Dün akşam İstanbul’da skandal, rezalet hatta büyük rezillik yaşandı. Maçın genelinde çok iyi futbol oynayan İstanbulspor puanı, puanları, alkışı, sempatiyi ve takdiri, övünülecek bütün olayları hak etmişken maalesef oyuncuların bu görüntüsüne gölge düşüren Ecmel Başkana hem Trabzonlu olarak hem de kulüp başkanı olarak yakışmadı. Ligin en centilmen ve en sempatik takımı olan İstanbulspor’da maalesef başkanın sahadan çıkma isteği ve gayreti bütün bu değerleri alıp getirdi. İşin başka acı veren tarafı da Simon Deli sahadan çıkmamak için gayret gösterirken Trabzonspor altyapısında yetişen Mehmet Yeşil’in sahadan istekle, arzu ve coşkuyla çıkma gayretini çok ayıplıyorum.

Başlığı hem başkandan hem yönetimden hem Mehmet Yeşil’den esinlenerek “Trabzon Trabzon’a karşı” demiştim. Yoksa İstanbulspor’un oyunda gösterdiği gayreti çok takdir ettiğimi belirtmek isterim. İstanbulspor oyunda mağlubiyeti hak edecek bir görüntüde değildi. İyi mücadele ettiler, iyi oynadılar, pozisyon da buldular ancak aradaki kalite farkı Trabzonspor lehine ortaya çıkınca skor bu hale geldi. Bana göre itiraz ettikleri pozisyonda herhangi bir faul yoktu. Oyuncu bizim stopere çarpmıştır. Ayağına bir müdahale yoktur. İtirazlar da boşunadır. Hal böyleyken bunu kabullenmemek olayı başka yerlere götürür. İstanbulspor, oyunu da puanı da hak etmiştir. Başkanın bu davranışını ne kendi kulübü ne Trabzonspor ne de Türk futbolu hak etmiştir. “İstanbulspor, Trabzon’un ikinci takımıdır” diyenler kına yakabilir. Başkanın takımı yaktığı yerde onlar da kına yaksın!