SON DAKİKA



Haber > Gündem > 1923'ten bu yana kısa kesitler

1923'ten bu yana kısa kesitler

15 Şubat 2017 Çarşamba - 09:10








1923’ün tuvaline atılan kesme çizgilerine vurulan fırçalara bakıldığında, o dönemlerdeki devletin yoksulluğu yanında bireyin mutluluğu düşünülebilinir miydi? Tabi ki düşünülemezdi. Düşünülmedi de...

Topyekun var olma mücadelesi sonucunda onca olumsuzluğa rağmen yokluğun, açlığın kol gezdiği bu coğrafyada insanlarımız, adına tablo denilmeyen siyah beyaz resimlerde kendilerini mutlu eden  bir ışığa bakıyorlardı.

Bir imparatorluğun çöküşünün ardından bunca emperyalist ülke, başta İngiltere, Fransa, İtalya ve Yunanistan’ın parçalayıp bölmek için bu toprakları işgal ettiklerinde bir ışık görüldü Anadolu’dan... Tüm dünya etkisinden kurtulamadı, hala daha öyledir:

MUSTAFA KEMAL ATATÜRK

Sanayi yok, doktor yok, hemşire yok,  ilaç yok, mühendis yok, öğretmen yok, profesör yok, bir telgraf gelir fiziğin babası Einstein’den: “Ekselansları, Hitler’in zulmünden kaçan Alman arı ırkından olmayan 69 profesörün hayatları elinizdedir.


Lütfen ülkenize kabul edin.” ATATÜRK kabul eder...

Bu ilim ve de bilim adamlarının bu ülkeye kattıklarını bilen var mı arkadaşlar? Lütfen siz de kulak verin ülke gerçeğidir. Bilmiyorsanız Zülfü Livaneli’nin Seranat’ını okuyun. Türkiye artık kabuk değiştiren bir ülkedir, elindeki materyallerden daha hızlı hareket etmektedir.

23 Nisan’dan başladık. Bir başka ülkenin lideri yoktur ki, ülkelerinin teminatı olan çocuklara böyle bir bayram hediye etsin. Tüm dünya çocukları da bizim çocuklar sayesinde mutluydular. Benim, senin, onların mutlu olduğu kadar...

Her şeye rağmen bu tablo dinine, diline, ırkına, mezhebine, rengine bakmadan insanların gözleri, elleri, kalpleri küçük de olsa, mutlu dokunuşları evrensel değerlerin hepsini kapsamasa da, yine de papatyası, gülü, lalesi olmayan bahçede dikenleri farklı görüyorlardı...

2017 YILINDAKİ TÜRKİYEMİZ


Nerde İngiliz var; Osmanlı zarar görmüş. Nerede Amerikalı var; Türkler her zaman zarar görmüş. Nasıl bir muammadır ki bu gerçeği insanlarımıza anlatamamışız.

NATO’ya girmişiz, yoktan yere o kadar vatan evladını Kore’de kaybetmişiz. İngiliz senaryoyu yazmış Amerika sahneye koymuş, işe uyanmışız küt bir darbe! Süleyman Demirel Allah rahmet eylesin İskenderun Demir Çelik’i Ruslara yaptırmış, arkasından Karabük Demir Çelik derken Büyük Çekmece Nükleer Santrali projesi için Ruslarla görüşülüyor demeye kalmadı ki küt bir darbe daha, Kenan Evren Konsey Başkanı! Her yerde ABD, her olayın dibinde ABD , her türlü misilleme yine onlardanken ana kalbimiz Kozmik Oda’nın talanı da onlardan...

Bağımsızlığımızın bağımlılığı da onlardan. Halk neye hazırlanıyor; referanduma. ABD’nin referandum hakkındaki düşüncelerini bilen var mıdır? İngiliz’in ABD’nin sesi niye çıkmaz? Bir tane bülbül akademisyen konuşur mu renkli ekranlardan, anlatan var mıdır?

GERÇEKLER UÇTU GİTTİ

Atlasjet yolcu uçağı Isparta’da düşmüş, içinde 9 bilim adamımız nereye giderlerdi, ellerinde hangi proje vardı? Herkes gibi ben de bilmek isterdim, kapandı gitti! Ne oldu kasıt mı vardı, sabotaj mıydı? Bir ülkenin çıkarlarına mı dokunduk tozlu raflarda kaldı. Gerçeğini bilemedik, uçtu gitti!


İngiliz kraliçesi İstanbul’a geldi, gemisinden çıkmadı. Devlet başkanım onu gemisinde ziyaret etti. Öbürü geldi Anıtkabir’e çıkmadı. Terör alıp basını giderken ABD her zaman teröristin yanında olmuş, hala da devam eder! Sonuç; derenin derinini benim insanım ölçer!

Kimse derdini kimseye anlatamazken, kimse neyin ne olduğunu kestiremezken, bu kadar vekilimiz ülke gerçekleri ile vatandaşı buluşturamazken...

İşte Türkiye, işte Trabzon. Her yerde, her saniye bir belirsizlik. Tuzu kuru olanın ağzından bir kelime alamazsın. Lakin bilmeyen insanımıza da kızamazsın, o zaten bilmiyor. Kim nasıl anlayacak, cehalet öz güvenle sarmaş dolaş olmuşken!

EN ACI MİRAS

Sonuç: 2017 Türkiye’sindeki bu tablonun izleri çağdaş normlara göre daha belirgin daha renkli olması gerekirken.. Şimdiki çizgiler ve de atılan fırçalar sadece tablonun özünü, ana temasını kapatmaktan başka bir işe yarar mı yaramaz mı kimse bilmiyor! Onun için ne ‘evet’ zordur, ne ‘hayır’. Yeter ki insanlarımızın bileni bilmeyene, vicdani duygular içerisinde, Allah için neyin ne olduğunu anlatabilsinler. En önemli senaryo da şurasıdır ki, neyin ne olduğunu bilmeden, biliyormuş gibi anlatmak da, çocuklarımıza, torunlarımıza bırakacağımız en acı miras olacaktır.


Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap