A+ A-
Yorum
10

Bir masal, bir gerçek

Yayın Tarihi: 03.12.2015 - 10:27 | Güncelleme Tarihi: 03.12.2015 - 10:25

Az gittim uz gittim, dere tepe düz gittim. Çayır çimen geçerek, lale sümbül biçerek, soğuk sular içerek, altı ayla bir güzde, bir arpa boyu yol gittim. Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, develer tellal iken, pireler berber iken, ben ninemin beşiğini tıngır mıngır sallar iken, eski zamanlarda büyük bir ülkede bir padişah yaşarmış. Bu padişah, çok zalimmiş. Halkına zulüm etmekten zevk duyarmış. Halk padişahın yaptığı zulümlerden bıkıp usanmış.

Derken; aradan günler, aylar geçmiş, zalim padişah birden değişivermiş. Halk padişahın bu değişimine anlam veremiyor, şaşkınlıklarını gizleyemiyormuş. Saray sokaklara tellal çıkarmış, "Padişahımız kötülüğü bıraktı, artık ülkemiz mutlu günlerine geri dönecek" diye bağırıyorlarmış. Halk olan bitene çok kuşkuyla yaklaşmış ama, zamanla padişahın gerçekten değiştiğini ispatlayan olaylar olmuş. Artık herkes mutlu bir şekilde yaşamaya başlamış.

Bir gün başvezir padişaha sormuş: "İzniniz olursa bir şey sorabilir miyim padişahım. Halk da çok merak ediyor. Bu değişikliğin sebebi nedir?" Padişah başlamış anlatmaya: "Değişmeme sebep olan şey ormanda gördüğüm bir olaydır. Bir gün ava çıktım. Yolda bir köpek gördüm. Köpek karşısına çıkan tilkinin ayağını ısırdı, tilki kaçarak kendini kurtardı. Köpeği izlemeye başladım. Tam bu sırada vahşi bir at gelip köpeği tekmeleyince, köpeğin ayağı kırıldı. Köpek acıdan kıvranırken atı takip ediyordum ki; bir çukuru görmedi ve içine düşüverdi, onun da ayağı kırıldı. İşte bu olaylar bana iyi bir ders oldu: Kimsenin yaptığı kötülük yanına kalmıyor, er geç cezasını çekiyordu...’’

KISSADAN HİSSE

Şimdi ‘kıssadan hisse’ deyip, “Kim kötülük yaparsa bir gün aynı kötülüğe maruz kalır” yorumunu yapacağım ama bu çağlar pek masallar gibi olmuyor. Postmodern padişahlar bırakın kıssadan hisse çıkarmayı; kötülüğü, zalimliği bir yaşam ve yönetim biçimi haline getiriyorlar. Çevrilen dolaplar, kumpaslar, senaryolar, sergilenen baskı ve terör, adaletsizlikler, haksızlıklar, ayrımcılıklar halkı canından bezdiriyor. “Bizi aldattılar, kandırdılar” diyerek geçmişteki saray erbabını suçluyorlar ama o kötülükleri ortadan kaldırmak yerine başkalarına karşı kullanıyorlar.

Postmodern krallar, masal padişahları gibi gerçeği görüp yanlışlarını düzeltmek yerine, kendini, çevresini ve sarayını korumak için her zulmü yapmayı, her değeri kullanmayı, her türlü maceraya girmeyi, buyruklarına uymayan ya da itiraz edenlere karşı her türlü baskı yöntemini kullanmayı meşru görüyor. Postmodern padişahlar kötü yönetimle memleketi çukura düşürseler, halkını ağlatıp acı ve karanlık içinde bıraksalar da, ayakları bir türlü kırılmıyor. Üstelik saray soytarıları, güce tapan padişah şakşakçıları daha fazla kötülük için tempo tutuyor.

Ama ne olursa olan, eden bulacaktır!...