SON DAKİKA



Haber > Gündem > Öğretmenin ve öğrenmenin yaşı yoktur

Öğretmenin ve öğrenmenin yaşı yoktur

29 Kasım 2015 Pazar - 10:38








“Candan açtık cehle karşı bir savaş/ Ey bu yolda ant içen genç arkadaş...” sözcükleriyle başlayan, “Şanlı yurdum her bucağın şanla dolsun/ Yurdum seni yüceltmeye antlar olsun...” şeklinde yemin eden, değerli öğretmen arkadaşlarımız... Bilmemiz gerekir ki; öğretmenlik, gerçekten ağır bir iştir. Zira öğretmenin elindeki malzemesi çocuktur, insandır. Her yönüyle toplumu şekillendirme, dizayn etme görevi, başka hiçbir meslekle kıyaslanamayacak kadar kutsaldır...

Belki dışarıdan bakıldığında öğretmenin görevi basitmiş, kolaymış gibi görülebilir. Ama gerçekte çok ağır bir görevdir. Herhangi bir anne düşünün; bir, iki çocuğu ile ilgilenip yetiştirmeye çalışsa bir günde bitap düşer. Herhangi bir baba düşünün, aynı şeyi bir çocuğu üzerinde denese, öğleye kadar dayanamaz. Nitekim, “Git okulun önünde oyna” sözcüğüne hepimiz şahit olmuşuzdur. Ama gel gör ki; toplum, bütünüyle eğitilecek pek çok sayıdaki çocuğu öğretmene yüklemektedir. Ama mesleğine karşı hakiki bir sevgi ve bağlılık duyan öğretmene bütün bunlar hafif bile gelir.

Öğretmen her an bir sonraki anın, her saat bir sonraki saatin, her gün bir sonraki günün işlerini planlamak ve derse hazırlanmakla meşgul olacağını bilmek durumundadır. Buraya bir parantez açarak, eğitim-öğretimde uygulanacak yöntemlerle ilgili David P. Page’nin bir öğretisini hatırlatalım: “Beş litrelik bir şişe düşünün, içine her dökülen şeyi pasif olarak alır. Eğer öğretmen çocukları, soruşturmak ve araştırmak için teşvik etmeyecek, öğrenmeyi arzu edecek şekilde ruhları uyandırarak hazırlamayacak ve cevapları kendi kendilerine bulmak için imkanlar vermeyecek fakat çocukların yerine kendisi düşünecek ve onlar araştırmadan önce neticeleri kendisi söyleyecek olursa, çocuğun kafasını beş litrelik bir şişe haline getirmiş olur. Eğer her gün doldurmakta devam edecek olursa, bir gün bu doldurduklarının taşıp döküleceğini bilmek durumundadır...” İşte bunun için diyoruz ki; öğretmenlik ağır bir iştir, öğretmenin işi hiç bitmez...

Öğretmenin; sosyal, ekonomik, toplumsal ve eğitsel alanlardaki temayülleri iyice bilmesi, çeşitli ders dışı çalışmalarda rehberlik etmesi, sınıfında ağır bir öğretim yükü taşıması, toplumda faal bir rol oynaması ve çocuğun şahsiyetini bir bütün halinde geliştirmesi, kendisinden beklenilen görevlerdir... Öğretmenin yaşı büyür, fakat başka hiçbir meslek şevk bakımından aynı derecede genç kalmak fırsatını vermez insana. Uzun yıllar bir okulda çalışmak imkanını bulan en genç ruhlu insan genellikle en yaşlı öğretmenlerdir. Şu husus hiçbir zaman unutulmamalıdır ki; öğretmenin ve öğrenmenin yaşı yoktur...

Öğretmenin emekli olması, onun toplumda önder ve örnek olmasına asla mani değildir. Bilgi ve kültürüyle, davranışlarıyla, konuşmalarıyla, yaşadığı toplumda iyinin, doğrunun güzelin, karşılıklı sevgi ve saygının timsali olmaya devam edecektir, etmelidir. Öğretmenlik gibi kutsal bir mesleğin mensupları, inanıyorum ki; bu güzide mesleğin saygınlığını korumak hepimizin en ulvi görevidir. Sevgiler, saygılar sunuyorum... “Milletleri kurtaranlar yalnız ve ancak muallimlerdir. Muallimden, mürebbiden mahrum bir millet, henüz millet namını almak istidadını keşfetmemiştir...” K. ATATÜRK


Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap