A+ A-
Yorum
10

Düşük kur ve yüksek maliyet ithalatı körüklüyor!

Yayın Tarihi: 13.11.2024 - 10:02
Hazır giyimde koruma önlemlerine rağmen ithalatın artışı önlenemiyor. Türkiye’nin hazır giyim ihracatı ivme kaybederken, özellikle Çin gibi Uzakdoğu ülkelerinden yapılan ithalatta dikkat çekiyor. 2024’ün ilk 10 ayında ithalatta yüzde 18.7 gibi dramatik bir yükseliş oldu.
Kaynak:DÜNYA GAZETESİ

Türkiye’nin net ihracatçı ana sektörlerinden biri olan ve hala en çok ih­racat yapan üçüncü sektör ko­numunda bulunan hazır giyim ve konfeksiyonda, artan itha­lat endişe yaratıyor. 2023 yılı­nın Eylül ayından itibaren ih­racatta kayıp yaşamaya baş­layan hazır giyim sektöründe, bu yılın ilk 10 ayındaki ihracat kaybı yüzde 4.8 olarak kayıtla­ra geçti.

Aynı dönemde hazır giyim ve konfeksiyon ürünle­ri ithalatında ise yüzde 18.7’lik bir artış dikkat çekti. Yüzde 39 gümrük vergisine rağmen itha­latın arttığını açıklayan Türki­ye Giyim Sanayiciler Derneği (TGSD) Başkanı Ramazan Ka­ya, 2022’de 2.6 milyar dolar olan ithalatın 2023’te 3.2 milyar dolara ulaştığını be­lirtti. Kaya, bu rakamın 2024’te 3.6 milyar dolar olacağını söy­lerken, ürün gruplarına göre ithalat artışı yüzde 65-70 ara­sında kadın ürünlerinde, yüz­de 30-35 oranında erkek ürün­lerinde olduğu görülüyor.

Ha­zır giyim sektörü içerisinde yer alan ayakkabıda ocak-ağustos döneminde ithalat yüzde 18.2 artarak 1.1 milyar dolara ulaş­tı. İlk 9 aylık dönemde triko it­halatı da yüzde 20.97 oranında artış gösterdi. Özellikle polyes­ter ve naylon grubu ürünlerde ithalatın hızlandığı iç giyim tarafında ise ithalat oranı yüzde 30’u aştı. Dünya hazır gi­yim ithalatı ise şöyle; 2000 yı­lında 455 milyar dolar, 2022 yılı 585 milyar dolar, 2023 yılı 525 milyar dolar ve 2024 bek­lentisi 500 milyar dolar.

İhracattaki kan kaybı istihdamı vuruyor

Sektörün ‘en ağır’ krizler döneminde dahi bu kadar zor­luk yaşamadığını söyleyen Kaya, son iki yılda istihdamın yüzde 15.3, üretimin yüzde 17 daraldığına işaret etti. Kapa­site kullanım oranlarının yüz­de 55’e kadar gerilediğini kay­deden Kaya, “Sektörümüz bu daralma sürecinde her alan­da en az yüzde 15 ila 20 ara­sında kayba uğradı.

Kârlarda ve sermayede ise bu kayıplar çok daha yüksek” dedi. 2025 yılında da işyeri ve istihdam kayıplarının devam edeceğini ve sektörün yüzde 5 küçülece­ğini vurgulayan Kaya, sektör­deki kan kaybını durdurmak için finansal desteğe ve ma­liyet düşürücü programlara ihtiyaç duyduklarını belirtti. Tekstil sektörü ile birlikte ha­zır giyimdeki istihdam kaybı 300 bin kişilere dayandı.

 Trikoda %60’a çıkan ithalat iflaslar getirecek

Hazır giyim sanayi içerisinde yüksek ihraç birim fiyatıyla önemli bir katma değer yara­tan triko sektöründe de ithal ürün baskısı artıyor. Öyle ki Triko Sanayicileri Derneği (TRİ­SAD) Başkanı Mustafa Balkuv, iç pazardaki müşterilerin si­parişlerini yüzde 60 oranında yurtdışına kaydırdığına dikkat çekti.

Balkuv, “Neredeyse, dün­yanın en pahalı ülkesi olma­mız ve Avrupa’dan bile pahalı olmamız, ilaveten çok yüksek faizler nedeniyle de en fazla ithalat, rekabette zorlandığı­mız Uzak Doğu ülkelerinden yapılıyor. İç pazardaki müşteri­lerimiz ilave vergilere rağmen markalar dahil olmak üzere siparişlerini yüzde 60 oranın­da yurt dışına kaydırdı” dedi.

Orta vadeli programın içinde üretim ve istihdam desteği ol­madığını söyleyen Balkuv, “Bu nedenle, kötü geçen 2023 ve 2024’ten sonra 2025’in de dö­vizin baskılanmısına devam edileceğinden, ihracatçıları­mız adına çok zor bir yıl olaca­ğını, iç piyasa da enflasyonu düşürme politikasına uygun olarak daha da daraltılacağın­dan zaten yüzde 25 küçülen üretim kapasitemizin daha da küçülmeye devam edeceğini, bu doğrultuda, işten çıkarma­ların, konkordato taleplerinin ve iflasların artabileceği bir yıl olabileceğini üzülerek ifade et­mem gerekiyor” dedi.

Yan sanayici Uzakdoğu’ya karşı ‘koruma’ istiyor

Hazır giyim sanayiinin ana tedarikçisi olan konfeksiyon yan sanayiindeki ithalat ise üreticinin ana sorunu olma­ya devam ediyor. “Sektörü­müz için ithalat düşük kura bağlı olarak uzun süredir büyük bir sorun teşkil edi­yor” diyen Konfeksiyon Yan Sanayicileri Derneği (KYSD) Başkanı Murat Özpehlivan, şöyle devam etti: “Çin’in ih­racatı sübvanse eden ekono­mi politikaları ve ülkemiz­de haksız rekabet oluşturan Uzakdoğu menşeli ürünle­re karşı koruma önlemleri geliştirmedeki yavaşlığımız sanayici firmalarımıza bü­yük zarar veriyor. Ülkemiz­de üretimi olmayan ürünlere uygulanan vergiler sanayi­cilerimizin girdi kalemlerin­de anlamsız bir ek maliyet oluştururken ürettiğimiz ni­hai ürünlerde uygulanması gereken ancak uygulanma­yan koruma önlemleri itha­latta ciddi boşluklar doğu­ruyor.”

Yüksek maliyetlerle, düşük döviz kuru ve yüksek faizlerle mücadele eden sa­nayicinin ithal ürünler karşı­sında zor durumda kaldığını ifade eden Özpehlivan, “Bu konuda hızlı hareket etmek zorundayız çünkü ülke ola­rak koruma önlemlerinde göstereceğimiz en ufak bir gecikme ve zafiyette ucuz, kalitesiz ve haksız rekabet oluşturan Uzakdoğu men­şeli konfeksiyon yan sanayi ürünleri piyasaları kaplıyor. Sanayicilerimizi küresel açı­dan daha rekabetçi kılacak destek ve sübvansiyonları hızlıca hayata geçirmeliyiz” diye konuştu.

 İç giyimde ithalat baskısı %30’u buldu

 Hazır giyim ürünleri içerisin­de ithalatı artan alt sektör­lerden biri de iç giyim oldu. 2024’ün ilk 10 aylık dönemin­de ihracatta yüzde 9.8’lik dü­şüş yaşayan sektörde, ithalat rakamları 100 milyon doları aşmış durumda.

Özellikle naylon ve polyester içerik­li ürün gruplarında ciddi bir ithalat artışına dikkat çeken Türkiye İç Giyim Sanayicile­ri Derneği (TİGSAD) Başkanı Eşref Geyik, “Enerji, ham­madde ve işçilik maliyetleri­nin ülkemizde yüksek olması sebebiyle bu ürünler ithal ge­tiriliyor.

Aynı zamanda yurt­dışındaki üreticilerin yeni ürünlere yaptığı Ar-Ge çalış­malarını iç piyasa üreticile­rimiz maliyetlerden dolayı yapamıyor. Dolayısıyla yeni teknoloji ürünleri ülkemizde üretmek de mevcut konjonk­türde pek mümkün değil” yo­rumunu yaptı.

Pamuk içerikli ürünlerde ithalatın daha sı­nırlı olduğunu aktaran Geyik, en fazla ithalat yapılan ülke­leri ise Çin, Bangladeş, Mısır, Vietnam ve Endonezya ola­rak sıraladı. Geyik, özellikle son yıllarda birçok yerli üreti­cinin Mısır’a üretim tesisi aça­rak mevcut ihracatını oradan gerçekleştirdiğini hatırlattı.