Suriye’de son günlerde Bayır Bucak Türkmenlerine yönelik katliamlar şiddetini arttırarak devam ediyor. Rus destekli Esad rejiminin saldırılarına karşı kahramanca direnen Türkmenlere acil yardım ulaştırılmalı, Türk ordusu duruma müdahale etmelidir. Aksi takdirde, aynen, Süleyman Şah türbesinin peşmerge himayesinde gizlice kaçırılması gibi bu defa daha geniş Türkmen yurtları da elden çıkartılmış olur. 10 Haziran 2014’te Irak’ta Musul ve tümüyle Türkmen şehri olan Telafer’i IŞİD işgal etmişti. Irak ordusu hiç direnmeden bütün silahlarını bırakarak geri çekilmişti.

Bu şehirlerin yanında Kerkük, Tuzhurmatu, Selahattin ve Anbar gibi şehirlerin kimi IŞİD’in kimi de peşmergenin eline geçmişti. Kerkük’te ve Tuzhurmatu’da çok az sayıda direnen Türkmen kaldı, diğerleri şehirleri terk ettiler. Bu noktada IŞİD’in ana görevi ortaya çıkıyor: sonunda Kürtlere bırakılacak coğrafyadaki Türk ve Arap unsurları bölgeden çıkartmak. Bu Batılıların ustaca uyguladıkları yeni devlet hazırlama politikasıdır. Türkiye ise sadece seyirci ve IŞİD’e yaptığı yardımlarla da bu politikanın destekçisi rolünü(!) oynamıştır.

Şimdi Ruslar da devreye girdikten, iş işten geçtikten sonra Rus büyükelçisini çağırıp, protesto etmek ise kına yakmaktan(!) başka bir sonuç vermemektedir. Ortadoğu’da bölge gücü olmak iddiasıyla Suriye krizinde aktif rol oynayan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti hem Irak’ta hem de Suriye’de, varlıkları sadece Türkiye’nin desteğine dayanan Türkmenlere karşı yöneltilen saldırıları bertaraf edemiyorsa bu iddia havada kalır ve Türkiye’nin inandırıcılığı kalmaz. Türkiye-Suriye sınırının özellikle batı tarafları Türkmenlerin yoğun olarak yaşadıkları bölgelerdendir. Hatay ilimizin hemen güneyi 60 km derinlikte Türkmenlerin Bayır-Bucak boylarının yaşadığı geniş bir bölge vardır.

Bu bölgenin ortasında Türkmen Dağı denilen çok sayıda savunmasız Türkmen köylerinin bulunduğu bir bölge vardır. Burada 200.00 Türkmen yaşamakta idi. Birkaç günden beri ise Ruslar havadan, Suriye devlet güçleri ise karadan bu köyleri bombalamaktadır. Türkmenler, Suriye olaylarının en büyük mağdurlarıdır. Suriye’deki çatışmaların hemen hepsi Türkmen bölgelerinde olmaktadır. Buna rağmen Türkler vatanlarını terk etmemek için kahramanca direniyorlar ama silahları zayıf olduğu için çok kayıp veriyorlar. Uçaksavarları yok ama Esad’ın kara kuvvetlerine köylerini hala teslim etmediler. Hatırlarsınız, bir yıl kadar önce bu çatışmalardan kaçıp sınırımıza gelen ailelerden Türkiye pasaport istemişti. Sanki turist karşılıyordu!

Bu bölge kaybedilirse, Hatay dahil çok ciddi problemler karşımıza çıkar. Bundan dolayı bu bölge ne IŞİD’e ne de Suriye rejim güçlerine bırakılamaz. Orada vatan mücadelesi veriliyor. Türkmenlerin hakkını, hukukunu savunmak Türkiye’nin birinci görevidir. Asla geç kalınmamalıdır. Bu coğrafya dünya için önemlidir, ABD’si Rusya’sı, İran’ı, hatta Çin’i bu bölgede var ama Türkiye pek ortalıkta görünmüyor. Hani, Ortadoğu’da oyun kuran biz idik!!! Ne oldu da sesimiz kısıldı? Anlamak mümkün değil; hangi hazırlığımıza veya neye güvenerek Esad’ı devirmeye kalktık? İşin sonunu görecek kadar bilgi ve kabiliyetimiz mi yoktu? Rabia’ya yapılan işaretler yetmiyor, hem yalnız Araplar Müslüman değil! Türkmenlerin, Kobani’ye gönderilen selama daha çok ihtiyaçları var. Türkmenlere yapılan katliamlar mutlaka durdurulmalıdır. Söz konusu olan vatan toprağıdır, VATAN...