SON DAKİKA



Haber > Gündem > Fındıkta, "Bunlara inanmayın" dememiş miydim?

Fındıkta, "Bunlara inanmayın" dememiş miydim?

19 Ocak 2016 Salı - 10:49








Şimdi ben çıkar da üreticilere, ‘“Bunlara uymayın, yanlış yapar, zarar ederseniz” dedim mi; demedim mi’ diye sormam mı? Size bu konuda uyarının yer aldığı onlarca, yüzlerce yazı çıkarırım. Hoş; çıkarmama ne gerek var ki? Her şey ayan beyan ortada değil mi? * Kimlerden mi söz ediyorum? Fındıkta asıl işleri ziraatçilik olmasına rağmen, basında yer almak için adeta fiyatla haşır-neşir olup, “Yükselecek de yükselecek. Sakın fındığınızı satmayın” diyenlerden söz ediyorum. Hani şu geçen hafta, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik’in kapısına dayanıp, üreticiyi nasıl yanlış yönlendirdiklerini bir kenara koyarak, “Fiyat 10 liranın altına düştü. Marketlerde ise 70-80 liraya çıktı” diyerek, bu işi tekrar devletin kapısına düşürüp, tüyü bitmemiş yetimin hakkını TMO üzerinden gasp ettirmek için çalışanlar var ya, hah işte onlardan! * Sayın Bakan da, “Nasıl olsa devlet nüfusun yüzde 22’sine yattığı yerde para dağıtıyor. Bunu da ilave eder, yüzde 25’e çıkarırız” babından, ‘babasının kesesindenmiş’ gibi devletin kasasından dağıtmada beis görmemişçesine açıklama yaptı. * Konuyu yazmak için çok yer lazım da, tek bir şeyi tersinden sormak isterim! Şu ziraatçılar, 40-45 liraya satılması gerekirken, raflarda “70-80 liraya çıktı” dedikleri fiyatla ilgili de Sayın Bakan’ı göreve çağırsalar ya! * Her ne olursa olsun; ben oyunun, maçın sonucuna bakarım! Biz, “Bunların söylediklerine kanmayın. Kanarsanız da sizi zarara uğrattıkları için mahkemeye başvurup, sizi aldattıkları için zararınızı talep edin” diye uyardığımız, şimdi de Bakan’ın kapısına dayanıp, aslında “Biz ettik, sen eyleme. Kurtar bizi” diyen bu zat-ı muhteremler hiç bedel ödemeyecekler mi? Yanlış yönlendirmenin hesabını vermeyecekler mi? Tabii, bir de fındık ve piyasa hakkında TZOB’den önce Bakanı ziyaret edip, gereken bilgilendirmeyi yapmayanların da bu yanlış beyanda günahları yok mu? O da ayrı bir hesap!

YOLDAŞA DEĞİL, YANDAŞA TEPKİLİ OLMAK...

Her ne kadar biz buna “Gazetecinin görevi kamu adına eksikleri ortaya koymaktır” diyor isek de, özellikle iktidarda (her dönem için geçerlidir) olanlar bunu “İşiniz muhalefet yapmak” olarak adlandırıyorlar. Aslında, iktidarda olanların farkında olmadan söyledikleri habercilikten daha ziyade yazarlık adına yaptığımız işin net ve doğru tarifidir. Çünkü, gazeteci genelde yapılmayanları, olmayanlarla ilgili kamuyu, dolayısıyla kamu adına görev yapanları bilgilendirerek görevini ifade eder. İşte bu nedenledir ki; fikir bazında yoldaş olanlardan ziyade, hükmetme adına güç sahiplerinin yanında ve yakınında yer alan yandaşlara daha tepkili olmamız. Basın tarihinin çöplüğünde, fikir bazında yoldaş olanlardan çok, çıkar hesabına yandaş olanların yıkık dökük, isimleri silinmiş, nesilleri kesilmiş mezarları çoktur. Onlar sadece kötü örnekler adına lazım olduklarında hatırlanırlar.

BU TS’Yİ HIZIR ALEYHİSSELAM BİLE!

2 attı, 4 yedi! Sonuç 3 puan daha gitti. Ne bekliyordunuz ki? 7 dakikada gelen 2 golü, 85 dakika korumak mı? Bakın size acı bir gerçek: Bu kadroyla değil 2-0’ı, 20 dakikada 5-0 öne geçmeyi bile korumak asla mümkün değildir. Çünkü, bu adamların kafaları yitik, ayakları da bitik. Onun için, bırakın Sadi Hoca’yı, hatta dünya çalıştırıcısı Lucescu’yu! Hızır Aleyhisselam bile çıkıp gelse, bu Trabzonspor’u futbol takımı yapamaz, o kadar!

Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap