SON DAKİKA



Haber > Gündem > Karamsarlık; gücümüz tükeniyor!

Karamsarlık; gücümüz tükeniyor!

22 Ocak 2016 Cuma - 10:52








Değerli okurlarım, “Yaşadıklarımız çok ağır, bunaldık, sıkıldık. Her yer dar geliyor. Nereye gidersek gidelim endişelerimiz, korkularımız, kafa karıştıran vesveseler, kavgalarımız, cevap bekleyen binlerce sorularımız bizimle geliyor” diyorsunuz... Bu hal ile de, ne güzel işler için yan yana gelebiliyor ne de keyifli anların mimarı olabiliyorsunuz.

Kurulan muhabbet ortamlarının çok çabuk bittiğini, uzatmak içinse enerjinizin yetmediğini ifade ediyorsunuz. İki insan yan yana gelince, umut ve heyecanımız yok, sadece dertlerimizi dile getiriyoruz. Yoruluncaya, “Yeter artık tıkandım” deyinceye kadar yüreğimiz konuşuyor, konuşuyoruz. Ülkemizden başlıyor, partimiz, kentimiz derken, en son kendimizle ilgili belimizi büken ne varsa dertleniyoruz... Bitmek bilmeyen şikâyetleri, memnuniyetsizliklerimizi ardı ardına sıralıyor; böylece de, içimizde var etmemiz gereken güzelliğe; şükür, sabır, enerji ve eyleme bir türlü sahip olamıyoruz...

Acı bir kahveyle açılıyor bütün sohbetlerimiz. Acı acıyı açıyor, acı acıyı büyütüyor... Kimse memnuniyetlerinden, işbirliğinden, yarınlardan, güzelliklerden, sevdiklerinden, evdeki çiçeklerinden, kitaplarla olan muhabbetinden, dinlediği bir türkünün ruhunda bıraktığı tattan, yağmurda ıslanan saçlarından, annesinden aldığı o muhteşem teşekkür duasından, sabah ezanında yankılanan saba makamının yüreğe bıraktığı hazdan bahsetmiyor... Hâlbuki insanlar zaman zaman güzellikleri paylaşmak, güzel işlerde buluşmak için de yan yana gelebilmeli... İyiliklere bağlantı kurup, olumluya odaklamalı kendini... Bu türden paylaşımları da alışkanlık haline getirebilmeli.

Bu, toplumsal sorunlara ve acılara duyarsızlık anlamına gelmez. Aksine, mücadeleyi, insanlığın ve yaratılışımızın gerçeğine dair her şeyi ciddiye alma hali... Birçoğumuz, sadece dertlenmeyi huy edindiğimiz ve (olumsuzluğu) tek paylaşım kabul ettiğimiz için “zihinsel, duygusal ve manevi” bütünlüğümüzü kaybetmiş, (kızgın, çılgın, asi, değişken ruh halimizle) dağılmış vaziyetteyiz. Gerçekte dünyada hiç rahat yoktur. Zira şu imtihan âleminin yapısı buna müsait değildir. Âlemde olduğu gibi insanın iç dünyasında da, dört mevsim aynı anda yaşanır... Yolu engebesiz değildir. Dağı, taşı, uçurumları, fırtınası, yangınları vardır.

Bunun böyle olduğunu kalbimize iyice sindirdiğimiz takdirde, hâdiselere bakış açımız değişecek, yersiz kederlerden, umutsuzluklardan ve karamsarlıklardan büyük ölçüde kurtulmuş olacağız. Farkındalık bu olsa gerek. İçimizdeki yarınlara olan ümidin, sükûnetin ve sevginin iyileştirici gücünün idrakiyle... Hadi başlayalım... Bir şey yap güzel olsun. Çok mu zor ? O vakit güzel bir şey söyle. Dilin mi dönmüyor ? Öyleyse güzel bir şey gör veya güzel bir şey yaz. Beceremez misin ? O zaman güzel bir şeye başla. Ama hep güzel şeyler olsun. Çünkü; her insan ölecek yaşta... (Şems-i Tebrizi) Var olabilmek için...


Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap