“Kul” hesabından Allah’ın ‘akıl’ ile donattığı ‘insan’ denilen yaratıkların birbirileriyle kavgaları, dalaşmaları, çekememezlikleri “Kedi-köpek gibi” denilerek de tarif ediliyor ya! İnsanoğlu artık bu tariften vazgeçsin! Her ne kadar sadece havlama ve miyavlama yapabiliyor da, konuşamıyorlarsa da; inanıyorum ki, bugünkü tablo karşısında kedi ile köpekler, “Bizi ilişkilerinize karıştırmayın. Biz sizin gibi değiliz” demek istiyorlardır! Bana göre diyorlardır da, ‘insan’ diye tarif edenler anlamıyordur! Nereden bu kanıya vardım? Benim köpeğim Ares ile kedim Zıpzıp’ın 7/24 hiç değişmeyen ilişkilerini anlatan bu fotoğrafı gördükten sonra nasıl varmayayım ki!

MÜNEVVER’İN SADAKATİ... 

Söz konusu Trabzon olduğunda yediden yetmişe hemen hemen herkesin tanıdığı Münevver’in sevgisi ve sadakati; dilerim herkese sadece örnek olmakla kalmaz, gönüllerinde de yer eder. O Trabzon ile özdeşleşmiş, başta Trabzonspor olmak üzere her kesim ve herkesle sevinçte ve acıda birliktedir. 1 Ekim 2014’te aramızdan ayrılan Ali Osman Ulusoy ağabeyimizin 2’nci ölüm yıl dönümde giydiği bu tişört bile Münevver’deki sadakati ve sahiplenmeyi ne güzel anlatıyor değil mi? Bazılarının değil; çoklarının Münevver’den bu anlamda öğrenecekleri çok şeyler, alacakları çok dersler var diye düşünüyorum...

O KADRODAN 5 BAŞKAN ÇIKTI... 

Olaylar ve konularla ilgili, sık sık diyorum ya; “Nereden baktığınıza bağlıdır” diye... İşte dün spor sayfasındaki köşemizde “AASPOR”, yani Anadolu Ajansıspor ibaresi ile yer alan fotoğrafa bugün hayatın sosyal penceresinden bakınca, bir başka farklılığın bulunduğunu gördüm. 1980-2000 yılları arasında Anadolu Ajansı’nda birlikte çalıştığımız kadronun içinde işimizin meslek kuruluşlarında başkan olarak görev yapmış, halen de yapanların olduğu 5 isim yer alıyordu. Yani 6’nın 5’i başkan! Bizimkisi ilaveli. O kadronun içinden bugün hayatta olmayan Suavi Kaptan Trabzon Gazeteciler Cemiyeti’nin ilk başkanlarından. Sonra ben yani Murat Taşkın, ardından Osman Çavuşoğlu ve Turgut Özdemir bu görevi ifa ettik. Şimdi görev kadronun en genci Yusuf Turgut’ta... İhsan Öksüz, Türkiye Spor Yazarları Derneği Trabzon Şube Başkanlığı yaptı. Şimdi nöbet bizde... Kim ne derse desin; her bakımdan çok iyi bir kadro idi vesselâm...

FINDIKTA TEKELLEŞME... 

Ordu Milletvekili Metin Gündoğdu’nun yerel bir gazetedeki “Fındıkta tekelleşmeyi kaldıracağız” ifadesini okuyunca bir an tereddüt ettim! Geçmişte Fiskobirlik, 2006-2008 arasında da TMO eliyle devlet adına yapılan, yaratılan ve de Sayın Gündoğdu’nun mensup olduğu AK Parti eliyle 2009’da serbest piyasa sistemi ile son verilen “Tekel” değil miydi? Sonra, birden son yıllarda nasıl helâl ile haramın, günah ile sevabın, artı ile eksinin yer değiştirip, farklı anlamları yüklendikleri aklıma gelince ‘bu da öyle bir şey herhalde’ diye düşündüm! “Tekel ile serbest piyasa da bundan nasibini aldı” dedim kendi kendime! Kaldı ki; “Tekel” yerine “Oligopol” denseydi, ‘belki’ soru işareti uyanırdı! Ama çok sayıda firmanın pazar payı kapma yarışı içinde büyük bir mücadele verdiği bir sektörde ‘oligopol’den bile söz etmek doğru değildir.

BERVA...

İçeride ve dışarıda, velhasıl-ı kelam etrafımızda her şey öylesine hızlı hareket ediyor, hızla gelişiyor ki, “Fırtına gibi” diyerek tarif etmek istedim! Daha kısa bir adlandırma için araştırma yaparken, Lazca’da fırtına anlamına gelen ‘Berva’yı buldum!