Bugün 10 Kasım. 20’nci asrın yetiştirdiği en büyük deha, asker, devlet ve fikir adamı, “Benim naçiz vücudum, bir gün elbet toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti, ilelebet payidar kalacaktır” diyen Mustafa Kemal Atatürk’ün cismen ebediyete intikal edişinin 78’inci yıldönümü. Gerçeklerin tarihçisi İlbey Ortaylı’nın günümüzden bakarak; “Mustafa Kemal Paşa’nın Cihan Harbi’ndeki konumunu tartışanlar var. Bizim memlekette amatörler ve kasabaların çok bilmişleri böyle büyük iddiaları ortaya atmayı severler. Yalnız bu iddiaların çoğu gerçekle, hatta mantıkla bağdaşmayan siyasi polemiklerin ürünüdür” diyerek bugünün zavallılarını eleştirip, teşhir etmesini sağlayan Mustafa Kemal Atatürk’ün, Hak’ka kavuştuğu gün; 10 Kasım...

*

Üstün özelliklerin bazı kişilerde Allah’ın bir hikmeti olarak çocukluktan başladığı gerçeğine, “O’nu tarife hacet yok”
dedirten şu kıssayla hatırladığımız değil, hiç unutmadığımız Mustafa Kemal:

*

-Çocukluğunda mahalle arasında sokak oyunlarını seyreder fakat katılmazdı. Bir gün çocuklar birdirbir oynuyorlarmış. O’nu da çağırmış; “Gel, sen de oyna” demişler. Mustafa Kemal; “Peki” demiş ve olduğu yerde ayakta durmuş. “Ama eğil ki atlayalım” denilince; “Ben eğilmem. Üstümden atlayabilirseniz atlayın” cevabını vermiş.

*

“Türk eğilmez kırılır” geni ve gerçeği ile, O’nun “Ne Mutlu Türküm Diyene” ifadesini kullanan iradesinin nereden geldiğini anladınız mı? * “Çalışmak bizden, yardım ve kolaylık ölümsüz Allah’tandır” ifadesini inançlarından feyz alarak kullanan, en büyük ibadetin çalışmak olduğunu bildiren bir dinin, İslam’ın Müslüman’ı, Atatürk’ün rahmet ve minnetle anıyoruz.

ABD’DE “SİSTEMİN BAŞKANI.” BİZDE İSE; “BAŞKANIN SİSTEMİ!” 

Çokları (bizdeki), ABD Başkanlık seçimlerinde Clinton rüzgârını estirip duruyorlardı? Neredeyse “Seçime bile gerek yok. Clinton başkan” diyecek kadar! Neden bilir misiniz? Amerika ile Türkiye’ye karıştırdıklarından! Nasıl mı? ABD’de sistem vardır başkanı seçer. Biz de ise mevzuatı olmasa da başkan sistemi! ABD’de de adamın kaşına, gözüne, karizmasına, boyunaposuna, yakışıklılığınagüzelliğine, hitabetine-heybetine değil, kolay kolay değişmeyen sistem ve hedeflerle uyumlu olup olmayacağına bakarlar! Yani, bizdekinin tam tersi! Anladınız mı, ABD’ye neden temelini bilinçli insanların oluşturduğu demokrasi adına “Özgürlükler ülkesi” dendiğini? Anlatmak istediğim; ABD’de başa kim gelirse gelsin, hayaller de, hedefler de değişmez. Bizim ahali de, ABD’de işlerin, politikaların gelen gidene göre, akşamdan sabaha değiştiğini sandıklarından hep yanılırlar. Tıpkı, 2 dönem üst üste görev yapan Obama’da da yanıldıkları gibi! Hafızanıza güveniyorsanız hatırlayın! Hatırlayamıyorsanız internet arama modlarına girin bakın. Obama başkan olduğunda, birileri bırakın adamı Müslüman hanesine kayıt etmeyi, neredeyse mesih ilan edeceklerdiı. İslâm dostu sayacaklardı. Barış elçisi yapacaklardı! Yaptılar da, ettiler de! İyi de Obama ile ne değişti ki? Hiçbir şey! Ortadoğu’da barış rüzgarları esmiyor; aksine savaş tamtamları daha kanlı çalıyor. Hristiyan aleminde İslâm düşmanlığı had safhaya varmış. Türkiye’de ABD’nin artık açık açık destek verdiğini beyan etmekten bile çekinmediği PKK, Suriye’de PYD terörü zirve yapmış. Ez cümle! Bizim ABD seçimlerinden çıkaracağımız dersin başlığı şudur: “Orada sistemin başkanı var. Biz de ise başkanın sistemi!” Türk tipi değil, gerçek ve gelişmiş demokrasi penceresinden bakabilirseniz, hangisinin doğru olup olmadığını kolayca anlarsanız...