Hemen “Azrail işi bıraktı” sanarak sevinmeyin! Cenab-ı Allah’ın “Her can ölümü tadacaktır. Bir imtihan olarak size iyilik ve kötülük veririz. Sonunda Bize dönersiniz” Ayeti (Enbiyâ-35) uygulamadadır. Sadece kullar tarafından Türkiye’de “ölüm” ismi değiştirilmiştir!

*

Nasıl mı? Dikkat ederseniz, ülkemizde ruhun tenden ayrılması ile meydana gelen ölümler, ya “...hayatını kaybetti”, ya “...şehit oldu”, ya da “...etkisiz hale getirildi” diye seslendiriliyor, söyleniyor, yazılıyor, çiziliyor. Acaba ondan mıdır; kendi ocağına düşmedikten sonra terör saldırılarında ölenlere rağmen toplumun diğer fertlerinin umursamazlığı, önemsemezliği ya da hiçbir şey olmamış gibi akıllarda ve ruhlarda sefil bir hayatı sürdürmeleri! Ve de “Komşusu aç iken tok yatan bizden değildir” hadisini bile hatırlamayarak, bu ölümler çok basit vakalar imiş gibi, düğün-tören, davulzurna, kemençetulum, horon-halay ile günü gün etmeyi devam etmeleri... İşte bana “ölüm kalktı” başlığı attıran bu ruh hali ve yaşam şeklidir. Ha bir de; “Yaşarken ölmek” diye tarif edileni var ki! Necip Fazıl’ın; “İğreniyorum” başlıklı yazısında dediği gibi: “Ağlayamayan, anlayamayan, içini kanatamayan, yumruğunu sıkamayan insandan, Allah’ın Kur’an da ‘belhüm adal-Hayvandan aşağı’ diye andığı iki ayaklılardan iğreniyorum!”

GEÇMİŞİNE BAKIP AKLINI BAŞINA TOPLAMAK İSTEYENLER İÇİN…

O kadar çok ikaz, öyle ibret alınacak olaylar ve Cenab-ı Allah’ın öylesine buyurmaları var ki! Ama, her şey almasını becerebilen içindir. Atasözleri binlerce yıllık yaşanmışlıklarla, deneyimlerle oluşurlar. Kısa ve öz hesabıyla, kıssadan hisse şekliyle almasını bilenlere gerçeği de özetlerler. Bunlardan birkaçını bugünler için hatırlayacak isek: Birincisi; “Besle kargayı oysun gözünü.” İkincisi; “Ne ekersen onu biçersin.” Üçüncüsü; “Görmek istemeyen kadar kör yoktur.” * Sırada hep suçu ve suçluyu
kendi dışında arayanlar için Hünkâr Hacı Bektaş Veli’nin o muhteşem dörtlüğü var: “Hararet hardadır, sacda değildir. Kerâmet baştadır, taçta değildir. Her ne arar isen kendinde ara, Kudüs’te, Mekke’de, Hacda değildir.” * Cenab-ı Allah Kur’an-ı Kerim’ de İsrâ suresinin 72’nci ayetinde de şöyle buyuruyor: “Kim (gerçekleri görmeyerek) bu dünyada körlük ettiyse, ahrette de kördür, yolunu daha da şaşırmıştır.”

DENİZE DÖKMEK İSTEYENLER ARSİN’E GELSİN!

Yomra, Arsin, Araklı, hatta Sürmene’den hafriyat yapanlar topraklarını... İnşaatçılar artıklarını... Hatta; bazıları çaktırmadan çöplerini... Kısa yoldan ve ucuza dökmek istiyorlar ise Trabzon’a kadar gidip, Gülcemal projesine uzanmalarına gerek yok! Arsin’e gelsinler yer de hazır, dökülenleri anında denize iteleyecek kepçe de! Haaa; “suç” sanıp “biri görür” diye de korkmayın! Arsin Belediyesi seyrediyor!

Trabzon Büyükşehir Belediyesi seyrediyor! Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü seyrediyor! Sağlık Müdürlüğü seyrediyor! Denizcilik Bakanlığı seyrediyor! Anlayacağınız, devlet de seyrediyor, sahiline sahip çıkması gereken Arsin halkı da! Onun için endişe etmenize, korkmanıza hiç gerek yok! Buyurun gelin! Ya da kamyonlarınızı yollayın! Yeri bilmiyor iseniz, ben tarif ederim!

HATADAN DÖNMEK DE BİR FAZİLETTİR!

Trabzon’da okul isimleri konusundaki hatalı karar geri çekilmiştir. Tepeden tırnağa kadar, bilinen-bilinmeyen, emeği geçenler koca bir teşekkürü hak etmişlerdir. Böylesine hatalı bir karara imza atanlara da bundan sonra artık fazla yüklenmemek lazım diye düşünüyorum.

Çünkü, beşerler şaşardır. Şaşanların hata yaptıkları da anlaşılmış, verdikleri karar yok sayılmıştır. Böylesi bir karara imza atanlar da yanlışlarını idrak etmeli ve “Hatadan dönmek de bir fazilettir” diyerek art niyetli hesaplardan arınıp, böylesi bir hataya düşmemek için kendilerini iyi bir sıygaya çekmelidirler!