SON DAKİKA



Haber > Gündem > Bizim "Kürtler" ve Batı'nın "Kürtçüleri"

Bizim "Kürtler" ve Batı'nın "Kürtçüleri"

02 Mart 2016 Çarşamba - 09:40








Kürtler adına hareket ettiğini(!) söyleyen terör grupları ve sempatizanlarının halktan kopukluğunun anlaşılması “Kürtlüğü istismar eden terör guruplarını” her geçen gün biraz daha bitiriyor. Türkiye'deki Kürt gerçeğini inkâr etme devri çoktan geride kaldı. Biz bu gerçekliliği ikiye ayırabiliriz. Birincisi “Bizim Kürtler” onlarla yiyip, içip, askerlik yapıp şakalaştığımız ve asla ayrı ve gayrımız olmamış insanlarımız, arkadaşlarımız. Diğer bir gurup ta var ki bunlara biz “Kürtçü Kürtler veya PKK-PYD sempatizanları örgütçü Türk düşmanı Kürtler” diyoruz.

Bizim Kürtlerimiz yani komşu ve arkadaşlarımız olan Kürtler ise ülkemizde ki olayları düşünen muhakeme eden, diğer ülkelerde ki kütlerin halini bilip olan bitenleri görenler ve kendi çocukları için geleceği yakalama şansının Türkiye’de bütünlüğü sağlamaktan geçtiğini anlayanlar. Huzurun veya huzurlarının demokratik Türkiye'de olabileceğini görebilenlerdir. Bunların dışında “Örgütsel ve dış güçlerin organize ettiği hayal aleminde yaşayan” Kürtçülük hareketi, bu hareketin dahilinde PKK ile HDP sempatizanları, militanları ve yöneticileri de var.

PKK ise bilinen Marksist Leninist modeli ve Stalin vari insafsızlığı ile Kamboçya’nın Kızıl Kmerlerine Fatiha okutacak hareketlerle sözde, kendi ırktaşlarına bile yaptığı zulümlerle Hitler’e dahi şapka çıkarttırmıştır. Barbarlıkları ve zulümleri ile Kürt vatandaşlarımızdan hem kopmuş hem de onların tepkisini almıştır. Bölgede korku ve manuplasyona bağlı bastırımlar yavaş yavaş yapılan son operasyonlarla halk’a devlet ile Örgüt arasında mukayese etme imkânı yakalaması ise kendileri yani bizim Kürtlerimiz açısından son derece önemli şanstır. Batı'daki Türk nüfus PKK'dan ne kadar bıktı ve yakasını silkeliyorsa Güneydoğu'daki Kürt vatandaşlarımızın da gerçek ruh halinin böyle olduğundan artık en ufak şüphemiz kalmamıştır. Haziran seçimleri ile TBMM ne önemli sayı ile girme şansı(!) yakalamış olan HOP ise bir siyasi oluşum olarak Türkiye'nin kendisine açmış olduğu şansı mali hülyalara dayalı beklentileri yüzünden elinden kaçırmış ve Güneydoğu halkının kendisinden beklentilerinden fevkalâde uzaklarda kalmıştır.

Bölge halkının gerçek ihtiyacını tartışma imkanını da kullanamadı. Kendisine (Şu veya bu şekilde) oy veren Kürt ve yöre halkının arzu ve taleplerine karşılık veremiyor. HDP de PKK gibi adına hareket ettiğini(!) söylediği halktan kopmuş ve kendilerine mahsus özel hedefler için var olmaya çalışan dışa bağımlı, arkasını dış destekli örgütlere(PYD-PKK) dayamış hayatiyetini kendi evinin önünden akan dereden değil yabancı toprakların zehirli sularında arar hale gelmiş durumdadır. Kışkırttığı eylemlere rağmen onlar da ne yapacaklarını bilemez ve bir adım ötelerini göremez haldedirler. Yöre halkına başlattıkları sözde kalkışım hareketi için “makul ve mantıklı bir sebep ileri süremiyorlar” bile.

Bunun için halk’tan asla destek bulamadıkları gibi ilerleyen zaman içerisinde zorunlu da olsa aldıkları desteği de kaybedecekleri endişesi içerisinde çırpınıp durmaktalar. Bunun için Selahattin Demirtaş ve HDP eş başkanları söyledikleri her demeçten sonra daha da battıklarını görmekteler. Kendi ve çocuklarının geleceğini Türkiye'nin bütünlüğü içinde arayan (Bizim Kürtler) gerçek Kürt kökenli vatandaşlarımız ne PKK'yı ne de HDP’yi bugünki tavırları ile tasvip etmemektedirler. Yani teşkilatlanmış Kürt hareketi şu anda “Öz yönetim” macerasının sonuna geldiğini görmektedirler. Kabul görmeyen Kürtçülük hareketinin sırf sansasyon ve reklam olsun diye terörize faaliyetlere bulaşmış olmalar ise pek te şaşırtıcı değildir. Zira bunlar Güneydoğuda bekledikleri halk desteğini bulamayınca hayatiyetlerini sadece kanlı eylemlere, yollara yerleştirdikleri patlayıcı ve sabote faaliyetlerde aramaktadırlar.


Şu anda silahlı Kürt hareketinin Kürtler tarafından yönlendirildiği veya organize edildiği iddiaları dahi son derece şüphe kaldırır durumdadır. “Hatta böyle olmadığı da deşifre olmuştur” da diyebiliriz. Huzurun ve geleceğin ise Kürt ve Türklerin kadim kardeşliği ve birlikteliğinde diğer bir deyişle demokratik Türkiye'nin topraklarında olduğunun fark edildiğini gören Kürtçü teşkilatlı hareket ne yazık ki çaresizliğin bataklığına saplandığını anlamanın üzüntüsü ve kızgınlığı içerisindedirler. Bunu da anlamak için HDP’li yönticilerin beyanatları esnasında yüz ifadeleri, vücut dilleri ile hal dillerini bir okursanız hırçınlıklarının gerçek sebebini çok net anlamış olursunuz. Bu fitne yuvalarının desteklerini kaybedip TC siyasal hayatından demokratik yollarla yok olduğunu gördüklerinde bizler Kürt kardeşlerimizle (Dünya’ya rağmen) Dünya’ya, model olacak yapıyı çok rahatlıkla kuracağız. Zaten radikal Hıristiyan aleminin gerçek endişesi de budur.

Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap