Başbakan Erdoğan, partisinin Kızılcahamamdaki kampında açılış konuşmasını yaptı.
İşte Başbakan'ın konuşması:
Ak Partiyi kurarak yola çıkışımızın üzerinden 12 yıl, tek başına iktidara gelişimizin üzerinden 10,5 yıl geçti. Hiç tartışmasız bir iftihar tablosuna şahit olduk. Dış politikada farklı biz vizyonla Türkiyeye başarılar yaşattık.
Siyasette yeni, temiz, insan odaklı bir anlayışı Türkiyeye egemen kıldık. Sosyal hayatı güçlendirdik. Türkiyenin çözülmez gibi görünen sorunlarını çözdük. Ulaştığımız her hedefle birlikte rehavet yerine, durmak ve duraklamak yerine kendimize daha büyük hedefler belirledik. Ve bunu dünya sessiz devrim diye niteledi. Ve gittiğimiz her yerde bunu nasıl gerçekleştirdiğimizi sordular. Bizi yalnız bırakmayan medya mensuplarına teşekkür ediyorum. Tabii ki karşımızda duranlar oldu ama yanımızda duranlar da oldu.
4 Mayıs 2013de AK Partinin 20. İstişare toplantısında yeniden bir araya geliyoruz. Bu hiçbir siyasi partinin yaptığı çalışma değil. Türkiye için yeni bir sayfa açılmıştır. Geride bıraktığımız 10,5 yıl sorunların çözümü için mesai sarf ettiğimiz bir süreçti. Yeni dönemde sosyal restorasyona daha fazla ivme kazandıracağız. Artık kartopu değil, bu kartopu bir çığ haline geldi.
Biz iktidara geldiğimizde enflasyon yüzde 30du. Enflasyon canavarı kimsenin dilinden düşmüyordu. Ve Türkiyenin en önemli sorunlarından biriydi ekonomide. AK Parti olarak enflasyon meselesini çözmek konusunda tam bir kararlılık sergiledik. Enflasyon 2004de 30 yıllık bir aranın ardından ilk kez tek haneli orana yüzde 9,3e geriledi. Dün sabah Nisan ayı enflasyon oranları açıklandı. Yüzde 6,1 olarak gerçekleşti
Dün borsa tüm zamanların rekorunu elde etti. 2002de MB rezervlerine bakıyoruz 27,5 milyar dolardı. Dün açıklanan rezerv miktarını müjdelemek istiyorum. MB döviz rezervi rekor kırdı ve 135 milyar doları açtı
Dün Japonya Başbakanı misafirimizdi. Türkiye-Japonya arasında ekonomik ilişkilerimizi nerelere taşıyacağız, onu görüştük. Sonra da önemli bir anlaşmaya adım attık. O da nükleer enerji santral,ni Türkiye-Japonya arasında, Japonyanın da Fransa ile birleşerek 22 milyar dolarlık bir yatırımın adımını attık. Bu adımın öncesinde Rusya ile bir anlaşma yaptık. O da 20 milyar dolarlık bir anlaşma. Mersinde Akkuyuyu Rusya ile Sinoptakini Japonya ile yapıyoruz.
Enerjideki maliyetler düşecek, ve ülkemizin enerjide inşallah açığı olmayacak. Aslında şu anda enerjide fazlamız var, eksiğimiz yok. Rusya ile yaptığımız nükleer anlaşması 4500 megavatlık bir yatırımdır. Şu anda Japonya ile yapmakta olduğumuz anlaşmada 4500 megavatlık anlaşmadır. Biz 2023e çok farklı gireceğiz.
3. nükleer santrali kendi beyin gücümüzle inşa etmek istiyoruz. 500e yaklaşan gencimiz Rusyada eğitim alıyor şu anda. Yakında Japonya ile de böyle bir süreç başlayacak.
Artık İstanbula iki havalimanı yetmiyor. İnmek isteyen uçakların havada 45 dakika tur attığını biliyoruz. Bunlar bir sıkıntı. Dünyanın ilk 7 uçak firması arasında giren THYyi 2023te ilk beşin içinde sokmak istiyoruz. Geniş gövdeli uçaklarla 300 uçağa ulaşan bir filomuz olacak.
İstanbula üçüncü bir havalimanı gerekiyordu. İstanbulda helikopterle uçuşlar yaptık, neresi uygundur diye. Rüzgar uçuş haritaları çıkarıldı. Sonunda şu andaki ihalesini yaptığımız alana karar verdik.
İstanbulumuzun eski Kemerburgaz çevresi. ağaçlı falan buralar taş ocaklarıydı, bu bölgede havalimanı yapılması kararını verdik. Bu ihale yüz milyon yıl kapasiteli bir ihale. Yılda 100 milyon yolcu buradan taşınabilecek. Buranın maliyeti yaklaşık olarak 10 milyar Avro tutarındaki yatırımın ihalesi gerçekleşti. Süreç başladı. Bu ihale ile ilgili kararımızı vereceğiz, imzalar atılacak. Bize ödeyecekleri para 22 milyar Avro. Yılda ortalama 900 milyon Avro ödeyecekler. Burada tabi bir de artı bunun KDVsi var. KDV ile yaklaşık 28 milyar AVRO civarında bir rakama ulaşacağız.
1999'da terör örgütü elebaşısı Kenya'da güvenlik güçlerimize teslim ediliyor ve nereye konuluyor? İmralı'ya konuluyor? İmralı'ya konulduktan sonra, bir yandan sorgulanırken bir yandan da terörü sona erdirmek için kendisiyle görüşmeler yapılıyor. O dönem DSP, MHP ve ANAP iktidarda. Sonra 57. hükümet döneminde de görüşmeler yapılıyor. Terörü sona erdirmek için ilk adımlar merhum Turgut Özal zamanında yapılıyor. Sonra 54. hükümet döneminde de merhum Erbakan döneminde temaslarda bulunuyor. Ancak 28 Şubat süreci nedeniyle akamete uğruyor. Daha sonraki 56 ve 57. hükümetler döneminde de İmralı ile temas edilmiş ve terörü sonlandırmak için görüşmeler yapılmıştır. Bugün bizi kıyasıya eleştiren MHP lideri o dönem iktidardadır ve yanında da CHP'nin yavrusu DSP vardır.
Şu anda bize ağza alınmayacak hakaretler eden Bahçeli ve arkadaşları, 1999'da yapılann görüşmeler nedeniyle aslında bize değil kendilerine hakaret etmektedirler. Açıkça soruyorum. Hükümet ortağı olduğu dönemde İmralı ile görüşmeler yapıldı. Bu ihanet midir, bölücülük müdür. Bizi pazarlık yapmakla suçlayan Bahçeli'ye soruyorum... Biz pazarlık yapmıyoruz, siz o dönem neyin pazarlığını yaptınız? Eğer Bahçeli, iktidar ortağı olduğu dönemde İmralı ile yapılan görüşmelerden haberdar değilse o daha da vahimdir. Biz görüşmedik, devletin kurumları görüştü diyen Bahçeli'ye soruyorum. 99'da Genelkurmay mı size bağlıydı, yoksa siz mi Genelkurmay'a bağlıydınız? Jandarma mı size bağlıydı, siz mi Jandarma'ya bağlıydınız? MİT mi size bağlıydı, siz mi MİT'e bağlıydınız?
O dönem İmralı ile yapılan görüşmelerin ardından, İmralı örgüte çağrı yaparak Demokratik Cumhuriyet vs. diyor ve teröristlerin ülke dışına çıkmasını söylüyor. Ama birileri 500 teröristi öldürüyor ve çekilme süreci sabote ediliyor. Ve terör örgütü için yeterli adımlar atılmıyor, örgütün yeniden toparlanması için MHP'nin içinde olduğu hükümet imkan tanıyor.
2002 yılında terör örgütü mensupları 20 yıl boyunca kullanılan yollardan ülkeye yeniden giriş yapıyorlar. 2004'te yeniden eylemlere başlıyorlar. Ah benim sevgili vatandaşlarım. Kan kusuyoruz ama kızılcık şerbeti içiyoruz. Sırf bu kardeşlik bozulmasın diye bazı karanlık noktaları şimdilik içimize attık. İşin içinde iş var, karanlık noktalar var. Yoksul çocukları ölürken malsef birileri kan sattılar.
Bu ülkede terör hiçbir zaman sadece terör olmadı. Millete bugüne kadar hep terörün kanlı yüzünü gösterdiler ve terör üzerinden siyasete yön vermek istediler. Bugün biz de aziz milletimiz de artık buna dur diyoruz. Terörle amansız şekilde mücadele edeceğiz ama şimdi bundan sonrasının yol haritası çizildi ve bu süreç başladı. Artık terörü doğuran sebepleri de konuşacağız.
Bu ülkede yıllarca terör konuşuldu, terörün kanlı eylemleri konuşuldu ama bu ülkede terörden büyü güç, para kazananlar ve terörden siyasi kazanç sağlayanlar konuşulşmadı. Allah aşkına kim derdi ki MHP ile İP aynı safta buluşacak ve ortak eylem yapacak. İşte ortak çıkarlar en sağdaki Devlet Bahçeli ile en soldaki İP'i bir araya getirsdi, kucaklaştırdı. Bayramınız kutlu olsun.
Biz bu tezgahı 10.5 yıl boyunca defalarca gördük. Müdahale girişimlerinde, kapatma davalarında, Danıştay saldırısında gördük. Bize karşı kurulan bu tezgah K.Maraş'taki, Sivas'taki, Çorum'daki, Gazi'deki tezgahla aynıdır. Statükonun elinde kalan tek sığınak terördür. CHP'nin, MHP'nin ayakta durabilmek için tutunabiilecekleri tek dal, terördür. Geçmişte merhum Özal'ın, merhum Erbakan'ın çabaları nasıl engellendiyse bugün de aynı amaçtalar. Ama biz bu tezgahı, bu oyunu bozarız, bozuyoruz.
Türkiye'nin tamamında Akil İnsanlar heyetine yönelik protesto eylemlerine katılanların sayısı sadece 4 bin 980 kişi. Ama bizde öyle bir medya var ki; haberlere baktığınızda sanki bütün şehir ayakta. İşte biraz önce bahsettiğim tezgahta malum medya kuruluşları da var. Onlar da bu tezgaha su taşıyor. Akil İnsanlar bir şehre gidiyor. 30-40 kişi eylem yapıyor, sanki bütün şehir orada gibi veriyorlar.
Aynı medya 1 Mayıs'ta da aynı tavrı sürdürüyor. Elinde sapan olan, molotof olan kişiler bu medyaya göre çiçek çocukları. Ama bu medyaya göre polisler faşist. Ondan sonra; Başbakan bağırıyor. Tabi bağıracağım. Sen bunu yaparsan tabii ki bağırırım. Gazdan etkilenen militanlar mazlum, ama kafasına taş isabet edenn ve yaralanan polis faşist. Biz bu tezgahı da çok gördük. Belli işçi örgütlerinin ve belli medyanın nasıl çatışmayı körüklediğini gördük. CHP tüm bu gruplara gaz verdi. Tüm bu marjinal gruplara hatırlatıyorum. Polisin gazı sadece göz yakar ama CHP'nin gazı zehirler.