Karar Gazetesi’ndeki yazısında Mehmet Ocaktan’ın, “Mesele, Musul’un IŞİD’den temizlenmesi mi?” diye sorulu başlığını da okuyunca, “Bana göre asıl hedef ve amacın ne olduğunu net tek cümle yazayım” dedim. İşte o; ben diyeyim ‘gerçek’, siz söyleyin ‘iddia’. -“Hedef; geçmişte olduğu gibi Beyrut, Bağdat, Halepçe, bugün ise Halep’in ardından Musul’u da yakıp yıkmaktır. IŞİD de zaten bu amaçla, bu hesabın sahipleri tarafından Musul’a yerleştirilmiştir.”

Dayanağını da belirteyim mi? -“Açın bakın, “BOP” denilen Büyük Ortadoğu Projesi haritasına görürsünüz.” İşte bu nedenledir ki; tamamen İsrail’in hedefleri doğrultusunda, Irak’ın ‘uşak’ gibi kullanılıp, ABD’nin sevk ve idaresinde hazırlanan hesabın dışında Türkiye’nin tutulmak istenmesi... İnşallah Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kararlılığı, Ortadoğu’da geleceğe yönelik bu katliam hesabını bertaraf eder. Aksi takdirde... Aksini düşünmek bile acı veriyor! Tavsiye ederim, mutlaka uğrayın. Kaşüstü’nde, Novotel’in karşısında Trabzon-Rize karayolunun hemen kenarında. Hem vitaminli, hem de hesaplı..

OKUL TABELALARIYLA OYNAYANLAR...

Meslektaşlarımın, Hasan Ali Yücel ile Bener Cordan üzerinden yanlış hesaplarını tutturamayan Milli Eğitim’in Trabzon’da şimdi de Dünya Futbol Şampiyonu Erdoğdu Anadolu Lisesi’nin ismiyle ‘pinpon topu’ gibi oynamalarına aslında şaşırmamaları gerekir! “Neden?” derseniz... Milli Eğitim ile yıldan yıla, akşamdan sabaha oynama hastalığı Türkiye’nin maalesef en acı gerçeğidir! Hani hep demiyor muyuz; “Bu ülkede eğitim politikaları; gelen giden hükümetleri bırakın, aynı hükümetin değişen bakanlarına göre bile şekil şemal alır” diye.

Gelişmiş ülkelerde 40-50 yılda bir (o da çok az kısımda) değiştirilebilen eğitim politikaları, bu ülkede son yarım asırdır değişimden en fazla payı alandır. Maalesef! Onun için sevgili meslektaşlarım, okulların tabelaların zırt-pırt değiştirilmesini yadırgamayın! Temeline kibrit suyu dökülen bir eğitim de şekilcilik ile değişimi karıştıranların levhalarla oynamaları, meşgul olmaları kadar normal bir iş yoktur! Hadi, bir de; “Erdoğdu Lisesi futbol oynayarak şampiyon olmuştu. Bunlar tabelalarla oynayarak olsa olsa küme düşerler” diyelim mi?

DEVLET KENDİ TOPRAKLARINA SORTİ YAPIYOR İSE...

Ben “Barış süreci” dersem, kızanlar oluyor! Hem de çoklarının barış gibi bir niyeti olmadığı bal gibi ortada iken! Onun için şu sıralar Sabah’ta yazan Mehmet Barlas’tan alıntı yapmakta yarar var! 2 hafta önce şöyle yazmıştı: “Aklı olanlar; ‘Barış açılımı’nı fırsat bilip, Anadolu kentlerinde silah ve cephane yığınağı yapan PKK’lılara...” İşte, “Analar Ağlamasın” edebiyatı ile kentlere ne kadar silah ve cephane yığıldığını ‘hendekler döneminde’ tüm çıplaklığı ile yaşadık, gördük. Peki ‘barış süreci’ sırasında terör örgütünün kırsalda neler yaptığını anlamak için nereye bakacağız? Devletin şimdi kendi topraklarına bile uçakla sortiler yapmak mecburiyetinde kalmasına baksak, yetmez mi?

BALIK ÇORBASI, BALIKÇIM’DA

Şu sıralar şekerin sağlı- sollu ataklarına karşı koymaya çalışıyorum. En büyük desteği de elime tutuşturulan ve günde 6 öğün yemekle beni buluşturmasına rağmen, düzenli yürüyüşlerin de etkisiyle kilodan uzak tutan diyet listesinden görüyorum. Listenin bir numarası da duble olmadıktan sonra bir tas çorba. Onda da önceliği, evde hanımın tarhanayı ilk sıraya koya
rak hazırladıkları alıyor. Dışarıda olduğumuz zamanlar Moloz’da Salim’in Akyol Lokantası işimizi görüyor. Ama, Mayıs başından beri ikamet ettiğim Arsin’e gidiş gelişlerde Balıkçım’da içtiğim balık çorbasının yeri başka... Tavsiye ederim, mutlaka uğrayın. Kaşüstü’nde, Novotel’in karşısında Trabzon-Rize karayolunun hemen kenarında. Hem vitaminli, hem de hesaplı...