SON DAKİKA
SON DAKİKA


Köylü milletin efendisidir
7.09.2021

Atatürk; 1913 yılında Sofya’da askeri ateşe olarak görev yaparken, kahvaltı yaptığı pastaneye bir köylü gelir. Bohçasını bir masaya bırakıp kahvaltı yapmak istediğinde dışarı atılmak istenir. Köylü, garsonlara; “sattığın sütü, kullandığın unu, yoğurdu ben üretiyorum, meyveyi ben üretiyorum ama sen benim ürettiklerimi bana vermiyorsun öyle mi der ve kahvaltıyı burada yapacağım” diyerek ısrarcı olur. Kahvaltısını yapar ve parasını bırakıp gider. Hadiseyi gören Atatürk, “Köylü Milletin Efendisidir” belirtir (https://www.haberalp.com/kultur-sanat/ataturkun-koylu-milletin-efendisidir-sozunun-oykusu-h81288.html).

Köy Enstitüleri kuruldu. Öğretmen yetiştirilmesi amaçlanmıştı. Yerelde üretim çalışmalarını ve eğitim çalışmalarını bir arada uygulayarak, nüfusun çoğunluğunun yaşadığı köyde uygulamalı eğitim ve kapasite artışı hedeflenmişti. Geçmişte, sanatsal faaliyetler konusunda köylerde esas kapasite mevcuttu. Ahşap işleri, mobilyacılık ve marangozluk işleri ciddi bir meslek dalı olarak uygulanmaktaydı ve doğal malzemelerden hayatın birçok aşamalarında kullanılan ürünler üretiliyordu. Tarım ürünlerinin üretilmesinde ve orman işlerinde kullanılmak üzere orak, çekiç, keser, balta vb. metal ürünleri ve sıcak demircilik konuları da yaygındı. Doğal taşlardan kemer köprülerin yapılması, cami kubbelerinin inşaatı, doğal taş kâgir yapılar ve duvarlar konusunda köylerde önemli bir deneyim ve ustalık oluşmuştu.

Tarım büyük oranda köylerdeydi. 1940’lı yıllarda ABD’de ve Avrupa’da uygulanan doğal toprak düzenleyici mineral gübreler konusunda, bazı deneyimleri de köylerde duydum: “Dedem bize büyük balyozlarla bazı taşları kırdırır ve daha sonra tarım yaptığımız topraklara kattırırdı”. Bu uygulama tecrübelere dayalı olarak ortaya konmuş olan mineral toprak düzenleyici gübreden başkası değildir. Köy Enstitüleri, köydeki bilgiye erişmeyi, mühendislik, tarım, peyzaj, orman ürünleri ve ahşap uygulamalar konularındaki bilgileri ve teknik kapasiteyi yaygınlaştırmayı amaçlıyordu. Atatürk’ün dediği gibi “Köylü Milletin Efendisidir” sözü bu anlamda köydeki kapasiteyi işaret ediyordu. Köydeki uygulama bilgisinin öğretmenlerin meslek uyumlu olarak yetişmesinde kullanılması ve bu yönlerle kapasite artışı ve bayındırlık elde edilmesi hedeflenmişti.

Bölgemizde, artık köy ve şehir yoğun olarak bir arada yaşıyor. Köyler tarım amaçlı olarak ve dinlenme amaçlı olarak kullanılıyor. Şehirlerde iş ve eğitim konuları takip ediliyor. Özellikle bu Covid19 süresince müstakil yaşamların ve köylerin önemi çok daha arttı. Günümüzde, doğal yapı sektörü, doğal gıda sektörü, doğal turizm sektörü vb. kavramlarından anlaşılacağı üzere doğallık önemini çok artırdı. Nitelikli sanatkâr ihtiyacı da çok fazla ve ihtiyaçlar karşılanamıyor. Planlama dâhilinde usta yetiştirilmesi programları büyük önem taşımakta. Bu gerçeklerle yaklaşıldığında, “Köylü Milletin Efendisidir” Sözünün önemi daha çok hissediliyor.

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap