Yeni anayasa çalışmaları konusunda gelinen noktayı yeterli bulmadıklarını belirten Erdoğan, "Türkiye’nin yeni anayasa konusunda zaman israfına tahammülü olmadığını defalarca ifade ettik" dedi. Mart sonuna kadar TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nda sonuç alınamadığında AK Parti açısından sürecin nasıl işleyeceği sorusuna karşılık Erdoğan, şu cevabı verdi: "Bu müzakerenin ilanihaye devam etmesi elbette söz konusu olamaz. Artık somut gelişmeler görmek istiyoruz. Uzlaşma Komisyonu bir teklif ortaya çıkaramazsa biz AK Parti olarak kendi taslağımızı müzakereye açarız. Önce B planımızı uygulamaya koyar; Anamuhalefet partisi CHP, olmazsa MHP’nin kapısını çalar konsensüs ararız. Bundan bir netice alamazsak C planını devreye sokar, taslağımızı BDP’ye götürürüz. Referandum için 330 oyu bulduğumuzda da taslağımızı milletimize götürürüz." MASADAN KALKMAYIZ "Anayasa yapamamak, demokrasi karşıtlarının eline koz vermek, sivil iradenin özgüvenini zayıflatmaktır" diyen Erdoğan, şöyle devam etti: "En başta masadan kalkmayı hiç kimse tarihe izah edemez, millete ve ülkeye hiç izah edemez. Siz her fırsatta 12 Eylül anayasasından şikayet edeceksiniz ama yeni bir anayasa yapılırken masadan kalkacaksınız. Bunu 12 Eylül halk oylamasında da yaptılar. Mesele siyasetin de üzerinde bir meseledir. Bu, milli bir meseledir. Yeni bir anayasa hem geçmişle yüzleşmek hem de Türkiye’ye bir gelecek, ufuk, vizyon çizme fırsatıdır. Bu fırsatı kim teperse, kim heba ederse tarih karşısında bunun hesabını asla veremez. Onun için AK Parti, masadan kalkan taraf olmayacak. Siyasi bedelini düşündüğümüz için değil, tarihe ve çocuklarımıza olan borcumuz gereği onlara bedel ödetmemek gereği biz masadan kalkan taraf olmayacağız." Erdoğan, 1982 Anayasası’nın ülkeye çok büyük bedeller ve faturalar ödettiğini ifade ederek, "Kısmi değişiklikler yeterli değil. Makyaj, sorunu çözmüyor. En başta anayasadaki anlayışı, anayasa üzerindeki antidemokratik tehdidi kaldırmak gerekiyor. Bunu yapamazsak Türkiye bedel ödemeye devam eder" dedi. VATANDAŞLIK YORUMU Erdoğan, anayasadaki vatandaşlık tanımıyla ilgili şunları yazdı: "Kucaklayıcı olmayan bir anayasa teröre adeta istismar zemini temin etmiştir. Biz insana hak ettiği değeri veren bir anayasa diyoruz. Öyle bir anayasa olsun ki hiç kimse kendisini dışlanmış, ötelenmiş hissetmesin."