Çatlı'nın 1980 darbesi sonrası yurt dışına çıkışını ve Avrupa'daki yıllarını odağına alan filmin ekibi, oyuncuları ve Abdullah Çatlı'nın ailesi, düzenlenen toplantıda basın mensuplarıyla bir araya geldi. Filmde Abdullah Çatlı'yı oynayan eski milli futbolcu ve teknik direktör Vedat İnceefe, toplantının ardından AA muhabirine, herkesin merak ettiği bir insanı canlandırmanın zor olduğunu söyledi.

Yönetmen, yapımcı ve set ekibinin çekimlerde kendisine çok yardımcı olduklarını belirten İnceefe, "İlk oyunculuk deneyimimdi. Sinema, ilk defa adım attığım bir sektör. Bu sektörün böyle olduğunu işin içine girince öğrendim. Çok zor olduğunu öğrendim. Gerçekten zorlu zamanlar geçirdim ama elimden gelenin en iyisini yapmaya çalıştım. Yaptığımı da düşünüyorum." diye konuştu.
Meral Çatlı karakteriyle izleyici karşısına çıkan Şiva Behrouzfar, yaşanan çokça zorluğun arasında dimdik duran, evlatlarına kol kanat geren güçlü bir Türk kadınını canlandırdığını söyledi.
Çekimler esnasında duygusal anlar yaşadığını dile getiren Behrouzfar, "Gerçekten benim başıma böyle bir şey gelse, evlatlarıma karşı bu şekilde güçlü ayakta nasıl durabilirdim, diye kendimce sorguladığım çok an oldu." dedi.

"HERKESİN CESARET EDEMEYECEĞİ BİR İŞ OLSUN"
Yapımcı Seyfi Şahin, yaklaşık bir sene önce Onur Tan'ın projeyi hazırlamaya başladığını belirterek, "Aileyle görüşmüştü. Senaryo çalışmaları yapıyordu. Filmde isimleri değiştirilmiş olarak geçen, Çatlı'nın o dönemdeki arkadaşlarıyla görüşmeler yaptı. Onlardan bilgiler aldı ve senaryoyu Gökçen Çatlı danışmanlığında hazırladı." ifadesini kullandı.
Türkiye'de sinema sektörüne güçlü bir yapımla girmek istediğini belirten Şahin, "Bana çok hikaye, çok proje geldi ama başlangıç için onları uygun görmedim. Güçlü bir isim, güçlü bir yapım olsun, herkesin cesaret edemeyeceği bir iş olsun, dedim. Teklif bana, aile ve Onur Tan'dan gelince hiç düşünmeden kabul ettim." diye konuştu. Gerçeklere dayanan bir film çektiklerini belirten Şahin, filmde objektif davrandıklarını ve kurgu yapmadıklarını vurguladı.
Şahin, kendilerine anlatılan ve tespit ettikleri gerçekleri anlatmaya çalıştıklarını aktararak, sinemaseverlerin filmi izledikten sonra karar vereceğini dile getirdi.

"BİRÇOK ŞEYİ KIZLARDAN VE EŞİNDEN DİNLEDİM"
Yönetmen Deniz Enyüksek, Abdullah Çatlı hakkında çok az fikir sahibi olduğunu, proje danışmanı Ömer Faruk Sorak ile görüşmesi sonrasında projeye dahil olduğunu ve Çatlı'yı tanımaya başladığını anlattı.
Filmin, prodüksiyon aşamasının çok yoğun olduğunu sözlerine ekleyen Enyüksek, özveriyle ve var gücüyle görev yapan bir yapım ekibiyle çalıştıklarını söyledi.
Yönetmen Enyüksek, ailenin desteğinin karakteri doğru yansıtmak adına önemli olduğunu vurgulayarak, şunları aktardı: "Normalde biyografi filmlerinde bir karakter anlatılır ve bir kitaptan ya da bir yerden yola çıkılır. Ama burada çıkış noktamızın aile olması, hikayelerin bire bir gerçek hikayelere dayanması, aslında inandırıcılığı ve samimiyeti konusunda beni çok etkiledi. Ben birçok şeyi aslında direkt kızlarından ve kıymetli eşinden dinledim."

"GEÇMİŞİ ANLATMAK, YAŞAMAK GİBİ OLDU"
Abdullah Çatlı'nın eşi Meral Çatlı, 1980-1990'lı yılları anlatan yapımın bir dönem filmi olduğunu kaydetti. Filmin çekilmesinin onur ve gurur verici olduğunu söyleyen Meral Çatlı, şu bilgileri verdi:
"Sevenlerine, aileme, torunlarıma bir miras gibi düşünüyorum. Düşüncem budur. Bırakabilirsem ne mutlu bana. Son aşamalarına geldik. Güzel bir film geliyor. Yapım aşamasında kızlarımla yoğun bir çalışma yaptık. Geçmişi anlatmak, yaşamak gibi oldu. Yıprandık ama ortaya güzel bir film çıktı. Bunun mutluluğunu yaşıyoruz. Keşke eşim hayatta olsaydı da biz bu filmi yapmasaydık, yapamasaydık."
Filmde senaryo danışmanı olarak katkı sunan Abdullah Çatlı'nın kızı, Doç. Dr. Gökçen Çatlı, duygusal ve fiziksel açıdan çok hızlı, yoğun bir süreç yaşadıklarını vurguladı.
Ekibin çok profesyonel olduğunu belirten Gökçen Çatlı, "Türkiye'de hem babamın filminin çekilme cüreti ve cesaretiyle hem de babama dair gerçek bir filmin çekilmesi dolayısıyla bir ilki temsil ettiğini söyleyebilirim." dedi.
Gökçen Çatlı, babasının filminin çekilmesi dolayısıyla çok heyecanlı olduğunu kaydederek, "Senaryo yazımından tutun da filmin çekimine kadar böyle kafa kafaya verip tartıştığımız yerler de oldu. Çünkü objektif bir filmin çıkması gerekiyordu. Doğrusu da buydu. Bu açıdan baktığınızda tabii ki bir belgesel değil. Bir insan üzerinden bir dönemi anlatma gayretinde olan bir film." değerlendirmesinde bulundu.
Sinema filminin kalıcı olması bakımından önemine dikkati çeken Gökçen Çatlı, şöyle devam etti: "Babam Çatlı kitabımdan yola çıkıldı ama sadece oraya bağlı kalınmadı. Babam Çatlı 2-Çatlı Reis'i de yazdım. O da çok baskı yapan ve çok tutulan bir kitap oldu. Babam Çatlı, yaklaşık 24 yıl önce yazılmış bir kitap. Ben hala her satırın arkasındayım. Filmin çıkış hikayesi evet kitapla başladı ama daha objektif olmak adına da tabii ki yapımcımız, yönetmenlerimiz, senaristimiz farklı nüansları da kattı."
"BU FİLM BİR HESAPLAŞMA DEĞİL GEÇMİŞLE YÜZLEŞME DAVETİ"
Abdullah Çatlı'nın küçük kızı Selcen Çatlı, filmin senaryo danışmanlığını üstlendiğini belirterek, uzun yıllardır aslında bu filmi yapmak istediklerine dikkati çekti. Filmin izleyiciyle buluşmasının çok anlamlı olduğunu vurgulayan Selcen Çatlı, sözlerini şöyle tamamladı:
"Sinematografik yapının dışında bizim için bir sorumluluk aslında bu evlatları olarak. Çünkü kendini ifade edebilecek ortam veya olanaklar sağlanmadı. Biliyorsunuz 1980'li yıllarda mücadele etmiş ve şehadete ermiş abilerimiz de var. Kendilerini hiçbir zaman ifade edemediler. Bizler de aslında o dönem yaşanılan gerçeklikleri bir nebze de olsa ifade edebilmek adına bu film içerisinde aktif olarak çalışmayı kabul ettik. Bu film bir hesaplaşma değil, geçmişle yüzleşme iddiası ve davetidir."
FİLM HAKKINDA
Yapımcılığını Safe Media, kreatif yönetmen ve proje sorumluluğunu Onur Tan, proje danışmanlığını Ömer Faruk Sorak'ın üstlendiği filmin senaryosunu Onur Tan ile Nevzat Erkul yazdı. Deniz Enyüksek'in yönettiği, Abdullah Çatlı'nın Avrupa'daki yıllarını odağına alan "Çatlı"da Vedat İnceefe, Şiva Behrouzfar, Eren Vurdem, Ömer Kurt, Engin Benli, Erdal Küçükkömürcü, Turgay Tanülkü ve Nizam Namidar rol aldı. Çekimlerinde sona yaklaşılan filmin 20 Mart'ta vizyona girmesi planlanıyor.