Bizim için farklı bir önemi ve değeri olan özel günlere
bayram diyoruz. Bu günlerin önemi bazen milliyetçilik duygularımızdan bazen ise
dini duygularımızdan gelir. Ülkemizde kutlanan iki dini bayram vardır. Bunlar
Ramazan Bayramı (Şeker Bayramı) ve Kurban Bayramı’dır. Dini bayramlarımızın
dışında kutladığımız beş milli bayram vardır. Bunlar ise 23 Nisan Ulusal
Egemenlik ve Çocuk Bayramı, 19 Mayıs Atatürk'ü Anma ve Gençlik, Spor Bayramı,
30 Ağustos Zafer Bayramı, 23 Ekim Cumhuriyet Bayramı, 15 Temmuz Demokrasi ve
Milli Birlik Günü’dür.
Her bir bayramımızın farklı bir önemi vardır. Örneğin Ramazan
Bayramı, bir ay boyunca tutulan orucun bir hediyesidir. Yine 29 Ekim Cumhuriyet
Bayramı, ülkemizin cumhuriyet rejimine geçerek saltanattan kurtulması,
demokrasinin başlaması dolayısıyla büyük coşku içinde kutlanmaktadır. Bayram
günleri diğer günlerden çok farklıdır. Bayramlarda herkeste bir coşku, heyecan
ve sevinç vardır. Özellikle çocuklar, bayram günlerini iple çekmektedir.
Doğrusunu söylemek gerekirse bu önemli günlerin değeri her
geçen gün kaybedilmektedir. İnsanlar artık farklı hareket etmekte, değişen
dünya düzenine ayak uydurmaktadır. Eskiden bayram dendi mi akla eğlenceler,
oyunlar, buluşmalar gelirdi. Şimdi kimse kimsenin ziyaretine bile gitmiyor.
Maalesef gelişen
teknoloji, televizyonlar, bilgisayarlar, İnternet, akıllı telefon ve tabletler;
insanın en büyük uğraşısı haline geldi. Artık iki kişi yan yana gelse herkes
kendi telefonuna gömülüyor, sessizlik içinde saatlerini geçiriyor.
Telefonlarımızı, adeta elimize yapışmışçasına bırakamıyoruz. Onlar olmadan bir
dakika geçiremiyoruz. Sokakta koşup zıplayarak oynaması gereken çocukların
ellerine bir tablet vermişiz, boyuna oturup oyun oynuyor ve hareketsiz bir
hayat sürüyorlar. Bu da obezite gibi birçok hastalığa davetiye çıkarıyor.
Eski bayramlarda, insanlar bayram günü çalışmaz, işlerini
bırakırdı. Bayram günleri, olması gerektiği gibi dinlenir, gezer, tozar, ev
ziyaretlerinde bulunulurdu. Şimdi ise birçok kişi bayramın geldiğinin farkında
bile olmuyor. Aynı telaş, aynı yorgunlukları ile hayatlarına devam ediyorlar.
Sanki bayram hiç yokmuş gibi...
Birçok değerimizi
zaten yitirdik. Bari yılda birkaç gün olan bayramlarımızın kıymetini bilelim.
Bırakalım şu akıllı telefonları. Birbirimizle konuşalım, birbirimizin
dertlerini sevinçlerini dinleyelim, birbirimize destek olalım. Eğer bu şekilde
devam edersek, gelecekte çocuklarımıza bayram gibi güzel bir değeri bırakmamış
olacağız.
Mutlu hafta sonları.