak böyle bir
değerlendirmede bulunuyorum.
Ve diyorum ki Güzide başkan gibi düşünen kim bilir kaç
CHP’li vardır?
Ne yazıyorum, CHP de parti içi sürtüşmeler, didişmeler,
çekememezlikler, kayırmalar,
ayrıştırmalar, kabullenmemeler ,olduğu ve yapıldığı müddetçe CHP’nin Trabzon’da
büyümesi dolayısıyla koyulan hedefe ulaşması imkansız olmaktadır.
Diyor ya yazan “Zor dostum zor” diye…
CHP’nin işi de gerçekten zor Trabzon’da.
İYİ Kİ VARLAR
İşini iyi yapanlara elbetteki haklarını teslim edeceğiz.
Sorumluluğunu bilip vatandaşa hizmet edenleri elbette
elimizden geldiğince destekleyeceğiz.
Kim ne düşünür hiç de umurumda değil.
Sağlık sektöründe çalışanlar benim için özel insanlardır.
Kolay mı cana can katmak?
Kolay mı insanların duasını almak?
Kolay mı insanlara dokunmak?
Kolay mı insanların yaralarına merhem olmak?
Buradan nereye geleceğim? Kanunu Eğitim Hastanesinde eşini
ameliyat ettiren yakın bir dostum aradı beni.
Başta hastane başhekimi olmak üzere cerrahi bölümde görev
yapan doktorlardan tutun hemşirelere kadar hatta hizmetler de dahil görev
yapanlar için neler neler söyledi bana.
Hepsini yazmaya kalksam sütunlarım yetmez.
Ben dostumun hastane personeli için söylediklerini şöyle
kısaca ifade edeyim.
“İyi ki varlar. Müthiş ilgi alaka gösteriyorlar. Yüzlerinden
tebessümü eksik etmiyorlar, hepsinden Allah razı olsun”
Nokta.