Uzun bir aradan sonra tekrar merhaba sevgili okurlarım. Bugün sizlere son dönemde sıklıkla hem seanslarda karşıma gelen hem de sosyal medyada karşıma çıkan bir sendromdan bahsetmek istiyorum.

Daha önce hiç yaptığınız bir şeyin size zarar verdiğini fark ettiğiniz halde sırf emek harcadığınız için bu eylemi yapmaya devam ettiniz mi? Eğer cevabınız ‘EVET’ ise bundan sonraki cümlelerime dikkatinizi vermenizi tavsiye ederim.

Concorde sendromu genellikle ilişlilerde bağımlılıkla ilişkilendirilsede sadece ilişkilerle alakalı bir kavram değildir.

Sendromun genel tanımına baktığımız zaman; Yapılan bir yatırımın içerdiği genel kayıpları göz önünde bulundurmak yerine, yatırım yapılan kaynağın kaybedilmesinden kaçınarak daha fazla yatırım yapmayı içeren bir durumdur.

Bu tanımdan yola çıkarak biraz öncede dediğim gibi sadece ilişkisel anlamda değil, yapılan aktivitelerden de vazgeçememek bu sendroma bağlı bir sorun olarak kabul görülür.

Concorde sendromu nedir sorusuna verilebilecek en net cevap ise; Kişilerde meydana gelen vazgeçememe durumu olarak bilinir. Sendromun maddi ya da manevi kayıp korkusundan ortaya çıktığını söylemek de mümkündür.

Kısaca belirtilerinden bahsetmem gerekirse;

Birey beğenmediği bir kitaba, filme veya diziye sırf başladığı için bitene kadar devam eder.

Benzer şekilde kendisine verim sağlamayan ancak başladığı için devam ettirdiği kurs veya hobileri vardır.

Olumsuz koşullar olmasına rağmen yapılan plandan vazgeçemez.

Sağlıklı olmayan bir ilişkiyi veya evliliği bitiremez. İlişkinin kendisine zarar verdiğini bile bile bu ilişkiyi sonlandıramaz.

Bu sendorma sahip bireyler genellikle pahalı giysilerini giymese dahi atamaz ya da başkasına veremez sadece dolabında saklar. Bulunmasının devamını ister.

Bireyin hayat kalitesini düşüren bu sendromla başa çıkmak elbetteki mümkündür.

Birey, Concorde Sendromu yaşadığını fark ettiğinde öncelikle içinde bulunduğu durumda ‘kar – zarar analizi’ yapmalıdır. Gerçekçi, somut bir karar, geçmişte yapılan yatırımlara göre değil, gelecekte olan kazanımlara göre yapılırsa fayda sağlar. Bireyin, gördüğü zararı önemseyip daha mantıklı tercihler noktasında ilerlemeye devam etmesi olumsuz gidişatı olumluya çevirerek sürecin daha sağlıklı bir şekilde devam etmesi için bir fırsat sağlayacaktır.

Bu konuyla alakalı Dostoyevski’nin çok sevdiğim bir sözüyle diyeceklerimi tamamlıyorum;

-       Yanlış trene bindiğinizde ilk istasyonda inin. Zira mesafe arttıkça, geri dönmenin maliyeti de artacaktır.

Soru ve görüşleriniz için benimle iletişime geçebilirsiniz.

Instagram: https://www.instagram.com/psk.benaydiyadin/