AK Parti Trabzon eski il başkanı A. Rıza Akdeniz'den gazetemize gündem yaratacak dobra ifadeler.
GENEL Müdür Yardımcımız ve TEK-ART Medya Yayın Kurulu Başkanı Halil Şanlı ile "Dünya Dönüyor" adlı söyleşimizin bu haftaki konuğu Fazilet Partisi ve AK Parti eski il başkanı Ali Rıza Akdeniz.
HERKES BOYUNUN ÖLÇÜSÜNÜ GÖRMELİ
Şanlı: Cemaatle hükümet arasında ipler kopuyor gibi. 2011den bu yana Hakan Fidan atamasıyla başlayan bu gerginliği nasıl görüyorsunuz. Cemaat parti kuracak mı?
Akdeniz: Ben cemaatin parti kuracağını düşünmüyorum. Bugüne kadar birçok cemaat bunu denemeye kalkışmıştır ama olmamıştır. Ben diyorum ki, her grup siyasi parti kursun, alsın boyunun ölçüsünü. Bir de yerine altına girmektense yerin üzerinde bulunmak, ülkenin menfaatinedir. Bakalım sizi bu toplum eylemlerinizle kabul ediyor mu?
ARKA PLANDA DEĞİL ÖNE ÇIKARAK SİYASALLAŞSINLAR
Şanlı: Şunu mu anlıyorum? Ben bu partiyi kurdum, ben de adayım mı demesi lazım?
Akdeniz: Sadece siyasi otoriteyi idare etme adına cemiyetçilik olmaz. 'Benim dediğim doğrudur' mantığıyla sivil toplum örgütü anlayışı olmaz. Bugün sivil toplum örgütlerinin her biri siyasallaşmış bir örgüt gibi, her biri bir tarafa çekiyor. Herkes kendi düşüncelerini topluma empoze etmek adına bir siyasal yapının ardına sığınıyor. Böyle olmamalı. Cemaat ya da başka bir sivil toplum örgütü bir şeyleri siyasal oluşumlar üzerinden gerçekleştirmek istiyorsa aleni olarak tavrını ortaya koyup, siyasallaşmalı.
ERDOĞAN'SIZ AKP İSTEYEN CEMAAT DE OLSA BUNU BAŞARAMAZ
Şanlı: Tayyip Erdoğan'sız bir AKP isteniyor. Cemaat bu işin içerisinde var mı?
Akdeniz: Takip ettiğim kadarıyla yok. Cemaat dahil kim, Tayyip Erdoğansız bir iktidar istiyorsa, bunu başaramaz. Tayyip Erdoğanı iktidar yapan, halkın içerisindeki sestir. Bu ses Tayyip Erdoğanı %70'lere vurduruyor. Başbakan için en büyük kazanç, önemli hizmetlerinin yanı sıra, muhalefetin ortaya hiçbir şey koyamamasından, yani "ben bu işi yaparım" algısını yaratamamasındandır. Sürekli kavga yolu her zaman iktidarların lehinedir. Muhalefetin proje üretmeden ağız dalaşına girmesi Erdoğanı daha güçlü kılıyor. Başbakan da kabul edilmeli ki iyi bir hatip olarak bunu başarıyla kullanıyor.
BAŞBAKANIMIZ KÖŞKE ÇIKAR ONU BUGÜNKÜ HALİNE TAŞIYAN SÖZLERİNİN ARKASINDA OLMASIDIR
Şanlı: AK Parti'de üç dönem uygulamasına göre Başbakan artık görevini dolduruyor. Ne olur? AKPde çatlaklar başlar mı?
Akdeniz: Buradan Tayyip beyin cumhurbaşkanlığı alternatifinden başka bir yol gözükmüyor. Tayyip Erdoğan söylediğini yaptığından dolayı halk onu tutuyor ve seviyor. Buradan yola çıkarsak üç dönem kısıtlaması bence değişmeyecek. Tayyip Erdoğan ortaya bir duruş koydu mu onu devam ettirir. Cumhurbaşkanlığının en büyük adayı odur. Başbakanlar, cumhurbaşkanlığına giderken istifa etmek zorunda değildir. Zaten bunu da anayasaya koydular. Sayın Başbakan Köşk'e çıkar. Genel başkanlık bekleyen birçok isim olacaktır. Sayın Erdoğanın yerini doldurmak zordur. Çünkü çıtayı çok yüksek tutmuştur. Numan Kurtulmuş söyleniyor. Fakat bu partinin kurucuları, ilk günden beri emek verenleri var. Yani parti kurulurken trene binenler, şunu söyler mi: 'Biz trendeyken, siz vagonda yoktunuz?'
BAŞBAKANIMIZIN YERİ DOLMAZ AMA ABDULLAH BEY TOPARLAYICI OLUR
Şanlı: Siyasi bir cevap veriyorsunuz. Daha net olarak gönlünüzden geçen ismi söyler misiniz? Sizce kim olmalı?
Akdeniz: AK Parti'yi Başbakandan sonra toparlama adına bence Abdullah Gül olmalı. Tayyip beyin yerini tam manasıyla doldurmasa da onun çıtasını hiç düşürmeden devam ettirebilecek isimdir. Abdullah bey AK Parti kurucusu, milletvekili, başbakanlık, cumhurbaşkanlığı yapmış bir isim. Eğer siyasete dönerse AKPyi toparlamakta sıkıntı yaşanmaz. AK Parti'de çatlaklar olmaz. Siyasette güçlü iseniz herkes etrafınızda olur. İktidar partisinde bu nedenle çatlak olacağını da düşünmüyorum. Kimsenin Abdullah bey ismine de itiraz edeceği düşüncesinde değilim.
Taban Ahmet beyi istedi ama ne oldu
Şanlı: AK Parti İl Teşkilatı'nda hiçbir dönem huzur olmadı. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Akdeniz: Bu, Genel Merkezin hatasıdır. Ne diyoruz, 'Mısırda demokrasi, Suriye'de demokrasi' di mi? Fakat biz bu demokrasiyi kendi içimizde işletemediysek, demek ki bir sorun var. Bu sorunun temeli de genel merkezdir. Benim il başkanı olduğum zamanki yarışta, karşıma bir liste daha çıkardılar. Sonra karşımdaki aday arkadaşı, bizi görevden alarak il başkanı yaptılar. Ardından o arkadaşımızın karşısında başka birisini yarışa soktular. Sayın Genç ona rağmen kazandı. Taban Ahmet beyi istedi. Ne oldu? Yedi ay sonra onu da görevden aldılar. Bunlar olmaz. Bunlar demokrasi ile bağdaşmaz.
İçimizde demokratik olunmadı
Şanlı: Merkez, tabanın iradesine saygı duymadı yani...
Akdeniz: 2004 yerel seçimlelerinde Trabzon Belediyesi'ni Volkan Canalioğlu kazandı. İlk defa sizin aracılığınızla söylüyorum. Ben il başkanı olarak o gece istifa ettim. Merkez ilçeden fakslanmasını söyledim. Orada da milletvekili arkadaşlar vardı. İl yöneticisi, ilçe yöneticisi arkadaşlar vardı. Dediler ki; 'Bunun tek sorumlusu siz değilsiniz!' Benim istifamı çöpe attılar. Aradan bir zaman geçti. Ankaraya gittim. Genel merkeze dedim ki, 'Sakın belediyelerden dolayı görevden alma yapmayın, belediyelerin kaybedildiği yerlerde kongre yapın.' Genel merkez de o dönem bana dedi ki; 'Trabzon halkı bize bir sarı kart gösterdi. Biz bunu anlayışla karşıladık. Görevinize devam edin. Genel başkan da böyle düşünüyor.' Bunu söyleyen aynı genel merkez, 27 Mayıs'ta ise bize kırmızı kart gösterdi. Bu demokratik ve etik bir davranış mı oldu? Aynı şeyleri Ahmet beye yaptılar.
Ben il yönetimi olduğuna inanmıyorum
Şanlı: Mevcut il yönetimini nasıl görüyorsunuz?
Akdeniz: Ben il yönetimi olduğunu sanmıyorum. Görmüyorum da. En son Ahmet beye yaptıkları da çok yanlış. Bu tür hesaplaşma planlarının galibi olmaz. Fitnelikle, fesatlıkla bir yere varılamaz. Mevcut arkadaşlar, 'Küçük olsun bizim olsun' anlayışı ile hareket ediyorlar. Hiçbir şey yaptıkları yok. AK Partinin bütününe özellikle de sayın başbakanımıza halk sahip çıkarak oy verdiği için bizim ildeki arkadaşlar da bu rüzgarla gidiyorlar. Bunlar doğru şeyler değil.
Faziletin yenilikçi kanadı dışlandı Trabzonda çocuk sakat doğdu
Şanlı tekrar konuya girerek, il teşkilatlarındaki problemlerin sürekli ve hemen her dönem yaşandığına dikkat çekiyor. Akdeniz ise bunun üzerine AKP Trabzon'da mayanın zor tuttuğunu belirterek sözlerine şöyle devam ediyor:
ASLINDA çocuk sakat doğdu. Trabzonda bu sakatlık kuruluşundan beri var. AK Parti, Fazilet Partisi'nin yenilikçi hareketini ortaya çıkaran bir hareketti. Fazilet Partisi'nin yenilikçi hareketinin lideri Abdullah Gülün kongrede genel idare kurulu üyesiydim. Fakat her ne hikmetse yenilikçi hareket, AK Parti kuruluşunda unutuldu. Trabzonda ben yenilikçi hareketin sözcüsüydüm. Benim gibi bazı arkadaşlar da vardı, yıllarını vermiş ve bugün yenilikçi hareket etrafında olan. İlk yanlış kuruluş aşamasında oldu. Trabzonda biz, parti kurulurken, kurucu il başkanını Büyük Birlik Partisi'nden transfer ettik. İşte çocuğun sakat doğmasının nedenlerinden biri de bu oldu. İşin içine bir defa güve girdi. Partide geçmişte davaya hizmeti olmayanlar, ipleri eline aldı. Kişisel husumetler öne çıktı. Bu sebepler beraberinde hep huzursuzluğu getirdi.
Büyükşehir rahat Ortahisar sıkıntılı
Şanlı: Yerel seçimler için Trabzon nasıl gözüküyor? Burada sürpriz olur mu?
Akdeniz: Büyükşehir belediyesi için yapılacak seçimlerde AKPnin hiç zorlanacağını düşünmüyorum. Orada belirlenecek aday kim olursa olsun kazanılacaktır. Hem de çok rahat bir zafer olacaktır. Ancak aynı şeyleri Ortahisar için düşünmüyorum. Orada belirlenecek aday çok isabetli bir isim olmalı. Hata yapılmamalı. Çünkü Ortahisarda çekişmeli bir seçim bekliyorum. AK Parti büyükşehir ile Ortahisar için öyle adaylar belirlemeli ki; birisi milli görüşten geliyorsa, diğeri sosyal yönü daha ağır ya da liberal bir kesimden olmalı. Böyle olursa her iki taraftan halkı kucaklayabilir. Bir kez daha söylüyorum, Ortahisara özellikle çok hassasiyet gösterilmeli. En küçük hata seçim kaybettirir orada.