KİM ÇÖZÜM ÜRETECEK?

Ülke yangın yeri. Her gün şehit ve ölüm haberleri. Sokaktaki öfke giderek büyüyor. Duruma isyan eden insanlar, demokratik tepkilerini dile getiriyor. Zaman zaman kontrolsüz ya da bazı odaklarca yönlendirilen gruplar, ülkeye çok daha büyük zararlar verebilecek, Türk-Kürt boğazlaşma senaryolarına hayatiyet kazandırabilecek tehlikeli eylemler sergiliyor. Şu anda olay tamamen asker ve polisin üzerine yıkılmış durumda. Güneydoğu ya da ülkenin herhangi bir yerinde sokakta ‘’intikam çağrıları’’ yapılıyor. Hükümet, Saray’dan aldığı talimatları asker ve polise iletiyor. Başbakan’ın şehit cenazelerinde ağlamaktan başka yapacağı bir şey kalmamış. İktidarı asıl elinde tutan Erdoğan ise, ateşi söndürmek, ülkede huzur ve barışı tesis edecek mekanizmaları harekete geçirmek yerine, yangının üzerine körükle gidiyor. Aklı hala 7 Haziran seçimlerinde, ‘’400 vekil de 400 vekil’’ diyerek, yapılıp yapılmayacağı belli olmayan erken seçimde ‘istikrar’ vurgusuyla AKP’nin tek başına iktidarı için psikolojik ortam hazırlama çabasında.

KİM ÇÖZECEK?

Devlet kendisine yönelik silahlı saldırıya elbette en caydırıcı biçimde ve kurallar içinde karşılık verecek. Ama daha önce defalarca denendiği gibi sadece silahla bir çözüm olanaksız. Siyasetin mutlaka ve mutlaka inisiyatif alması ve çözüm üretmesi lazım. Anayasaya aykırı olarak devletin yönetim biçimini değiştirip fiili bir başkanlık rejimi kuran Saray, herkesle kavgalı. Kendi partisi içinde bile, tutarsız ve ateşe benzin döken yaklaşıma tepki büyüyor. Muhalefeti neredeyse vatan haini ve terörist görüyor. Ona biat etmeyen herkes düşman. Davutoğlu ne kadar da bu durumdan rahatsız olup hükümet olmaya çalışsa da, ipler Saray’ın elinde. Muhalefetle bir şey yapmaya kalksa yukarıdan müdahale geliyor. Eli kolu bağlı. Dağlıca’da katledilen askerlerin cenazelerindeki gözyaşı, biraz da bu çaresizliğin ürünü!

SYASET ÇÖZÜM ÜRETMELİ

Meclisteki siyasi partilerin bir biçimde bir araya gelerek; bu yangının nasıl söndürüleceği, sorunların çözümünde nasıl bir yolun izleneceği konusunda bir irade ortaya koyması gerekli. İlk adımı atması gereken kişi Erdoğan. Her şeye müdahale etmeyi, durumdan yararlanarak bazı siyasi projeleri yaşama geçirme özlemlerini bir yana bırakarak, anayasal görevine dönmesi, hükümet ve siyasetin atacağı adımlara destek olması şart. AKP ve CHP bu adıma öncülük etmek durumunda. MHP, meclis zemininde ülke bütünlüğü içinde sorunun çözümü konusunda daha esnek ve istekli olmalı. HDP, barış ve kardeşlik beklentileri ile bugünkü konuma geldiğini unutmamalı. Bu kan deryası içinde özellikle PKK’ya karşı alacağı tutum, silahın susması ve siyasetin konuşması konusunda ortaya koyacağı performans, ülke için önemli kapılar açabilir. Siyaset, ülkeyi kucaklayan bir tutum ortaya koyamazsa, vay halimze!