SON DAKİKA



Haber > Gündem > Kimse bize ne yapacağımızı söyleyemez!

Kimse bize ne yapacağımızı söyleyemez!

25 Ekim 2016 Salı - 10:51




Rusya Federasyonu Trabzon Başkonsolosu Dimitri Talanov, Karadeniz’e konuştu: “Karadeniz Havzası evimiz. Kimse dışarıdan gelip, bize ne yapacağımızı sö





“İlişkilerin başlatılması için Rusya tarafının talepleri vardı. Öncelikli olarak ‘Türkiye tarafının özür dilemesi’ talebi vardı. Bu yapıldı, Türkiye’nin cumhurbaşkanı tarafından yazılı ve sözlü olarak özür dile getirildi ve biz de bunu kabul ettik”

Rusya Federasyonu’nun Trabzon Başkonsolosu Dimitri Talanov; uçak krizi, Karadeniz Havzası’nın geleceği, protesto olayları başta olmak üzere, gazetemiz yazarı Ahmet Şefik Mollamehmetoğlu’nun sorularını yanıtladı.

■ Dört yılı aşkın bir süredir Trabzon Başkonsolosluğu’nu yürütüyorsunuz. Bu süreyi değerlendirmek gerekir, neler ön plana çıkar? Görev sürem içerisinde çok gözlemlerim ve izlenimlerim oldu. Bildiğiniz gibi görev bölgem sadece Trabzon’u kapsamıyor, Doğu Karadeniz ve Doğu Anadolu’da 11 ili kapsıyor. Geçen yıllar içerisinde bu illerle iyi bir işbirliği kurabildik, iyi tanıyabildik bu illeri, bazıları ile çok iyi ilişkilerimiz var. Özellikle Erzurum, Artvin, Rize, Kars. İnsani ilişkilerden, eğitim alanlarındaki ilişkilere kadar geniş bir alan var. Bu işbirliğinde Rus dili önemli yer almaktadır. Erzurum Atatürk Üniversitesi Rus Dili ve Edebiyatı bölümüyle iyi çalışmalar içerisindeyiz. Ki, Rus dili açısından bir merkez oldu bu üniversite. Kafkas Üniversitesi’nde Rus dili odası açıldı. Yerleşke yerimizin Trabzon olması nedeniyle Karadeniz Teknik Üniversitesi’yle de iyi bir işbirliğimiz var. Onlara büyük bir önem veriyoruz. KTÜ ve Soçi Devlet Üniversitesi arasında bir işbirliği oluşturuldu. Ayrıca Şu anda Trabzon’da Rus dili eğitimi veren iki özel okul ile de iyi ilişkilerimiz var. Geçen yıl Açı Özel Okulu’nun öğrencileri bizim organizasyonumuzla Rusya’nın Nalçik şehrine ziyarette bulundular. Ancak uçak olayından sonra kesintiye uğradı.

KÜLTÜREL ADIMLAR

■ Kültürel alanda neler oldu? Kültür işbirliği de önemli yer alıyor. Çünkü kültürel etkinlikle beraber bölgede yaşayan insanları tanıma imkanınız daha çok oluyor. Bu yıl, bildiğiniz gibi ikinci kez Trabzon Sanat Evi’nin düzenlediği Uluslararası Sanat Günleri’nde bizim ülkemizden de katılımcılar yer aldı. Ülkelerimizin kültürlerinden bahsederken, bunların birbirine yakın olduğunu söylüyoruz. Ayrıca da Kafkas bölgelerinin kültürü ile Türkiye çok yakın. Bundan dolayı 2014 yılında Karadeniz Yazarları Birliği tarafından düzenlenen Uluslararası Edebiyat Festivali’ne Rusya’dan çok sayıda yazar ve şair gelmişti. Yenisine de katılım olacak.

TİCARET VE EKONOMİ


■ Ticari ve ekonomik ilişkilerde ne tür adımlar atıldı? Doğu Karadeniz İhracatçılar Birliği (DKİB) ve Trabzon Sanayi ve Ticaret Odası’yla (TTSO) iyi ilişkiler içerisindeyiz. Son dört yıl içerisinde buradaki ticari ve ekonomik ilişkilerin geliştiğini ve ticari alışveriş hacminin arttığını söyleyebiliriz. Bu bölge ile Rusya’nın ve bu bölgeye yakın olan yerlerin ticari ortaklığını geliştirdiğimizi de ifade edebilirim. DKİB ve Türkiye Ticaret Bakanlığı’nın desteğiyle Rus-Türk bölgesel iş forumları düzenledik. Üç forumun ikisi Trabzon’da, üçüncü ve son forum ise ilişkilerin dondurulmasından bir iki gün önce Rusya Vladikafkas’ta yapıldı. Tabii ki bu işler, ülkeler arasındaki ilişkilere bağlıdır. Ülkelerin ekonomik durumlarına bu illerin ve bölgelerin de ekonomik durumlarına bağlıdır. Şu anda bazı planlarımız var ve bu planlar üzerinde çalışmaya devam ediyoruz.

Karadeniz havzası hepimizin evi

■ Amerika, NATO, Karadeniz’e girmek istiyor, Batı girmek istiyor. Boğazlar, Montrö Antlaşması’nın değişimi konusunda geçmişte bazı baskılar yaşanmıştı. Rusya nasıl bakıyor Karadeniz’e? Tabii ki Karadeniz havzasında olmayan bazı ülkelerin Karadeniz’e girmek amacında olduğunu görüyoruz. Ama siz de bahsettiniz Montrö Antlaşması var. Karadeniz’de askeri olsun, askeri destekli diğer gemiler olsun, burada bulunma şartları anlaşmada belirlenmiş. Nasıl davranacakları orada kesin bir şekilde yazılmış. Diğer yönden askeri değil de, Karadeniz havzasında olan tüm ülkelerin ekonomik işbirliği içerisinde çalışmalar yaptığını da söyleyebiliriz. Bu işbirliği içerisinde ticari olsun, deniz üzerinde işbirliği olsun, bunun üzerinde çalışmak istediklerini de görüyoruz. Benim fikrim, Karadeniz’in bir barış denizi olması gerekiyor. Bana göre Karadeniz havzasındaki tüm ülkelerin isteği bu yöndedir. Karadeniz’in geleceğini Karadeniz havzasında bulunan ülkeler halletmelidir, kararları onlar almalı ve uygulamalıdır.

■ Dışarıdan müdahale edenlere karşı ne söylüyorsunuz? Karadeniz’i bir ev olarak düşünelim, bu havzada yaşayan ülkeler de bu evde yaşayanlardır. Tabii ki dışarıdan birisinin gelip konuk olarak size kurallar oluşturmaya çalışması, “Şunu yapsan iyi olur, şunu yapsan kötü olur’’ diye, size ayrı kurallar oluşturmaya çalışması bence hiçbir evde kabul edilmez. Bu ev içerinde yaşayanlar kendilerine göre kurallar oluşturacak ve nasıl yaşayacaklarını kendileri belirleyeceklerdir. Ve bizim, Rusya Federasyonu’nun felsefesi de budur. İlerideki stratejisi de bu havzadaki ülkeler kendi kararlarını kendileri almalıdır.

■ Son dönemde yaşanan olaylardan dolayı Rusya’ya yönelik çokça protesto oldu. Trabzon’da da protesto gösterileri yapıldı. Konsolosluk önünde gösteri yapılırken ne düşündünüz? Şunu açık olarak söyleyeyim, ben rahatsızdım. Kısa bir süre önce burada bir protesto gösterisi yapıldı. Buraya gelenler de dini açıdan bir protesto gösterisi yaptılar. Buraya gelen gençler vardı. Bunlara baktığımda şunu görüyorum, bunları birisi yönetiyor ve bence doğru bir şekilde de yönetilmiyor. Çünkü buraya gelen gençler terörün ne olduğunu ve gerçekten teröre kimin destek verdiğini anlamıyorlar. Çünkü şu anda Rusya’nın Suriye’de bulunması, teröre karşı mücadele etmektir, teröre karşı savaşmaktır. Ancak isim vermeden burada bu terör gruplarına destek veren çok sayıda ülke var, bunlar teröre karşı mücadele etmiyor, tam tersini yapıyorlar. Tekrar söylüyorum, Rusya Suriye’de terörle mücadele etmektedir ve bu mücadeleye karşı olanlar da vardır. Protestocu gençlerin bunu anlamaması beni çok üzüyor.

Uçak krizi

■ Her şey güzel giderken bir uçak krizi yaşandı. Erdoğan, Moskova’da Putin’le görüşmesinde, bu olayın bir provokasyon olduğu anlamına gelecek açıklamalar yaptı. Bu sizin açınızdan neydi? Türkiye-Rusya ilişkilerini zehirlemeye yönelik bir hareket miydi? Devlet görevlisi olarak, bizim yetkililerimiz tarafından, Devlet Başkanı tarafından, Başbakan tarafından, Dışişleri Bakanlığı tarafından hangi değerlendirme yapılmışsa, onun dışında bir değerlendirme yapmayacağım ve yapmıyorum da. Bundan dolayı Türkiye ile Rusya arasındaki ilişkileri değerlendirme yetkim de yoktur. Bu kriz süresi içerisinde, bildiğiniz gibi hükümet tarafından bazı kararlar alınmıştı. Tüm ilişkilerimiz dondurulmuştu. Bazı ilişkilere, bazı işbirliklerine kısıtlamalar getirilmişti ve siyasi ilişkiler tamamen kesilmişti. Bunun dışında söyleyecek bir şey yoktur. Nerelere gelindiğini siz iyi biliyorsunuz.

■ Yeniden bir araya gelme süreci nasıl işledi? İlişkilerin başlatılması için Rusya tarafının talepleri vardı. Öncelikli olarak ‘Türkiye tarafının özür dilemesi’ talebi vardı. Bu yapıldı, Türkiye’nin Cumhurbaşkanı tarafından yazılı ve sözlü olarak özür dile getirildi ve biz de bunu kabul ettik. Bu şartların yerine getirilmesi, ülkeler arasındaki ilişkilerin yeniden canlandırılmasını sağladı. Şunu da söylemek isterim ki, bu uçak krizinin bölgeye olumsuz etkisi oldu. Siz de takip etmişsinizdir. İşadamlarının ticari ve ekonomik çevrelerinin oluşturduğu verilere göre, bölge krizden sonra yaklaşık olarak 100 milyon dolar üzerinde kayıp yaşadı. Türkiye tarafı bunu nasıl değerlendirdi bilmiyorum ancak küçük olan bu bölge için büyük bir kayıp olduğunu ifade edebilirim.

Bazı kısıtlamalar oldu

■ Uçak krizi ve protestoların başlamasından sonra sizin ve konsolosluk görevlilerinin yaşam biçiminizde herhangi bir değişiklik oldu mu? Uçak düşürülme olayının ilk günlerinde tabi ki davranışların, ilişkilerin değişeceğini biliyorduk. Buna göre de gerekli tedbirler alındı. Çalışmalarımız tamamen değişti. Çünkü tüm ilişkilerimiz, tüm irtibatlarımız kesildi, her şey durduruldu. İlişkilerimiz donduruldu ancak mesaimiz değişmedi. Nasıl hizmet veriyorsak, aynı şekilde devam ediyorduk. Türk vatandaşları da geliyordu. Çünkü vize alarak gitmek için geldiler. Bizimle görüşmek isteyen herkese kapılarımız açıktı. Buraya çok sayıda gelen oldu. Farklı fikirler duyduk. Herkesi dinledik. Bu açıdan herhangi bir kısıtlama olmadı.

■ Başta güvenliğin sağlanması ve rutin ilişkilerin sürmesi olmak üzere Valilik, belediyeler ve yerel yetkililerle ilişkiler nasıl oldu, yaklaşım nasıldı? 24 Kasım’daki uçak düşürülmesi olayından önce de güvenlik açısından burada önlemler arttırılmıştı. Çünkü ilk protesto eylemi, uçak düşürülmeden önce gerçeklemişti. Bu olaylardan sonra Trabzon Emniyet Müdürlüğü’nden güvenlik tedbiri alınmasını istedik ve bu tedbirler alındı. Her şey yerine getirildi. Kamu yetkili makamları olsun, özel sektör ilişkileri olsun devam etti. İnanıyoruz ki; uçak krizinden sonra da herhangi bir talebimiz olsaydı, Valilik kabul ederdi. Ama biz öyle bir talepte bulunmadık. Belediye olsun, Valilik olsun, diğer platformlarda görüşüyorduk. Tabi krizden sonra bir çok etkinliğe katılıma sınırlama getirdik. Çünkü tüm ilişkiler durdurulmuştu, protokol üzerine de bazı kısıtlamalar gelmişti. İki ülke arasında yaşanan krizlerde bu normal bir durum. Görüşme sayıları azalır, randevu talepleri iptal edilir. Uçak düşürüldükten sonra bunların ortaya çıkacağını tahmin etmişlerdir, burada normal davranış sergiledik diyemeyiz. Ben halen bu uçağın ne amaçla düşürüldüğünü; basında da, hiçbir yerde de ‘ne amaçla düşürüldüğü?’ sorusunun cevabını bulamadık. Türkiye buradan ne elde etti? Bunu anlayamadık.


■ Bu durumdan konsolosluk görevlilerinin aileleri, Türkiye’deki Rus vatandaşları nasıl etkilendi? Şimdi aramızdaki ilişkiler düzeldiği için bu sorunuza cevap verebilirim, süreç devam etseydi bu soruyu cevaplamazdım. Moskova’dan ‘’aile bireylerinizi gönderin, onların davranışlarını kısıtlayın’’ diye bir talimat gelmedi. Yaşamları aynı şekilde devam etti. Öyle bir şeye ihtiyaç olduğunu da duymadık biz. Ama tabi protesto eylemleri olunca, bazı güvenlik tedbirleri alınmıştı. Kısıtlamalar değil de, görüşmeler ve dışarıda dolaşma imkanları biraz azalmıştı. Çünkü güvenlik açısından bazı sorunlar yaşayabilirdik. Ama yanlış anlaşılma olmasın, biz konsolosluk olarak nasıl çalışıyorsak, çalışmalarımıza aynı şekilde devam ettik. Kapılarımızı hiç kapatmadık, vermemiz gereken tüm hizmetleri verdik ve vermeye de devam ediyoruz. İlişkilerde daha ileri bir durum olsaydı, tabi ki bu kapı kapatılır, kapıya kilit de vurulurdu.

Türkiye’deki Ruslar

■ Türkiye’deki Ruslar kendilerini nasıl hissediyor, en çok ne tür sorunlar yaşıyorlar? Konsolosluk hizmetleri üzerinden bize yapılan başvurularda, en çok hukuki konularda sorun oluyor. Burada evlilik yapıyorlar, çocukları doğuyor, ölümler oluyor ve buradaki hukuk durumları, legal durumlarıyla ilgili bize başvuruyorlar. Bunun dışında Türkiye’nin diğer bölgelerine göre konsolosluğumuzun kapsadığı bölgede büyük olay sayısı, yok denecek kadar az.

■ Türk vatandaşlarıyla Rus vatandaşları arasında ne kadar evlilik olduğuyla ilgili bir istatistiğiniz var mı? Size şunu söyleyebilirim, burada yaşayan Rus vatandaşları evlilik yaparak buraya gelen bayanlardır. Yani bizim vatandaşlarımızın da Türkiye nüfusunun artmasında katkıları var diyebiliriz.

■ Son olarak Türk kamuoyuna bir mesajı var mı? Özellikle ilişkilerin normale döndüğü bu dönemde? Dileğim odur ki, halklarımızın barış içerisinde yaşamalarını diliyorum. Uçak krizi gibi olayların tekrar yaşanmamasını isterim. Çünkü bu olaylardan geriye, büyük bir üzüntüden başka bir hatıra kalmıyor. Bu bölgede huzur ve barış içerisinde yaşamamızı diliyorum ve birbirimizi daha da iyi tanımamız, anlamamız için güzel bir işbirliği içerisinde olmamız gerekiyor. Daha sıkı bir ilişki içerisinde olmamız gerekiyor. Farklı kültürlerden olmamıza ve farklı dilleri konuşmamıza rağmen birbirimizi çok iyi anlıyoruz ve anlaşabiliyoruz. Bu nedenle ileride ilişkilerimizi daha sıkı bir hale getirmemizi temenni ediyorum.

Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap